bunu becerebilen bir insan varsa benim gözümde fezaya çıkmış kadar yücedir. aşmıştır. zaten dostoyevski okumak beyni yeterince yorar. bir de buna güllü'yü karıştırman saygı duyulacak bir olaydır. düşünsene hiç olmaz ki. bir kitabı okurken onu gözünde canlandırırsın ister istemez. karakterleri kafanda şekillendirirsin, tipini filan belirlersin. film gibi olur artık o kitap zihninde bir nevi. misal en tanınmış karakterlerden biri: raskolnikov.. suç ve ceza'yı okuyorsun. kafanda tasvir etmişsin raskolnikov'u, yolda yürüyor filan arkada da güllü'nün sesi. soundtrack kıvamında. raskolnikov'un halini düşünsene bi. yazık, olmaz valla. hem güllü'nün ne işi var lan rusya'da. cidden olmaz.
nikolay raskolnikov un kemiklerini sızlatacak cinsten bir eylemdir. hadi kiboş dinlense neysedir. ama güllü o tiz sesi, cazgır hali ve kanada katırı görünümüyle hafızalarda hiç de hoş şekilde yer almamaktadır.
beynin durmunu ortaya çıkaracak bir efor testi olarak mükemmel bir fikirdir. bakalım insan beyni ne kadar dayanıklı sorusuna böyle bir deneyle cevap bulunabilir mi ne?