Çok az bulunur. Dost sandığın çoğu kişi tecrübe kuleni kurmana basamaklara kazık çakarak destek olur. Dost demeyin kimseye, hatta kolay kolay güvenmeyin. Sol elinde gül uzatıp gülümserken ceplerindeki elleri bıçak tutar. Unutmayın.
Her şeyin bir sonu var; dostluklar da öyle. Çok dost edindim, yoldaş bildim, ömrümce yanımda olurlar dedim, birbirlerimize sözler verdik, gittiler dönmediler unuttular ve aramadılar. Sanmıştım 100 sene dost kalınabilir diye, hiçbiri başaramadı. Duydum beni gıybet sofralarına meze etmişler, dedikodu kazanlarına da kepçe. Dostum postumu yüzdü. Herşey geçiyor gidiyor zaman ve ömür gibi. En sağlam lastikler bile zamanla kaçırıyorlar havalarını. Vefasızlık ve nankörlük herkesin geninde var. Trilyon da olsak harcanıyoruz.
Dostum yok. Sandığım oldu.
Dost dediğin arar sorar, yıllardır ne arayan oldu ne soran bu sıfata sahip.
Dost dediğin kendi düşüncesini empoze etmek için çaba göstermez sürekli, sana da hak verir. Maşallah bütün dostlarım beni iknaya çalışıyor.
Dost dediğin sen yalnızlığa mahkum edilirken sevgilisiyle yanında şov yapmaz.
Tanıdığımı sandığım çoğu kişinin ne kadar egoist, kötü, ince düşüncesiz olduğunu fark ettikçe kurtulduğuma seviniyorum.
bir sabah kendine koyu bir kahve koyarsin,sigara tablasini bosaltir, yeni bir sigara paketi acar, bir tane yakar, telefonu onune cekip defteri acarsin,a dan baslayarak,sirayla dostlarini aramaya baslarsin. ozellikle dikkat edecegin, o anda orada (o numarada ) olma olasiliklarinin yuksek olmasidir; burolari sabah ve ogleden sonra; evleri de aksam ilerledikce ararsin. yurtdisinda ki dostlarin icinde saat farklarini hesaplarsin. bu arada kahven bittikce yeniler, sigara tablasi doldukca bosaltir,sigara paketi bosaldikca da, yenisini acarsin.
her seferinde numarayi cevirir,dusmesini bekler( bazilari zor; ancak birkac ceviriste duser), ilk zil sesi bitince de telefonu kapatirsin. sonra yok dersin sonra, o da yok, sonra iste o da yok, hep yok dersin.
dostlarinla dolu bir gun gecirirsin...