Suç ve ceza vs savaş ve barış gibi bir karşılaştırma olmuş. ikisi arasında seçim yapmak çok zor ama ben Dostoyevski'nin betimlemelerini, roman karakterlerini ve psikolojik tahlillerini daha çok beğeniyorum.
Diyorum ki tolstoy evdeki baba figürüdür.
Dostoyevski ise anne.
Tolstoyu, insanın içindeki duygu sokaklarında bulmak çok zor. O sokaklara isim verir, oralarda neler olduğunu bilir fakat içlerinde dolaşmaz.
Dostoyevski ise o sokağın kendisidir. Sokakta bulunan Her bir evin her bir odasına girer. Her odanın her sakinine dokunur. Onlarla konuşur ve dertleşir.
Tolstoy hayal edip yazmış ve toplumu anlatmıştır. Olayları sosyolojik açıdan tahlil etmiştir. Anna kareninada bizlere;
zengin, kültürlü, Entelektüel insanların ilişkilerini sunmuştur.
Aşk, entrika, ihanet üçgenini konu almıştır.
Dostoyevski ise, direk insanın içinden geçmiştir. Kendisi kabul etmese de, insan psikoloğudur. Feleğin çemberinden geçmiş ve Yaşayıp yazmıştır. yeraltından notlarda insanın karanlık tarafını yüzümüze tokat gibi çarpmıştır. ölüler evinden anılarda; katillerin, hırsızların, haydutların arasında yaşadıklarını anlatmıştır.
Dostoyevski, Tolstoy için şöyle der:
"Anna karenina gibi kitapların yazarları toplumun öğretmenleri, bizler de onların öğrencileriyiz."
Tolstoy ise ölüler evinden anılar kitabını okuduktan şunu söyler: dostoyevski Tanrı'nın kalemini kullanır.
Dostoyevski insan psikolojisine hitap eder. Tolstoy daha çok politika. Yani ikisi de farklı iki değer. Ama bana göre de dostoyevski. Bence tolstoy'da onu seçerdi.