bu akşam yaklaşık 20 dakika sonra sezon finali ekranda olacaktır. merak ediyorum doğrusu her bölümünde ayrı bir macera yaşatıyor bizlere ekran başında. insana doğa karşısında neler yapabileceğini de anlatıyor. ve de doğaya saygıyı da arttırıyor. ve bu sezon çeşitli hikayelerden yola çıkarak yaptığı yolculuklar ile daha da anlam kazanmış bir programdır.
an itibariyle 21 mayıs 1864 çerkes sürgününü konu alan bir program yapmaktadır. zaten seviyodum, saygımı ve sevgimi kat be kat arttırdı bu tavrıyla. teşekkür ederiz...
2 dağcının kaçkar'a tırmanma heveslerini ve kötü hava koşulları nedeniyle birinin vefat edip, diğerinin de ayak parmaklarını kaybetmesini hatırlatarak aynı yollardan geçip onların izini takip eden bir bölümle ekranlardaydı bu hafta. televizyonda en izlenilebilir programlardan biri.
sarıkamış programından sonra yine duygu yoğunluğu yaşatmış programdır. kaçkar bölümü çok etkileyiciydi gerçekten. görüntüler, anlatış tek kelimeyle harikaydı.
bu hafta yine güzel bir bölümdü. yaşanmış hikayelerden alıntılar yapması güzel olan formatı bu sene daha bir keyifli hale getirmiş. beğenerek izliyoruz. kaçkar dağları müthişti..
yeni sezonunda yaşanmış hikayelerle ekrana gelen programdır. her cumartesi 23.10'da ntv'den izlenebilinecek olan programdır. televizyonda izlediğim en yararlı ve en etkileyici şeydir. bu yüzden programı hazırlayan ve sunan serdar kılıç'ı tebrik ediyorum.
sarıkamış faciasıyla ilgili yaptığı programla şuana kadar türk televizyon tarihinde izlediğim en güzel programa imzasını atmış, insanı duygulandırmış muhteşem insan. Türk askerinin o zamanlar yaşadığı psikolojik durumu, zorlu koşulları ve yaşam mücadelesini aynı yollardan geçerek ve aynı askerlerimiz gibi giyinerek onların neler yaşadığını anlatmış çokta iyi etmiştir.
sarıkamış ta bir bölümde gerçekten içten bir şekilde ağladı, nasıl ağlamasın ki? benim televizyon başından izlerken bile gözlerim doldu.
hem askerlerin şartlarında hayatta kalmaya çalışması hemde tarihi belgelerden bilgiler vermesi dört dörtlük bir program hazırlamış serdar kılıç ve ekibi tebrik ediyorum.
ayrıca enver paşa isimli şerefsize de kelime dağarcığımdaki bütün küfürleri saydırdı.
dün akşamki programda konuk olarak manken şenay akay ı çağırmışlar. şenay akay programı pek önemsememiş herhalde, kot pantolonla gelmiş doğaya. serdar kılıç, şenay akay ı memnun etmek için kurabiye, çay yaptı. sonra da yumurta pişirdi. iş yatmaya gelince "lan bu serdar doğa ayağına şenay akay ı neyse lan senin için fesat" diye kısa bir an düşündüm.
tümden kurmaca olan bir program ya da bu serdar denilen adam gayet geniş. şöyle ki: bugünkü programda hayko cepkin konuktu ve beraber bir yayla evinin önünde durdular. etraflarda kimsecikler yoktu o an ama evde yaşayanlar belli ki vardı. evin kapısını yokladı serdar hocamız ve baktı ki açık, daldı içeri. hayko şaşkınlıkla, "böyle direkt gircek miyiz?" felan diye sordu doğal olarak. serdar hoca ne dese beğenirsiniz: "selam verirsen bizi tanrı misafiri olarak kabul ederler". iyi de sen selam vermedin ki, evin gerçek sahipleri ortada yok. tamam orası dağ başı ama bu da tv programı yani. neyse bunlar girdiler eve, talan ettiler bir güzel. hayko yine soruyor, bir şey demezler di mi diye, serdar gayet rahat: "selam verirsen tanrı misafiri olarak ağırlarlar" diyor. iyi de sorun orada zaten. sen daha tanışmadın ev sahipleri ile selam vermedin. ya da tüm bunlar kurgu.
ne zaman izlesem bir konuğu ile birlikte olan, 'hani tek başına olacaktın lan' diye sordurtan program. içimdeki doğa olarak yayında iken çok daha zevkliydi.
