uzakdoğunun bağrından kopup gelen bir zen üstadının yolu new york'a düşmüştür. new york da yoluna devam ederken, her zamanki gibi rocksteady ile bebop ikilisini kovalayan ninja kaplumbağlar ile karşılaşan usta, genç kaplumbağaları izlemeye başlar. salak ikili rocksteady ile bebopu bir güzel patakladıktan sonra shredderın yanın postalayan genç kaplumbağalar evlerine, kanalizasyonun o eşsiz kokusunun olduğu yere, derinliklerine giderken, zen üstadı karşılarına çıkar. ve etkileyici dövüş tekniklerini ve hangi disiplini kullandıklarını sorunca, kaplumbağların başı sayılan leonardo şöyle buyurdu : 'biz bilmeyiz öyle teknik neyin, ustamız bize ne derse o!' der ve geri çekilir diğer kaplumbağa arkadaşlarının yanına.
daha sonra merakı daha da artan zen üstadı 'o halde beni bu tekniği ve disiplini size öğreten ustanıza götürün!' der.
bir süre 4 genç kaplumbağa aralarında konuştuktan sonra zen üstadının zararsız ve gayet ihtiyar olduğunu, bu durumla hiçbir şey yapamayacağını da düşünerek, karargahlarına götürürler, gözleri kapalı bir şekilde.
kanalizasyon kapısının hemen dışında bekleyen usta splinter, gözü kapalı getirilen birini görünce, hemen zen üstadı olduğunu anlamıştı.
daha sonra usta splinter şöyle buyurdu : 'açın gözlerini mikelenjelo! der ve mikelenjelo gayet yavşak bir halle : 'ehihehi, tamam ustaa' der ve gözlerini açar.
zen üstadı gözlerinin uzun süre kapalı olması sebebiyle gözlerini ovuşturduktan birkaç saniye sonra 'usta splinter'i görünce hayalkırıklığıyla beraber genç kaplumbağlara serzenişini dile getirdi :