Üniversite yıllarının vazgeçilmezi, saatlerce zaman geçirilecek hoşlukta ve kalitede olan kitabevi.
Ankara deyince, aklıma gelen sayısız güzelliklerden biri...
Üniversite yıllarında, özellikle kredi aldığım gün, soluğu aldığım yerdi..Bir iki kitap alırım deyip, nerdeyse tüm parayı gömmek üzere olduğum günlerim olmuştur. ilgisiz ve soğuk personeline rağmen, her türlü yayını ya da kitabı bulduğunuz için, tiryakilik yapar.. Yani yapardı..Hala öyle mi bilmiyorum..
Ankara'yı da, Dost'u da özledim...
ankara'da birden fazla şubesi olan kitapevidir. en ünlü şubesi karanfil sokakta'dır. yılın her mevsiminde, önünde gitar çalıp şarkı söyleyenleri bulmanız mümkündür. ankara'da ikamet eden pek çok insan bu kitap evinin önünde buluşur. kitap bakımından oldukça zengin bir kitap evidir; her türlü kitabı bulmanız mümkün olmakla birlikte çeşitli etkinlikler için bilet de satılmaktadır. kitapevinin tek dezavantajı satılan kitaplarda indirim yapmamasıdır.
içinde her bok olan fakat türkçü gençleri tatmin etmeyen kitabevidir efendim. marksizme ona buna böyle bölümler ayrışmışlar fakat bir atsız koymamışlar.
bugün dershaneden çıktım. waidmanns heil nickli yazar arkadaşın bana önerdiği bir kitabı* almaya gittim. ortalık kalabalıktı. herkes kitap peşinde koşuyor, aradığı kitaba ulaşmaya çalışıyordu. elemanlar da çok yoğundu tabi.
iki tane genç geldi. yaşları 16-17 falan. herhalde olgunlarda takılanlardan bunlar. oradan aldıkları kitaplar bu ikisini çok etkilemiş, birbirlerine bozkurtların ölümünü anlatıyorlardı. atsızın serisine takılmış çocuklar işte. oğlanlardan birisi ileri çıktı, bilgisayarlı masanın başında oturan çalışan kimseye atsızın romanlarının olup olmadığını sordu. dostlardaki çalışan tayfa da işte kitabevi biraz sosisyalist. dalga geçerek yok diye cevap verdi adam. sonra öyle aşağılayıcı şeyler söyledi ki bana bir daha dost kitabevine gitmeme kararı aldırdı. farklılıkları destekleyip farklı olana böyle davranmak sosisyalistlik olsa gerek.