"Dostluğun karşılıklı yakınlığında kendini dinlendirmeyen insan için hayat, hayat mıdır? Karşısında kendinle konuşuyormuş gibi her şeyi söylemeye cesaret edebileceğin birini bulmaktan tatlı ne var?
iyi günlerinde senin kadar sevinecek biri olmasaydı mutluluğundan ne zevk alırdın?
Öte yandan kara günlerinde senin kadar üzülecek bir dostun olmasaydı o günlere katlanmak ne zor olurdu..."
Cümleleriyle harika bir şekilde anlatılmış günümüzde kelimeden öteye gidemesede eğer kelimeden ötesi bulunursa dünyanın en değerli hazinesi.
Sadece bir dostum oldu benim. Sırtımı yaslayabileceğim ne yaparsa yapsın yanında durabileceğim bir dostum oldu. Şu zamana kadar beni en iyi dinleyen insan o oldu. Şimdi bunları yazarken bile gözlerimin dolmasına sebeptir. Canım arkadaşım..
Üniversitede 4 yıl beraberdik, hiç kopmadık hep yan yana.. Yoldaşımdı o benim. Beni benden daha iyi bilen, korkularımı alıp
Götüren, bir fincan kahve eşliğinde söylediğimiz türküdeydi dostluğumuz sıcak ve güzeldi.
Onu dinlemediğim icin ve onun mezun olup memleketine gitmesinden sonra yaşadım sonradan keşke olmasaydı dediğim her şeyi.
ilkinde ona bana nasıl olur destek olmazsın diye kızmıstım, ağlamıştı.Beni üzdüğü icin ağlamıstı.
Keşke dinleseydim dostum keşke dinleseydim seni..
Neden yalnız bıraktın ki beni, ya da ben neden sende bulduğum o arkadaşlık o yakınlık duygusunu yanlış insanlarda aradım.
Hep sen olsaydın ya hayatımda dostum, hep yol gösterseydin ya bu deliye. Herkesin dinlemesini, rehberlik etmesini istediği ben sen olmayınca batmısım hatalara.
Düşünüyorum, sen gitmeden önce yapıp ta pişman olduğum hiç bir şey yok.
Simdi 1 yıl oldu aramıyorum seni, inşallah çok çok mutlusundur, eşinle ve minik oglunla canım dostum.
Arayamıyorum, çünkü kafanı şişirmek istemiyorum, aramıyorum çünkü utanıyorum yine ve yine annesini üzmüş bir yaramaz çocuk gibi. merdivenin altında bekliyorum seni, sen gel sen ara nolur.
Montaigne güzel anlatmıştır bunu :
"Dost ve dostluk dediğimiz, ruhlarımızın beraber olmasını sağlayan bir raslantı ya da zorunlulukla edindiğimiz ilintiler, yakınlıklardır. Benim anlattığım dostlukta ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış kaynaşmıştır ki onları birleştiren dikişi silip süpürmüş ve artık bulamaz olmuşlardır. Onu niçin sevdiğimi bana söyletmek isterlerse bunu ancak şöyle anlatabilirim sanıyorum: Çünkü o, o idi; ben de bendim.
haftalardan sonra sesini duyup mutlu olduğum canımın içi olan kişidir. yine uzunca konuştuk. dertlerimizi anlattık üzüldük ama kahkahalarla geçen bir konuşma oldu. bizi sinirlendirenlere karşı beraber atarlandık sonra yine kahkaha attık. sonsuza kadar benimle olsunlar hiç yanımdan ayrılmasınlar.
Bu devirde bulunması zor olandır. her anınız onunla geçer , her türlü iyi kötü şeyi onunla yaparsınız. Anı bölümünün %99 unu o doldurur. Kötü olduğunuz şeyleri yüzünüze vurur herkes sizinle dalga geçerken yanınızda durur size destek olur. Bir elbise denediğinizde yakışmamış sa açık açık söyler arkadaş olsa hemen ay canım çok yakışmış der. Kötü durumlarda ne olursa olsun en geç 1 saat sonra yanınızda olur. Çünkü dosttur o kardeş yarısıdır o olmazsa olmaz.
daima güvenebileceğiniz biridir. onunla gülersiniz onunla ağlarsınız birlikte kız kesersiniz, eve cips kola falan doldurup film izlersiniz. birisi aşk acısı çekince onu teselliye koşarsınız, biri ailesiyle kavga edince teselliye koşarsınız. "siktir et. herkes gitsin ben yanındayım" derler sana. mutlusunuzdur be bro. sizi hakikaten seven biri vardır bu hayatta. ama sonra ne olur biliyor musunuz ? dostlarınız büyür. siz çocuk olarak kalırsınız. siz hala cips yemek film izlemek pes kapışmak isterken onlar kendi hayatlarına dalmışlardır artık. yeni bir sayfa açmışlardır kendilerine. o sayfada siz yoksunuzdur. siktir çekilmiştir size. o yüzden sözlük tavsiyem kendinize en fala 1 2 dost edinin ama adam gibi edinin. bir gün dostluğun biteceği sonucuna katlanabilirseniz dost edinin.
Dost candır ve benm için bugün benden gidendir, onu artık bir erkekle resmi olarak paylaşacak olmanın verdiği üzüntüyle ağlamaktır.evet o artık eski dost olmayacak, hadi gel deyince kalkıp gelemeyecek. Olsun iyi olsun..
iki tane gerçek dosta sahibim. üç derdim aslında ama o üçüncüsü 0,5 te filan kalıyor.
bir tanesi her anımda yanımda. evden kovuldum, iş aradı adıma. her gün dibimde oldu. ayakkabısını tişörtünü verdi. her kızgınlıkta aradım küfrettim. hepsini dinledi hepsine alaycı şekilde karşılık verdi. yeri geldi zor anında ben yanında oldum. sevgilim oldu mutluluktan aradım. yaşananı saatlerce anlattım. hepsini dinledi benle sevindi, en azından sevinmiş gibi yaptı. her anımda aradı sordu.
ikincisi ise çok değişik. hep böyle köşede sessiz sakin bekleyen birisi gibi. mesela bugün sevgilim olsa ya da mutlu bi haber alsam ee banane amk hayırlı olsun. der geçer. telefonda açıp küfretsem o daha beter sinirlenir eder. ama kötü bir şey olsa hemen saniyesinde yakar bütün gemileri kalkar gelir. ama asla aramaz yazmaz, ben yazıcam illa. seviyorum o ikisini de.
edit: evden kovulduğum zaman ilk üç gün ikinci bahsettiğimin evinde kaldım.
Eger sansliysaniz Allah yollarinizin kesismesini saglar.
Candir canandir.
Hayatinizin can simididir.
Sizden ne aliyorsa fazlasini verir.
Bir nevi kardesinizdir
Yilbasi gunu dovmeciye gidip sol omzunuzda birbirinizin bas harfini tasirsiniz.
günümüz neslinde olmayıp yerini gününü gün ettiğin arkadaş olarak alan kavram. uzun yıllar gerekir inşa edilebilmesi için, yıkılmasının kolay olup olmadığı hakkında tam olarak bilgi verilemez. Kızlarda daha sıkıdır bu kavram. erkeklerde ise yoktur.
Kalbim kaldırmaz deyip gitmeye cesaret edemediğiniz yere sizi tutup kolunuzdan götüren kaygı ve korkularınızın üzerine gitmenize yardımcı olan sizi güçlü hissettiren insandır.
hayatı güzelleştiren, bir çok zaman size kan bağınız olan kişilerden daha yakın olan, bir sevgiliden çok daha kıymetli olabilen, her şeyiyle size uyan ve her zaman yanınızda olan kişi(ler)dir.
"ben onun hatalarıyla da yanlışlarıyla da yanındayım" diyebilecek kaç kişi girer ki bir insanın hayatına? bu kişiler bunu der işte. sizi yargılamadan söyler yanlışlarınızı yüzüne. alınmayacağınızı bildiğinden ne kadar rahat da olsa yargılamaz. bunu size yapmaz.
ağzını bıçak açmadığı zamanlarda ses çıkarmadan sizinle susan biri olmalı herkesin hayatında. zira çok büyük bir ihtiyaçmış. günün herkesin gününe uymaz, insanlık halidir; susamazsa da seninle, ona tepkisiz kalmana alınmaz dost dediğin. bunu gösterirler. bir gün sen çok konuşursun, o susar; bir gün o çok konuşur, sen susarsın. dengelersiniz birbirinizi.
bazen tek kelime, bazen ona bile gerek olmadan tek bir bakışla çok şey anlatabilirsin, anlatabilmelisin. belki biraz da paylaşım fazlalığındandır ama seni iyi tanıyacak, anlayacak birine gereksinim duyarsın ve o anda yanında gene dostun belirir.
araya bazen aylar, bazen yıllar girebilir. istemli ya da istemsiz ne fark eder? hayat bu. fakat her dönüşte, sizi yine kabul eder, sitemsiz. ve her kavuşma ardına o dostluğa bir zarar gelmediğini, o samimiyeti hala koruduğunu görürsünüz. samimiyetin sık görüşmeye bağlı olduğunu sananlara inat.
dost öyle bir şeydir ki, fark edene hayattaki en kıymetli hediyelerdendir esasen...
beraber uzun yürüyüşlere çıktığın keşfedilecek yerlere beraber gittiğin bazen yanında sustuğun bazende kahkahalara boğulduğun kişidir. Kısacası sevilesidir iyi ki vardır.
iyi günde bir ayna misali gülüşünüzü yansıtan, kötü günde de size her daim bir omzu olan, en mutlu anlarınızın şahidi, arkadaştan daha öte ve anlam olarak da daha özel bir varlığı olan insandır.