bugün

Her iki açıdan da zor bir karardır. Bir yanda bir canı alıyorsun, hem de özeldir down sendromlular. Diğer yandan bütün hayatını bitirebilecek zorluklar yaşayacağını bilen anne baba.
Çocuğa da kendine de iyilik etmektir.
içinde yaşadığımız dünya sağlıklı insanlar için bile çok acımasız, fazlasıyla hoyrat.
Nasıl bir bebek ölümün ne demek olduğunu bilmediği için ailesinden biri ölünce üzülmüyorsa.. Hayata henuz doğmamış biri için de hayat kaybedildiği için üzülecek kadar önemli bir olgu değildir.
Normaldir, yasal olması gerekir. Kimse kaldıramayacağı bir taşı kaldırmaya zorlanamaz.
islam'da gebelik başlangıcından itibaren bebek, annenin canını tehlikeye atmıyorsa gebelik sonlandırılamaz.

Can alma hükmü Allah'ındır. Allah'ın verdiği canı Allah alır.
bakış açısına göre iyiliği değişkenlik gösteren eylem.

bir yandan hayatta itilip kakılması, yalnız kalırsa canının yanmaması için doğru bir adım, iyilik gibi bir eylemdir. fakat diğer bir yandan da yaşama hakkını, yaşayabileceği iyisiyle, kötüsüyle tüm anlarını elinden çekip alma kötülüğü.

iki ucu boklu değnek mübarek.
bunu yaparsa Çok büyük iki şey kaybetmiş olur, bir insanlığını iki down sendromlu bir bebeği.
Down sendromlu biriyle yaşamamış olan onların nasıl bir mucize olduğunu bilemez.
Bir tektaşa tav olup kendisine hediye edilen ömür boyu günahsız kalacak bir meleği reddetmektir.
Peki ya doğum sırasında veya doğduktan sonra herhangi bir sorunla karşılaşmayacağının, ömrü boyunca tedavi görmeyeceğinin, doğarken vakum veya forseps kullanımının beynini zedelemeyeceğinin, ya da büyüdü de kaza geçicip yatağa mahkum olmayacağının garantisi mi var?

Bence hiç çocuk doğurmayın. Ya da bu kafasaysanız hamile olduğunuzu öğrenir öğrenmez aldırın. Müneccimliğe soyunduysanız, geleceği görüyorsanız bilemem.

Allah hiçbir aileyi evladının hastalığıyla sınamasın. Zor bir karar, hiçbir kadını verdiği karar için eleştiremeyiz, o anki psikolojisini bilemiyoruz ama pazardan meyve seçmeye de benzemez bu işler.
Çürük çıktı at çöpe. Hee oldu.
Olayı dramatikleştirmekte üstünüze yok...

Down sendromlu çocuk her saniye mutlu mesut ortada güle oynaya geziyor mu sanıyorsunuz? Hayır. Krizleri oluyor. Çok büyük ve hırçın krizler bunlar. Baş edemeyebilirsiniz.

Özel eğitimleri bir dünya masraf. O kadar saflar ki iki saniye gözünüzün önünden ayırmanız onun tüm hayatına mal olabilir. Maddi ve manevi olarak.

Dışlanma meselesi var, normal bir çocuğun bile psikolojisini mahvederken bu zavallı yavruya neler eder... Ha bu arada evet dışlanma olayı gerçek. Her şey medyaya yansıdığı gibi olmuyor.

Haydi diyelim ki hepsiyle başa çıktınız. Bu işin ölümü var. Siz bir anda ölürseniz onunla kim ilgilenecek?

Gerçekten bir cana doğumundan ölümüne kadar acı çektirme hakkını sırf "katil" olmamak için kendinizde buluyor musunuz?
ikili testi riskli çıkmış Bir anne olarak, Başa gelmeden ahkam kesilmemesi taraftarıyım. Kesin doğururdum, kesin aldırırdım gibi "kesin" yargılar söz konusu bir evlat, bir can olunca "kesin" olmuyor.

Hele ki Türkiye şartlarında böyle bir ikilemde kalmayı umarım hiçbirimiz yaşamayız.

Amsterdam'da çocukları down sendromlu bir aile ile tanışmıştım. Çocuk dediğim, 40 yaşında, hep çocuk kalacak...
Aile özellikle hollanda'da yaşadıklarını, çocuklarının aldığı eğitimi, devletin verdiği desteği anlattığında acayip şaşırmıştım.

Türkiye'de olsa o çocuk, ailesinin yeterli maddi imkanı yoksa eğitim alamazdı. Ne eğitimi? Sürekli sorgulayan meraklı gözler yüzünden sokakta bile özgürce dolaşamazdı.

Allah kolaylık versin böyle özel çocuk büyüten çocukların ebeveynlerine.
Gerçekten zor bir karar. Kadınlarda genelde merhamet üstün gelir ve kıyamazlar.
Aldırmak daha mantıklıdır. Evet insan evladına kıyamaz doğru ama bencil olmamak gerek eğer evladına değer veriyorsan onun acı çekmesini istemessin. O acıyı kendin çek ama çocuğuna yaşatma bunları. Sen onun her zaman yanında olamayabilirsin ama o sana sürekli muhtaç olacak bütün hayatı boyunca.
zor bir konu bence..

tam anlamıyla bir yaşam sürmeyecekse aldırmak en doğrusudur bana göre..

bakıp, bakmama konusunda değilim açıkçası..

bilinçli bir şekilde yaşayacaksa, yaşamak hakkıdır ve yaşamına son vermek cinayettir..

ama tersi durum ise belki de insanlık onuru için gereklidir..

pe şinedit: onur, insanlıl onuru vesaire tabii ki boardmarker ile şahsım tarafından çerçevesi çizilen bir şey değil..

ama bazı konularda ilkelliği ya da doğaya hak veriyorum hepsi bu..
Bakacak olan siz değilsiniz, o yüzden aldıranları yargılamak da haddinize değil kamiller..
doğru eylemdir. sebebi ise asla bebeğin ilerde aileye yük olacağı değildir. yük olacak diye bir insanı öldürmek hak olsaydı, insanların yaşlı ve hasta ebeveynlerini öldürmesinde bir sakınca görmezdik. down sendromlu bebeğin vücudunda sağlam organı yoktur. ömürleri 35 yıldır. sürekli enfeksiyona yakalanan bir bağışıklıkları vardır, gerizekalıdırlar ve kısırdırlar. bunun alınması ile cinayet işlenmesi arasında bir fark nereden gelmektedir? bunu aşağıda kısa bir felsefî çıkarım ile izah edeceğim şimdi:

erkeğin spermlerini atması cinayet midir? hayır. kadının adet olurken yumurtalardan birini tuvalete atması cinayet midir? tabi ki, hayır. çünkü sperm hücresi veya kadının yumurta hücresi yaşama hakkı olan, hukuki olarak ortadan kaldırılmasına cinayet denen birer olay değildir. demek ki cinayetin özünde hukuk vardır. yaşama hakkı olanın hakkını "gasp edersek" buna cinayet denir. yaşama hakkı ilk ne zaman verilir? kilit soru da buradadır. spermin hakkı yoktur. ama doğmuş bebeğin vardır. demek oluyor ki, doğum ile döllenme arasında bir yerde yaşama hakkı "oluşmaktadır". peki tam kesin nokta neresidir? bu noktayı insanlık 10 hafta olarak belirlemiştir. 10 hafta öncesinin yaşama hakkı yoktur, 10 haftayı dolduran organizmanın hukuki olarak yaşama hakkı vardır. bu ise 10 hafta öncesi canlının aldırılabileceğini ve bunun asla cinayet olmayacağını bize net olarak ispatlar. bu 12 hafta olabilir miydi? evet. bu 2 hafta olabilir miydi? elbette. ancak 2 hafta olsaydı, 22 hafta olsaydı veya 36. hafta geçiş noktası olsaydı da yine şimdiki ile aynı sonuçlar ortaya çıkacaktı. bu işte bir gariplik yoktur. sayıların ne olduğunun önemi de yoktur. bir sayı olmak zorundadır. bu da 10 haftadır.
ben bile bazen anneme 'beni niye doğurdun' diyorken onun yaşamasına izin vermem acımasızlık olur.

henüz bilinci yerinde değilken onu bu dünyadan kurtarmak en mantıklısı.
çok uçta bir konu.

ben böyle bir çocuğum olacağını öğrensem aldırtırdım eşime. çünkü gerçekten koccaman bir bakım gerektiriyor böyle bir çocuk. ben ona bu kadar ilgi gösterebileceğime, ihtiyaçlarını karşılayabileceğime inanmıyorum.

ama bunu başarabileceğine inanan, o çocuğun daima arkasında durabilen anne babalar gerçekten dünyanın en büyük işlerinden birini yapıyorlar, büyük saygı hakediyorlar.

kimseyi çocuğunun böyle doğacağını öğrendi ve aldırdı diye suçlamamak lazım. bakamayacağını düşünüyorsan aldırırsın kendini de o günahsız yavruyu da perişan etmemiş olursun.

bu entry, bir oğulları down sendromlu olan ailenin karşı komşusu tarafından yazılmıştır. yani davulun sesi uzaktan hoş gelir, kolay bir şey değil. gördüğüm için söylüyorum.

edit: yahu adam gibi açıklama yaptım. özelden anama bacıma kaymanın ne anlamı var ne biçim adamsınız ulan ?

adamlar yazmış işte, down sendromlu bireyler genelde 25 30 sene yaşıyor.

ailesi her gün eziyet çekiyor. ulan anneannenizin ölmeniz için dua ettiğini düşünün. güzel bir şey mi de doğuracak çocuğu bre pezevenk ?

size ana bacı kayıp , gardınız düştükten sonra düşüncemizi söylemek lazım. anca o dilden anlıyorsunuz kodumun mağaradan çıkmış evlatları.

doğurun siz doğurun, o sabi sübyana da kendinize de dar edin dünyayı.

edit2: sayın arkadaşlar tekrar söylüyorum güzel arkadaşlar. ben sizin nasıl bir evlada sahip olmak istediğinizi bilemem. ben sadece karşı komşumdan gördüğüm kadarıyla çok ama çok zor bir şey olduğunu belirttim. ve kendimin bunun altına girecek kadar cesur bir kişiliğe sahip olmadığımı söyledim. bu kadar basit.

mesela benden sonra bir arkadaş, aldırmak cinayettir demiş, bakarım demiş.

helal olsun arkadaşım. sana helal olsun. bu yükü ben götüme sıktırıp sırtlanamadım, sen yapabilirmişsin helal olsun. saygım sonsuz. keşke herkes senin kadar küfürsüz anlatabilse derdini tabi.

edit3:down sendromu hakkında en ufak bilginiz var mı ulan dangalaklar ? yaşamını sensiz devam ettirebilirler diye cümle kullanan ve milleti anne baba olmaması gerektiği şeklinde suçlayan bilgisiz bir arkadaş var. bilmediğin konularda yorum yapma, belli ki bilmiyorsun.
Down sendromlu kişiler ortalama 30 yıllık bir ömre sahipler, yani büyük ihtimalle yine de ölümünü göreceksiniz.
yanlış karardır. öyle doğacak diye onun canından olunmaz.
Müslümanlar için bebeğin durumu ne olursa olsun, annenin sağlığına zarar vermediği sürece bebek aldırılmaz. Ancak annenin canını tehlikeye sokuyorsa bebek aldırılmasına izin vardır. Allah'ın verdiği canı allah alır.
Zor bir karar, neyse ki hayatım boyunca böyle bir karar vermek zorunda kalmayacağım, hangi aklı başında bir insan benden çocuk yapmak ister ki?
benim sahsi fikrim benim olsa daha karnimdayken ogrenirsem aldiririm . Hem benim açımdan hem onun açısından en doğrusu bu . Bu bir vicdan meselesi değil günümüzde normal çocuğa bile bakması ona güzel bir gelecek sağlaması bu kadar zorken down sendromlu bir çocuk çok daha fazla çaba zaman sabir ve işin gerçeği maddi durum gerektirir . O çocuğa bakamicaksan güzel bir gelecek veremiceksen bu dünyada var olması cokta önemli vicdani bir mesele değildir .
Cinayet. Aslında basit bir objeymiş gibi "bu olmamış" diye atıp yenisini yapmayı denemektir...

Lakin okuduğum bir "down sendromlular için özel eğitim okulunda tekrarlı tecavüz" haberinden sonra tereddütteyim.

insanın böyle bir çocuğu olur da koruyamazsa ömür boyu vicdan azabı çeker, kahrından ölür.

Derdini de anlatamıyor garipler...

Öbür dünya diye bir oluşum varsa, direkt oraya gitsin. Hiç acı, sıkıntı çekmesin. Günahını ben çekerim...

Not: Yaradan herkese sağlıklı çocuklar nasip etsin.

Oldukça zor karar.
Gayet normal olan durumdur. Down Sendromlular fiziksel olarak büyüdükçe ruhsal olarak büyümeyecek. Yani her geçen yıl eziyetin artması demek. Eğer ona bakmak isterseniz başka bir işle uğraşmamanız lazım.
Anne ve çocuk açısından doğru olandır.

Teyzemin çocuğu down sendromlu. Ananesi her gün çocuğun yüzüne karşı annesinin yanında 'allah seni alsın da kızım da rahat etsin artık 17 yıldır zehir ettin hayati' diye beddua ediyor. Çocuğun annesi de her gün gözyaşı döküyor, bi yere gidemiyor. Gerisine gerek var mı?

Her iki taraf için de eziyettir. Sadece down sendromu değil, eğer çocuğun anne karnındayken sakat yada kalıcı hastalık sahibi olduğu belirlenirse aldırılmalıdır.

Canlı olarak şahit olduğum için zor. Allah yardım etsin.