geçenlerde yaptığım eylem. kitabevinde dolaşıyorum, rus edebiyatı bölümüne kadar geldim amaçsızca. dostoyevski nin kitaplarının başında inanılmaz bir güzellik duruyor. hemen dostoyevski nin başında bittim ben. bir kıza bakıyorum bir de elimdeki suç ve ceza ya. onun elinde budala kitabı duruyor. bir şey mi anlatmak istiyor, bilmiyorum. ben oradaki tüm dostoyevski kitaplarını elime aldım, fütursuzca inceledim. manyak gibi 4-5 kitabını aldım dostoyevski'nin kasaya doğru yürüyorum. ama nasıl yürüyüş, o kadar vakur ki. tamam dedim şimdi kız da arkamdan gelecek, bir şeyler içmeye davet edecek, akşam da sevişeceğiz. ama yok bir halt olmadı. ben parayı bayıldım, akşam da yeraltından notlar'ı okudum..
(bkz: hayaller aleminde yaşamak)
zeki demirkubuz'un yaptığı eylem. bir de triplere girmezler mi? dostoyevski, üzerinde derin etkiler bırakmışmış.. hadi ordan çakma entel seni. yok arkadaş, türk sanat dünyası çok amele. bir de birbirlerinin sırtını sıvazlamak için ödül vermezler mi?.. hollywood'un çok çok çok gerisinde olmanın ötesinde hiç bir sanat dalında ortalama bir başarıya bile erişememişiz dünya çapında.