konuşamadığınız , gülemediğiniz,ağlayamadığınız, yemek yiyemediğiniz, susayamadığınız , nefes bile alamadığınız kısaca yaşayamadığınız bir anda sadece tek bir mesajla sizi hayata döndürebilme gücüne sahiptirler. tek bir mesaj...
'siktir et kanka, bir dörtyol -hürrem yapak mi? '
tepkisiz kalırsınız ilk başta. çok samimidir çünkü mesaj. gelemeyeceğinizi uygun bir dille anlatmak istersiniz. çünkü depresyondasınızdır. yalnız kalmalısınızdır. ruhunuzu dinlendirmelisinizdir. ama gitmediğiniz takdirde sırayla önce ablanız, sonra diğer ablanız sonra eviniz aranacak. sizin neden gelmediğiniz sorulacak tatmin edici bir cevap alınamayınca da mahallenizi bombalamak için gelinecek, bunu bilirsiniz.
hayata küfür ede ede çıkarsınız evden. tabi her zaman olduğu gibi yine geç kalacaksınız. sizi bekleyen iki dişi voyvodaya bir bahane bulmak zorundasınızdır. yoksa sizi yakarlar. depresyon falan dinlemez kazıklara oturturlar.
'hasan... evet yolda hasanı gördüm, bırakmadı bir türlü onunla konuştuk '
işe yarar. hasanla ilgili sorular sormaya başlarlar. siz geçiştirirsiniz. ardından her zamanki mekana gelinir. her zamanki bakkaladan bir paket winston light ve bir adet çakmak alınır.
oturulur. ve başlanır 'hayat güzel' ile ilgili nutuklar atılmaya. küçük enişte azarlamayla karışık seni döverim tehditleri savurur, diğeri ya kanka dürüm ısmarlayayım mı sana der. ama bunların hiç biri sizi mutlu etmez. yaşam enerjinizi geri getirmez. yarım saat böyle konuşmalar sürer.
ardından biri.
'biz varız oğlum daha ne olsun ' der.
vay anasını! işte sihirli kelime tam da bu! onlar var! dünyanın en pislik insanı olsanız bile onlar var. kafanızı nereye çevirirseniz çevirin onlar var! gözlerinizi kapatın , yine onlar var. konuşun , yine onlar! nefes alın, gülün, ağlayın, konuşun ... onlar hep var. gitmiyorlar. kovsanız da , bağırsanız da , en affedilmeyecek piçliği yapsanız da onlar var.
çünkü onlar yaşadığınız her nefeste mint ferahlığı yaratan harika mahlukatlar.
çünkü onlar hiç beklemediğiniz bir anda zilinize basıp kaçan insanlar.
çünkü onlar birbirlerinden güç alarak yaşayan dostlar.
artık inanmadığımdır.. elinizden geldiğince sevginizi verirsiniz ,enerjinizi alır , neşenizi alır .. gün gelir sen bana ne yaptın ki olur.. sen kötüsün olur.. seni gözümde büyütmüşüm olur.. işte o an durup boyunuzun ölçüsünü alır enayiliğinize söversiniz..
"mü'minler mü'minleri bırakıpta kafirleri dost edinmesin. her kim bunu yaparsa artık onun allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. ancak kafirlerden gelecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. allah, kendisine karşı gelmekten sizi sakındırıyor. dönüş yalnız allah' adır."
al-i imran suresi 28.ayet.
insanı çoğaltır, insan birken iki olur, uzakta yakında olmasını fark etmez o insanın size değer verdiği bilinirse lokumdur hele hele sizi ince ince düşündüğü de bilinmişse çifte kavrulmuştur. O insanları özenle saklayınız.
Bu duyguyu gerçek anlamda yaşayabilmek için gereken en temel şart tarafların erkek olmasıdır.
Zira iki kadının birbiriyle dost olabilmesi mümkün olmadığı gibi,
karşı cinslerinde dost olabilmesi uzun vadede mümkün değildir.
Çünki; kadın tabiatı "ego" üzerine kuruluyken dostluğun sürmesi karşılıklı fedakarlığa dayanır.
yollarınız hayat boyunca ayrılsa da farklı şeyler yaşayıp birbirinizi uzun zaman görmeseniz de hep bir yerde kesişebileceğinizi bildiğiniz bir kardeşliktir.temel unsurları zaman,güven, eğlence, konuşabilecek şeyler, ve anı geçirmek için sadece eğlenceyle yaşamak değilde anı sessiz sedasız kitap okuyarak geçirebilmektir. tabi ki çok eğlenirsiniz çok gülersiniz ama bir o kadar da karışık kafalarınızı saatlerce anlatabilir beraber konuşabilir bazen de hiç konuşmayabilirsiniz. Her zaman güvenebileceğiniz birisi olduğunu bilmenin verdiği güvenle başınıza gelen olumsuzlukların üstesinden daha kolay gelirsiniz, bünyeye çok faydalıdır yani dostluk. gece boyunca aklınıza gelen ilk şarkı sözünü yazmaca oynayarak sabah erken kalkıp zombiye dönebilir, piknik yapcaz diye tutturup kocaman termos hazırlayıp sonra karar değiştirir elinizde koca termos restorana gidersiniz, yolda pijama giymiş size tip tip bakan adamın seri katil olduğuna kendinizi inandırır koştur koştur eve kaçabilirsiniz, bir gün zengin olursanız 500 tl lik çiğköfte alıp millete dağıtacağınıza söz verebilirsiniz, birbirinize küsüp 3 gün sonra ''la ben senle küsüm hala farketmedin mi öküz'' diyebilirsiniz. dedikodu yapmamaya yemin edip bütün gün lafın başını söyleyip karşınızdakini deli edebilirsiniz.Hayaller kurar olmayınca ''neyse hacı çok uçmuştun zaten'' diyip birbiriizi teselli edebilirsiniz. gece yarısı kumpir yapar, bazen de akşam 10 da saate hiç bakıtmadığınız arkadaşınızın psikolojik olarak uykusunu getirtip uyutabilirsiniz. gün olur sevdiğiniz aşk filmine gidecek sevgili olmaması dolayısıyla ''gel hacı beraber gidek''dersiniz. önce ''hadi lan ordan insan kankasıyla aşk filmine gidermi la absurttt'' dese gidersiniz. başkalarıyla çok eğlenince kıskanabilirsiniz normal.iyi bişey dostluk ya. gerçi olayı bilmeyen birisi burda neyi anlattığım konusunda şüpheye düşebilir ama valla fazla betimlemekten oldu. yok abi fazla betimlemiycen hiçbişeyi.
Dostluk öyle ciddi bir konudur ki. Rahat hareket etmek, sırlarını paylaşmak, kendini yalnız hissetmemek ve güvenmek için daim olması gereken insan(lar)dır. Dost olmak kolay değildir. Dost dedikleriniz genelde arkanızdan vurur bu yüzden tek tüktür öyle iyi kişiliğe sahip insanlar. Bulursanız şayet sakın bırakmayın, arkasından vurmayın. Çünkü onlar kara günde de yanınızda olacaktır.
bugüne kadar 5 dostum olmuştur ve hala varlığını korurlar. biri diğerlerinden farklı o hem dostum hem sevgilim. sadece sevgili olmak değil dost olmak da gereklidir çünkü bir ilişkide sadece sevgili olmak o ilişkiyi uzun süreli devam ettiremez ve eğer uzun süreli ilişki istiyorsanız sevgili olmanın yanında dost olmayı da denemelisiniz. herşeyi paylaşmak dertleşmek çözüm bulmak gerek ve bunların tek adresi dostlardır.
hep iyi arkadaşlıklarım oldu. uzun uzun seneler süren.
bir iki de dostluk sığdırdık, kısacık ömrümüze.
hep tek dostum var derim, ağız alışkanlığı. bir o var derim, e en çok o çekti kahrımı. sarhoşken gülmelerimi, üzgünken ağlamalarımı, mutluyken gevezeliklerimi.
sonra bir dostum daha olmuş, ben bilememişim. bilmişim de hiç iki dostum var dememişim.
arkadaşım, daha yenice annesini kaybetti, görevimi yaptım yapmasına da hiçbiri şu mesaj kadar önemli değildi.
"zaten annem yok, bari sen olsaydın bugün."
dostluğun tanımını yeniden yapacağım, dostluk başka bir şey. dostluk ne güzel bir şey.
dostluk bir de çocuk parkında yansımıştı objektifime.
