doktora ya da tıpta uzmanlık derecesi alındıktan sonra kişinin lisansüstü çalışmalarına bağımlı kalmadan çalışma yapabildiğini ispat eden kişi, yılda iki defa Üniversitelerarası Kurul başkanlığınca açılan doçentlik sınavı ve 3 ya da 5 kişiden oluşan jüri üyeleri adayın yaptığı çalışmaları inceler. Genelde branşa göre belirlenen asgari koşullar bulunmakta ve juri üyeleri tarafından bu koşulların sağlanıp sağlanmadığı öncelikli olarak kontrol edilmektedir
arkadaş bu kadar üniversite açtınız, bu üniversitelerin ünvanlı hocalara ihtiyacı varkene, siz işi daha da kolaylaştıracağınıza daha da zorlaştırıyorsunuz. o zaman sorarlar adama, .ok mu vardı bu kadar üniversite açacak, mevcut üniversiteler devam etseydi de, doçentlik, yardımcı doçentlik, profesörlük, öğretim elemanı (öğretim görevlisi, araştırma görevlisi, uzman vs...) olma kriterleri bin kat zorlaştırılsaydı, amenna da, şimdi sizin bu yaptığınız iş mi? bu koşullarda yeni öğretim üyeleri yetişemez, yetişen az sayıdaki insan da kafayı yiyerek o makama gelir, ondan da sonra hayır bekle, hayırsız huysuz psikopat birisi olur çıkar.
bu kuralları getirenlere, bu kadar gereksiz kasan yöneticilerimize, yaşlandınız veya gün geçtikçe yaşlanıyorsunuz, yarın birgün (allah gecinden versin de tabi) ölüp gideceksiniz, arkanızdan duadan çok beddua okuyacaklar, haberiniz olsun...
dün girdiğim sınavda layık görülmediğim unvandır.
lan Allahsızlar, sci makaleler falan var orada, 3 yabancı dil ve gavur ellerinden dereceler falan.
ben senin doktriner duruşuna mı tabi olacağım?
nerede kaldı akademik özgürlük?
gavurcadan 65 alamadı diye mesela, hak edenlere verilmez ama
bu doçentliğe layık görmediğin kişiler de tıpkı bir doçent gibi ders anlatır, not verir, tez danışmanlığı üstlenir.
genelde "ders anlatan kisi" anlaminda kullanilir.
avrupa´daki bir cok ülkede bunun icin sinava bile tabi tutulmaz. bu ünvani öylesine alabilirler. gerekli olan sartlar mesleki birikim veya hayatta yasamislik birikimidir, hic yoktan bir konuya hakim olmaktir.
her ögretmen bir docenttir. ülkemizde abartilan bir ünvandir. ünvan sahibi olmanin tek getirisi; ünvanlar hakkinda bilgisi olmayanlarin karsisinda ego tatmini yasamaniza sebep olur. "olm adam docent, ondan iyi mi bileceksin?" gibi laflar edilir.
bu sadece docentlik icin degil, profösörlükte de gecerlidir.
ünvaninizi yayacak olan en önemli sey, bilgi birikimi ve yapilan isin kalitesidir, üvanin kendisi degil.