evet değerli yazar arkadaşlar. gün geçmiyor ki ülkemizde bu tip tatsız, üzücü olaylar yaşanmasın. izmir'den sonra adını belli başlı olaylarla sıkça duyduğumuz adana'dayız yine. ancak bu sefer ne bıçaklanma, ne ölüm...
...belki ismi veya şekli farklı olsa da, en az bunlar kadar üzücü bir haber daha...
adana'da bir anne. kendisi dış ticaret uzmanı. hali vakti yerinde. üstüne üslük ikiz bebeğe hamile. ancak bunlardan birisi "down sendromlu". trajedi burada başlıyor. aile muhafazakar veya tutucu olmamasına rağmen, down sendromlu olan çocuklarını aldırmak ya da onun hayatı ile ilgili hayatî bir karar vermek adına uzun süre düşünüyor.
en son varılan noktada alınan karar : çocuk 5.5 aylıkken (yani yeterince gelişmiş) anne karnında kalbine ölümcül bir iğne yapılarak hayatına son verilmesi. (bu bence açık bir cinayettir).
doktor uyarır. yapmayın, riskli, sıkıntılı bir durum. ama aile, down sendromlu bir çocuğun gelecekte hem kendisi hem de ailesi için problem teşkil edeceği kanaatindedir. ve riske rağmen daha güzel bir hayat hayali ile bu zor kararı verirler.. sonuç : facia!
down sendromlu çocuğa iğne yapıldığında, karnındaki diğer bebekle birlikte anne... bağıra bağıra can verir. 3 ölüm. 1'i anne ve babanın kararı ile. diğer 2'si de bu kararın çıkan reçetesi...