insanların psikolojik yapısını olduğu gibi yansıtan, laflarını esirgemeyen, kendini toplumu hatta yeri geldiğinde tanrıyı bile sorgulayan ve yazdığı romanlarda ben buyum işine gelirse mesajı veren dostoyevski benim favorimdir.
edit : donanımhaber dostoyevski fan club kurucusu.
dostoyevski psikoloji bilminin dogmasina sebep olmustur, tolstoy da gelmis gecmis en buyuk yazardir. ikisi de deger neden karsilastiriyoruz ki? benim favorim dostoyevski ama.
tolstoy 'onun kalemini tanrı kullanıyor' dediyse eğer tabii ki de bunu övülmeye değer birini övmek için söylemiştir. ya da röportajda onu kendisiyle kıyasladıklarında alçak gönüllü davranmak istemiştir. öyle olmasa gerçekten dostoyevski'nin kendinden üstün olduğuna inansa bile bıraksın da ona biz okuyucular karar verelim. ikisi de hünerlerini sergileyip, eserlerini ortaya koymuşlar. bize de okumak düşüyor. ben okudum ve kararımı verdim. lev tolstoy'un bütün eserlerini beğeniyorum. dostoyevski'nin ise beğenmediğim çok kitabı oldu.
bu yüzden tolstoy alır diyorum zaten dünyanın en büyük eseri kabul edilen savaş ve barış da bu gerçekliğe bir kanıt olarak öne sürülebilir. edebiyat hocama suç ve ceza mı savaş ve barış mı diye sorduğum zaman 'burun farkıyla savaş ve barış' cevabını vermişti. akıllı olun, artistlik yapmayın, çok da bilmeyin, dostoyevski diye tutturup adamın asabını bozmayın. hep popülerin, güçlünün yanındasınız. çakallar.
edit: eklenmesi gereken önemli bir bilgi daha.
Dostoyevski ‘Bir Yazarın Günlüğü' kitabında Tolstoy'un ‘deha' olduğunu ve ‘olağanüstü yüksek sanat' yaptığını vurgulayarak şu ifadelere yer verir: "Anna Karenina'nın yazarı gibi insanlar, toplumun öğretmenleridir, biz ise sadece onların öğrencileriyiz."
edit 2: yani ilk entry sahibi 'onun kalemini tanrı kullanıyor' şeklindeki övgü sözünü alıp da tartışmaya bile gerek yok elbette dostoyevski diyebiliyorsa, ben de dostoyevski'nin 'bizler onun öğrencisiyiz' sözünü ortaya atıp hayli hayli meydan okurum.
Bence tek ortak noktaları rus olmalarıdır. Dostoyevski ve Tolstoy'un kalemi, sürükleyiciliği, karakter analizleri bana göre tamamen farklıdır. Gel gelelim ikisi de okunası kitaplar yazmıştır.
normalde aradaki vs bir konuya ilgiyi uyandırır. ancak burada yazarların isimleri entry leri okutuyor, çünkü bir yanda tolstoy, bir yanda dostoyevski var diyip kıyaslayacak mantıklı kriterler üretemiyorum.
Tolstoy'un en sevdiğim kitapları: Kroyçer Sonat, ivan iliç'in Ölümü ve tabi ki Anna Karenina.
Dostoyevski'nin en sevdiğim kitapları: Budala, Suç ve Ceza, Öteki, Yeraltından Notlar, Cinler ve elbette Karamazov Kardeşler.
George Steinerın çalışması klasik eserler, üsluplar, eleştiri kuramı çerçevesinde gerçekten de ufuk açıcı bir okuma vaat ediyor; daha da önemlisi, farklı okumalara kapı açıyor.
Tolstoy mu, Dostoyevski mi? Öyle kolayca cevaplanabilecek bir soru değil George Steinerın ortaya attığı. Belki ilk başta, Tolstoya ya da Dostoyevskiye belli bir yakınlık hissiyle cevap verilebilir ama bu cevabın peşi sıra sorulabilecek Peki neden sorusuna birkaç cümle ile açıklama getirmek bir hayli zorlayıcı olabilir; oturup hakkında pekala bir kitap bile yazılabilir. George Steinerın yaptığı da bu olmuş zaten!
George Steiner, roman sanatı ile 19. yüzyıl Rus ve Amerikan romanının özellikleri üzerinde de duruyor çalışmasında ya da Tolstoyun ve Dostoyevskinin eserlerini diğer klasik yazarların eserleriyle de karşılaştırıyor (Örneğin Gustave Flaubertin Madam Bovarysi ile Tolstoyun Anna Kareninası, Robert Louis Stevensonun Dr. Jekyll ve Bay Hydeı ile Dostoyevskinin Suç ve Cezası) ama tabii asıl mesele, başlıktaki o soru. Her iki dev yazarın benzerlik alanları da gözler önüne serilmiş serilmesine ama kitabın ruhu, büyük oranda, Tolstoy ile Dostoyevskinin farklılaştıkları noktalarda saklı. Bir taraftan da şunu sormadan edemiyoruz tabii; Savaş ve Barış, Karamazov Kardeşler, Anna Karenina, Budala, Diriliş, Ecinniler vd arasında neden bir seçim yapalım illa? ikisi de deyip sıyrılsak işin içinden ya da Rus edebiyatının birkaç isimden ibaret olmadığını hatırlatmak üzere spekülatif bir hiçbiri cevabını versek...
Anlaşılan o ki, Rus edebiyatı uzmanları da bir fikir birliğine varabilmiş değiller. Zamanında The Millonsdan Kevin Hartnett, George Steinerın bu çalışmasından hareketle sekiz uzmana görüşlerini sormuş; cevaplar muhtelif... Benim uzman olmayan görüşüm de, kitaplara sığınmak yönünde olurdu sanırım; mesela, her iki yazarın da biyografisini kaleme almış olan Henri Troyatyı hatırlatırdım. Troyatnın Türkçede de yayımlanan bu iki biyografi kitabı arasındaki fark şöyle: Dostoyevski kitabı yaklaşık 450 sayfa, Tolstoy kitabı ise 1000!
Rus filozof Nikolay Berdyaev ise bir adım daha öteye giderek insanları iki tipe ayırmış; Tolstoy düşüncesine yatkın kişiler ve Dostoyevski düşüncesine yatkın kişiler olarak... Peki nedir bu düşünceler? Okur, bu yazarların ikisini de romanın belli başlı ustaları olarak görebilir; yani, onların romanlarında son derece kapsayıcı ve derine nüfuz eden bir hayat tasvirinin bulunduğunu düşünebilir. Ama biraz sıkıştırılırsa, mutlaka ikisinden birini tercih edecektir. Eğer tercihinin ne olduğunu ve niye böyle bir tercih yaptığını söylerse, bence o kişinin ruhuna nüfuz etmiş olursunuz. Tolstoy ile Dostoyevski arasında yapılan seçim, varoluşçuların angajman dedikleri şeyin göstergesidir; bu seçim insanın düş gücünü kader, tarihin geleceği ve Tanrının gizemi konularında birbirine taban tabana zıt olan iki farklı yorumdan birine bağlar.
Sonuçta cevabımız ne olursa olsun, George Steinerın çalışması klasik eserler, üsluplar, eleştiri kuramı çerçevesinde gerçekten de ufuk açıcı bir okuma vaat ediyor; daha da önemlisi, farklı okumalara kapı açıyor.
ikisi de harikadır. okuduğumuz ve öğrendiğimiz kadarıyla hayatları, yaşayış tarzları, bakış açıları gayet farklı olup kıyaslanması yanlış olduğundan yola çıkarsak bu iki büyük yazarı da kıyaslamak pek doğru olmaz. benim için dostoyevski belki biraz daha öndedir.
tolstoy kitaplarında soylu bir dil kullanır daha elitist durur dostoyevski ise daha sıcak ve halk dili kullanır buna rağmen ikisi de edebiyat tanrısıdır.