uzun ince bir yoldayım klibini * "aa ne güzel ya her çeşit enstürman varmış" deyip izlerken parçayı işaret diliyle söyleyen hatunu görünce tüylerimi diken diken yapan proje.
oldukça emek harcanmış iki klibi vasıtasıyla haberdar olduğum oluşum.
öncelikle emeklerini kutluyorum. orijinal bir iş olmuş, mevzubahis kliplerde her sanatçı şarkının küçük bir kısmını söylüyor ve altında da ismi ve "şehri" yazıyor. türkiye'nin (hatta dünyanın) değişik şehirlerinden insanlar şarkı söylüyor.
lakin "doğa için çal"ın uzun ince yolu amerika'dan, yunanistan'dan geçiyor ama sivasın doğusuna uğramıyor olacak ki iki klipte de şarkı sözleyen onlarca arkadaştan hiçbiri sivas-mersin hattının doğusundan değil.
hani tamam, van doğumlu biri olarak ekranda "van" görmek istemem şeklindeki içgüdüsel şehir fetişizmimi bir kenara bırakalım; kliplerde topluluğun ulvi amaçlarına uymayan "yukarıdan bakan" bir hava da var. sanki bir grup genç, zengin, neşeli ve uçarı reklam ajansı çalışanı biraraya gelmiş de böylece eğlenmişler gibi.
yani ben "halk" olarak bu caz gırtlaklı güzel kızları, adını dahi bilmediğim birtakım müzik aletlerini çalan uzun saçlı yakışıklı adamları "aşağıdan" izliyorum ve içimden hiç de bile doğa için çalmak gelmiyor.
hareketin başlatıcılarıdan olan fırat çavaş 3.proje için çalışma yaptığını biliyoruz.
belkide ülkede seslerini duyurmanın en doğru yolunu buldular.
öyle üniversitede taş,sopa vb...aletlerle protesto etmekten daha mantıklı
kaliteli bir iş yaparak hem dertlerini anlattılar hemde bir çok sevenleri oldu.
doğa,yok olduğunu fark etmez,kendi hakkında düşünmez,üzülmez.biz umursamalıyız kendimiz için bencilce diyerek farkındalık yaratmak amacıyla yapılmış bir oluşumdur.
müzik ötesi keyifli bir oluşumdur. sounddan sounda geçişler bu kadar lezzetli olabilir mi?? ellerine sağlık denilesi, gözlerinden öpülesi, içlerinde serkan çağrı, murat evginin de olduğu, gerek profesyonel, gerek de amatör ruhlu kimselerden oluşan müzisyenler topluluğu...
var olsunlar...
son çalışmalarını dinlerken kendimi ağlarken bulduğum proje. niye bu kadar duygulandım ben diye düşünürken işte birlik, beraberlik, çok seslilik, çok kültürlülük, dayanışma demekten kendimi alamadım. beni de alın aranıza be hacı. bi kublecik.
üçüncüsü çekilmiştir bu sefer 3 şarkı birden kullanılmış , gayet güzel olmuş sadece üzgün tema değil de birden hareketlenen araya jazz teması girmesiyle de farklı tat veren bir yapım olmuş...
gesi bağları parçası beni benden alıyor ama,arabaya her bindiğimde gideceğin yer yakın olsa bile o parça bitmeden arabayı durdurmuyorum.yolumu uzatıyorum,hızımı azaltıyorum ama şarkıyı kapatmıyorum.
şarkıyı dinlerken klibin aklımda kalan kısımlarını gözümde canlandırıyorum.
hayko'nun kısmında bağırarak parçaya eşlik ediyorum, ölüm varsa bu dünyada zulüüüüümm vaaaar diye höykürüyorum.
ama çok seviyorum be abi.
dırıdırıdırıdır.
çemberimde gül oyaaa, gülmedim doyaaa doyaaaa.