sonsuza dek isimli albümünden enfes ama bir o kadar da insanın içini burkan bir şarkı..
sokaklar geçiyorum sızım hüznüm gölgem benim
caddeler aşıyorum gözyaşlarım en sessiz dilim
asılsız çarelerle yürüyorum işte böyle
zamanı geriye çeviririm diye
acılar yaşıyorum kavuşmak bedeliyle
bekliyor biliyorum az ötemde sessizce
adımlarım yaklaştı görüyorum orda işte
kayboluverdi yine sokaklar arasında
elbet birgün yollar çaresizce tükenip son bulacak
zaman işte yeniden başlamış olacak
inanırım kalbim onunla sonsuza dek yaşayacak
kaybolup gidecek mazide birlikte
2,5 yaşında ey dün dan adlı ilk bestesini yapmıştır. metafiziğe ilgi duymuş ve uzun yıllar hatha yoga, konsantrasyon ve kontamplasyon meditasyonu üzerinde çalışmalar yapmıştır. yayınlanmış üç de kitabı bulunmaktadır. bu kitaplardan bir tanesi, şiirleri ve metafizik deneyimlerini konu alan ey dün dan, diğer iki tanesi de müzik eserlerinden oluşan nota kitaplarıdır. şimdilerde yeniden bir album çalışması içinde olduğu söyleniyor. dileriz öyledir. değilse de çok yoğun onu anladım ben. tüm yoğunluğuna rağmen insanlara zaman ayıran, unutmayan, ihmal etmeyen, nazik, duyarlı, gerçek bir beyefendidir. ben bugün bunu anladım. *
Bütün dertler beni bekler yatağımın baş ucunda
Esir kalır hep yürekler kaderimin avucunda
Teselli etmiyor gönlümü
Ne yıldız ne de ay bu gece
Beklerim hasretle günümü
Yalvarıp göklere her gece
hüzünlü bi şarkı olmasına rağmen huzur verdiği için dinlendiren , dinlemekten bıkılmayacak şarkıdır efenim.şarkının bu denli huzur vermesinde doğan cankunun etkisi,emeği büyüktür tabii ki.o ses huzur veren aslında.
evet bir kısmınız bu şarkıyı merak edip, "bakalım wise ne demiş" diyerek youtube'a girip aramış olabilir. bulamadınız değil mi? yok çünkü şarkı. ben aradım google'da filan da öyle kırık link veren birkaç sitede ve bir de ttnet müzikte bulabildim.*. bir de "çikita" yazın bakalım arama çubuğuna bakalım neler geliyor... muza tamamladı değil mi akıllı sistem. hoş.
doğan canku, ben de dahil olmak üzere büyük bir kısmını tanımadığımız gerçek sanatçılarımızın nasıl, bizlerin de prim vererek **, yücelttiğimiz şarkıcıların, mankenlerin, mafya türkücülerin özel hayatları, -öznel fikrim olarak- beğenemediğim eserleri(!), gündelik saçma sapan uğraşlarımız, birbirine laf sokan siyasetçilerimiz falan yüzünden geri planda bırakıldığının, yok edilmeye çalışıldığının canlı örneğidir. her ne kadar o, muhtemelen, "ben sanatçıyım, bu insanlarla kendimi karşılaştırmam bile" diyerek kendini avutsa da içi kan ağlamaz mı insan olanın. yolda sokakta duyduğu saçma sapan şarkıları duyup da "ulan bunlar kadar olamadım galiba" demez mi derinlerden. sormaz mı "bu halk neden böyle oldu" diye?
çok uç noktalarda bi flameko gitaristi olmamasına rağmen, flamenkonun fundamentallerini çok iyi uygulayan, akdeniz tınısını yakalamış klas bir gitarist.
ankara devlet konservatuarı'nı kazanarak 6 yıl viyolonsel ve piyano eğitimi görmüştür. türkiye'nin en iyi gitar virtüözlerinden biri olan müzisyendir. sonduza denk şarkısı herkes tarafından bilinir ve sevilir.
