-hanım koş bak gandi kemal.
-hanii? aa bumuymuş gandi kemal?
-evet o.
-ay düşecek şimdi,aaaa merdiven yukarı çıkıyoo bunlar inmeye çalışıyo..
-yok yok ,adam harbi solcu ondan soldan iniyo..
-neresi gandi bunun ,düpedüz cahil ayol bu..
-...hep bu melih gökçek yüzünden..tabela koymamış..
medya bir zamanlar Tayyip Erdoğan'ı nasıl bir güzel şişirdi ise Çakma Gandi'ye de aynen öyle yapıldı.Hem kaset skandalı patlak verdikten sonra kesinlikle aday olmam deyip sonra zafer kazanmış kumandan edasıyla genel başkanlık koltuğuna oturan bir karakter bu millete ne verebilir ki..
iler tutar bir yerleri kalmamış sadece bağnaz bir kitlenin fanatikliğine yaslanarak ayakta durmaya çalışan bir partinin kukla genel başkanı'nı dünyanın gelmiş geçmiş en büyük liderlerinden biri olan gandhi ile benzeştirmek türk basınındaki yoldaş kalemlerin en aptalca benzetmesi olarak tarihe geçecektir.
kaf dağının ardında küçük mü küçük şirin mi şirin bir ülkede, kara cahil bir kitle yaşarmış, bu yüzdendir ki, başlarına daha konuşmasını bilmeyen, ağzından çıkanı kulağı duymayan, ona buna kabadayılık etmekle siyaset yapıldığını zanneden bir başbakan almışlar. Sonra birileri bunun sonunun gelmesi gerektiğine inanmış, birlik olmuş 'gandi' yi içlerinden yaratmışlar. Adam öyle akıllı , öyle bilgiliymiş, o kadar sakinlikle ve belgelerle konuşuyormuş, başbakanın tam aksine o kadar oturaklı ve beyefendiymiş ki, birileri bunu çekememeye başlamış. Başbakanın bütün yalanlarını bir bir ortaya çıkaracağı için, referandum denen bir oyun ortaya çıkarmışlar, çünkü iktidar elden giderse bittiklerinin resmini görmüşler, bu yüzden saltanatlarını kurmak, işçiyi daha da ezmek, daha da sömürerek güçlenmek için 'evet' oyu istemişler. Fakat bu 'gandi' o kadar dürüstmüş ki, birilerinin yalanlarını söylemekten, ülkenin daha nice nice sorunları olduğundan halka yakınmış. Bakmışlar ki, halk elden gidiyor, kitleler halinde gandi'nin yanına bir geçiş söz konusu ne yapalım demişler ve sonunda çamur at izi kalsın mantığıyla,
_bu adam cahil çıktı demişler.
Lakin kendi cehaletlerini bir kez daha ispatladıklarını _cehaletin kör ettiği gözlerden dolayı_ görememişler.
kaf dağının ardında, küçük mü küçük şirin mi şirin bir ülkede siyasete atılan ve iş arkadaşları tarafından gandi diye çağırılan siyaseten zayıf, karakter olarak tartışmalı bir şahıs varmış. dostları bunu çok kullanır gandi aşağı gandi yukarı koştururlarmış. bir şey mi alınacak hemen gandi gidermiş. hele dostları arasında biri varmış ki, ismi ö. saw imiş, çok kullanırmış bu kunteği.
velhasıl kelam. gel zaman git zaman bu gandi siyasette giderek yükseldiğini zannedip partisinin genel başkanı olmuş. ülkesinin başbakanıyla yan yana geldiğinde küçük veletler gibi boynunu omuzlarının arasına sıkıştırır, esas duruşa geçermiş. sonra sonra, ülkede yapılacak bir anayasa referandumuna neden hayır diyosunuz diye soranlara "bu anayasa avakado üreticilerinin sorunlarını çözüyor mu?" gibi cahil cahil açıklamalarda bulunuyormuş. küçük bir kitle de bir bildiği vardır diyip ağızlarında salya alkış tutuyorlarmış buna. fakat siyaseti bilen, okuyan, yazan kişiler birbirlerine bakarak şunu demiş; dostum gandi demişsin ama bu adam cahil çıktı.