haftalardan sonra sesini duyup mutlu olduğum canımın içi olan kişidir. yine uzunca konuştuk. dertlerimizi anlattık üzüldük ama kahkahalarla geçen bir konuşma oldu. bizi sinirlendirenlere karşı beraber atarlandık sonra yine kahkaha attık. sonsuza kadar benimle olsunlar hiç yanımdan ayrılmasınlar.
Montaigne güzel anlatmıştır bunu :
"Dost ve dostluk dediğimiz, ruhlarımızın beraber olmasını sağlayan bir raslantı ya da zorunlulukla edindiğimiz ilintiler, yakınlıklardır. Benim anlattığım dostlukta ruhlar o kadar derinden uyuşmuş, karışmış kaynaşmıştır ki onları birleştiren dikişi silip süpürmüş ve artık bulamaz olmuşlardır. Onu niçin sevdiğimi bana söyletmek isterlerse bunu ancak şöyle anlatabilirim sanıyorum: Çünkü o, o idi; ben de bendim.
Sadece bir dostum oldu benim. Sırtımı yaslayabileceğim ne yaparsa yapsın yanında durabileceğim bir dostum oldu. Şu zamana kadar beni en iyi dinleyen insan o oldu. Şimdi bunları yazarken bile gözlerimin dolmasına sebeptir. Canım arkadaşım..
Üniversitede 4 yıl beraberdik, hiç kopmadık hep yan yana.. Yoldaşımdı o benim. Beni benden daha iyi bilen, korkularımı alıp
Götüren, bir fincan kahve eşliğinde söylediğimiz türküdeydi dostluğumuz sıcak ve güzeldi.
Onu dinlemediğim icin ve onun mezun olup memleketine gitmesinden sonra yaşadım sonradan keşke olmasaydı dediğim her şeyi.
ilkinde ona bana nasıl olur destek olmazsın diye kızmıstım, ağlamıştı.Beni üzdüğü icin ağlamıstı.
Keşke dinleseydim dostum keşke dinleseydim seni..
Neden yalnız bıraktın ki beni, ya da ben neden sende bulduğum o arkadaşlık o yakınlık duygusunu yanlış insanlarda aradım.
Hep sen olsaydın ya hayatımda dostum, hep yol gösterseydin ya bu deliye. Herkesin dinlemesini, rehberlik etmesini istediği ben sen olmayınca batmısım hatalara.
Düşünüyorum, sen gitmeden önce yapıp ta pişman olduğum hiç bir şey yok.
Simdi 1 yıl oldu aramıyorum seni, inşallah çok çok mutlusundur, eşinle ve minik oglunla canım dostum.
Arayamıyorum, çünkü kafanı şişirmek istemiyorum, aramıyorum çünkü utanıyorum yine ve yine annesini üzmüş bir yaramaz çocuk gibi. merdivenin altında bekliyorum seni, sen gel sen ara nolur.
"Dostluğun karşılıklı yakınlığında kendini dinlendirmeyen insan için hayat, hayat mıdır? Karşısında kendinle konuşuyormuş gibi her şeyi söylemeye cesaret edebileceğin birini bulmaktan tatlı ne var?
iyi günlerinde senin kadar sevinecek biri olmasaydı mutluluğundan ne zevk alırdın?
Öte yandan kara günlerinde senin kadar üzülecek bir dostun olmasaydı o günlere katlanmak ne zor olurdu..."
Cümleleriyle harika bir şekilde anlatılmış günümüzde kelimeden öteye gidemesede eğer kelimeden ötesi bulunursa dünyanın en değerli hazinesi.
tüm kötü günlerinde eleştirmeden, yargılamadan, cezalandırmadan sağlıklı düşünmemi sağlayan, ani kararlar verip sonrasında pişman olmaman için sana gerekli freni yaptıran kişidir.
evlilik gibi iyi günde kötü günde yanınızda olmayı seve seve kabul eden kişidir, her anınızda yanınızda olamasa da madden, manen hep yanınızdadır, duaları bile sizledir, zor olunca kaçmaz, dinler , yargılamaz, siz ağladığınızda onun da gözünden yaşlar süzülür, doyasıya sarılır, anne baba gibi kucaklar, sarar , korur, kollar, o sizin ta içinize inmiştir çünkü, o bunu yapmaz der, tüm dünyaya meydan okur, o size hakkınızı verir, tüm dünyaya ana babanız gibi kafa tutabilir, şefkatlidir kolları, cüzdanı sizin için açıktır, esirgemez hiçbirşeyi, mutlu olman için dua eder, mutluluğunda senden çok mutlu olur, gözlerinden anlarsın bunu, on tane dostu olmaz insanın bir elin parmaklarını geçemez, bencillikten arınmıştır, ne çıkar ne de eğlencedir, ana kucağından az biraz kötüdür. gözlerini aça aça burda yanlışsın der, gerekli uyarınısı yapar, hata yaparsan gene gidersin yanına ağlarsın, neden gene aynı hata demeden bir kez daha dinler, bir kez daha bıkmadan usanmadan yanında olur. can dostu böyle birşeydir.
güzel günler geçip, elbet gelecek çekilmesi zor günler. kütü gün gelmezden önce vardıysa dostunuz, sıkı tutun elini bırakmamacasına..
derdi bertaraf etmek her zaman mümkün olmayacak belki, daralan göğsünüze bir nefeslik yer açması için yer verin ona. dostun sıcaklığıyla eritin yamacınızdaki karları. bahar bu kara kış erken gelmeyecek belli ki, ama ısınacak bir sabo tüttüğünü bilmek can evinde ısıtacak ruhları..
Benim için benimle kavga eden, gerekirse bana tokat atan, derdim olduğunda gözlerimden anlayan kişidir. Ama bugünlerde kalmadı sanki. Ya da dostluğun önüne birşeyler geçmiş artık. insan arar oldu yanında en rahat ettiği insanları. Maalesef dostum dediklerin seni dostu görmüyor çoğu zaman.
Asıl mesele 'birbirinin dostu olabilmek'miş.
En yakın zamanda "bi derdin var mı" sorusunun sorulması gereken kişidir. Naber değil ama. Nasılsın hiç değil. Bi derdin var mı. Ne kadar alakalıyız dost bildiklerimizin dertleriyle. Hiç. Yapmayalım bunu. Yarından tezi yok soralım. bir derdin mi var diyelim.
bir insanı hayatta tutan yegane şeydir. ne zaman pes edecek olsanız, düştüğünüz ilk an sizi tutacak olan insandır. sizinle gülecek sizinle ağlayacak olandır. benim için ali'mdir. özlediğimdir. istanbul'a gelse de pezevenk hasret gidersek.
ulan nasıl oldu bilmiyorum ama abime verdiğim değeri dostuma da veriyorum. abimden hiç bi farkı yok. inşallah o da benim içim öyle düşünüyordur. zira çok fena bağlandım. ailemden biri gibi.
günümüzde her şeyi çabucak tüketip sindirip dışarıya atmak bir alışkanlık haline gelmiş. dost kavramı da bunun için geçerlidir artık. dost dediğiniz insanları bir kenarda tutun, onlarla her zaman görüşmeyin, uzun aralıklarla görüşün ki çok çabuk tüketmeyin. samimiyet ilişkilerimizi normalleştirip bir zaman sonra üzerine attığımız bütün değerleri yok edip götürüyor. dost diyebileceğiniz insanları kenarda tutup çok sık görüşülmemesi gerekmektedir.