Bu kadar eleştiri yapabildiğine göre dostoyevski'nin eserlerini rusça olarak okumuş olabileceğini düşündüğüm yazarın insanı şaşırtan söylemi. "ne de doğru kelimelerikullanarak bir üslup yaratabilir" diyen bir insanın çeviri eser okuyup, çeviri eser üzerinden bu tespiti yapıp bunu söylemesi imkansız nitekim.
bırakın ustalık dönemi kitapları olan suç ve ceza, yer altından notlar, ezilenler, kadın budalası, ecinniler, kumarbaz, beyaz geceler, karamazov kardeşleri yazdığı ilk kitap olan insancıklar'ı okumak bile ne kadar başarılı bir yazar olduğunu gözler önüne serer zaten.nitekim dönemin otoritelerinin görüşü de bu yöndedir.
(bkz: nikolay neksarov :' yeni bir gogol doğdu.')
(bkz: gogol)
kesinlikle yanlış bir tespittir. insancıklar adlı kitabından bir alıntı yaparak sizlere sunmak istiyorum. böyle bir yazar şişirilmiş olabilir mi? üstelik bu onun ilk kitabından...
--spoiler--
"Şu zengin adam, rüyasında ayakkabı görse; herhalde bu altı delik, üstü yamalı bir ayakkabı olmaz. Ya Gorohavaya vitrinlerinde gördüğü yeni bir ayakkabı ya da içi keçeli bir çizmedir. Dur, şu zenginin rüyasına girip birşeyler fısıldayayım: "Neden hep kendini düşünür, kendin için kazanır, kendin için harcarsın be adam? Ayakkabıdan başka rüyana girecek daha asilce şeyler bulamaz mısın? Eğer akşam tıka basa yemeseydin belki daha güzel rüyalar görecektin! Dün sana el açıp 'bir ekmek parası...' diyen adama üç beş ruble verseydin; belki de bu gece rüyanda Zümrüdü Anka'nın sırtında dünyayı dolaşacaktın.."Yok, yok; bu zengin laftan anlayacağa benzemiyor. Ne hali varsa görsün."
--spoiler--
"Sanat, zaman geçtikçe güzelleşen çirkin şeyler üretir. Moda ise zaman geçtikçe çirkinleşen güzel şeyler üretir" demiş Jean Cocteau, bunu dostoyevski için mi demiş onu bilemem ama demiş yani. öyle aktarayım dedim.
yazarın notu: önce güldüm, sonra kıçımı döndüm uyudum.
küçük iskender' in şair, elif şafak' ın yazar diye okunduğu ülkede olan durum. ayrıca dili varıp da bunu söyleyenin evine bu gece elinde baltasıyla rodion romanoviç raskolnikov gelsin diyor, iddianın kendisi kadar gereksiz olduğunu düşündüğüm bu giriyi şu anda istanbul yolunda olan halama selam söylerek bitiriyorum.
not: rodion romanoviç raskolnikov ve baltası konusunda ciddiyim.
sadece ezilenler eserini okuyarak bile onun ne kadar büyük bir yazar olduğunu anlamanız mümkünken oldukça iddialı bulduğum söylemdir. kişisel fikirdir, fakat kanaatimce dostoyevski gelmiş geçmiş en büyük yazarlardan biridir.
evet dostlar yine yeni ve yeniden bir kanayan yara daha önümüze tüm çıplaklığı ile serilmiş durumunda. ve ben bu çıplaklığı siz yazarların gözüne adeta "kral çıplak" edasıyla yaklaşarak zihinlerinizi sarsacak ve tabularınızı yıkacağım.
evet dostoyevski kimdir? çarlık rusyasının kenarda köşede kalmış bugün de anı pek anılmayan anca gençler tarafından hava atılmak için sağda solda adı anılan vasatın üstüne çıkamamış bir yazardır. peki neden balon bir yazardır? açıklıyorum; efendim bu adam kalkar bir kitabında çarlık rusyası ve orta avrupa tarihini eleştirmeye çalışır ama bunu ne becerebilir ne de doğru kelimeleri kullanarak bir üslup yaratabilir, sonra kalkar bir kadının gözünden salak saçma aşk hikayeleri ve kavuşmalar-ayrılıklar anlatmaya kasar ama bunu da beceremez. sonra kalkar cinayet gibi sözde herkesin dikkatini celbedeceğini düşündüğü bir konu üzerinden bir gencin psikolojik durumunu tasvir yoluna gider bunun üzerinden adeta prim yapmaya kalkışır. en acısı bazı salaklar sayesinde kumar borçlarını öder siki taşağında denk bi şekilde yaşamaya çalışır. ama bu vasat yazar malesef bunu da beceremeyerek tarihin tozlu raflarında yerini alır...