raskolnikov katilinin sabah akşam üstad dostoya şükretmesini gerektirecek durumdur. haddini bil denilesi insan raskolnikov'u kendine getiren önermedir.
dostoyevski olmasaydı ben, ben olmazdımdan yola çıkarsak daha bir anlamlı olacak anlatım.
dostoyevski insanı ve doğasını tarif konusunda o kadar zirvededir ki kitaplarını okumasaydım, şu an sahip olduğum insalık haline sahip olamayacağım katıksız bir gerçektir.
evvela sanatkar nedir? bütün imkanların erişilmez ucu, gayelerin gayesi, kemallerin kemali, maveraların maverası olan allah'a doğru sonsuz bir tekamül yolunda giden insanoğluna mahsus vücut veriş nevileri içinde en zengin ve en güzel hissenin üzerine oturmuş mahluk... evet sanatkar bir mahluktur, fakat yaratmak cehdinde olan bir mahluk!... onun bir eseri, bir de kendisi vardır.
işte sanatkar, çok defa yaratmaya kalkıştığı tipin, yaratılmış olan ta kendisidir.
mantık biliminin babası aristoteles, başlığı görseydi kahrından ölmese bile ağır bir felç geçirirdi,bu kesin. heleki üstüne birde ,kafka olmasa,gregor samsada olmazdı... şeklinde bir başlığa daha denk gelseydi ,yüksek dozda ucuz mantıksal çıkarımdan ölür giderdi.
mayakovski olmasaydı nazım olamazdı tadında tümce. tabi burda bir karakterin ortaya çıkışına bir yazarın vesile olması söz konusu. yani karakter yazarın düşünceleri, dışavurumu icabı küllerinden doğuyor.
fakat şu ilk malum tümcemdeki esinlenme aralığı da mevzudan çıkarıbilir.tabi bu bakış açısına göre her şair, yazar, sanatçı kendsinden yıllar önce yaşamış sanatçılardan esinlenmiştir. ve açıkçası konunun sonu yoktur, sadece bize o esinlenmeleri bulmak düşer.