komünist, feminist ve bu sıfatların hakkını veren iran doğumlu ingiliz yazar. genelde virginia woolf ve iris murdoch gibi isimlerle birlikte anılır. anılabilir, doğaldır ama kadın diye niye illa kadınlarla anılır, bunca çeşitli ve dolu bir yazarken bilinmez. yazar olmaktan önce kadın mıdır, niye böyle olmak zorundadır, kendisi yerinde cevaplar vermiştir eserlerinde.
ilk dönem kitaplarında marksist feminist kimliğini ortaya koyar şekilde bir çok toplumsal çalkantıya değinmiş, sonraları bilimkurguya yönelmiş ingiliz yazar! kedilere dair, evlilikler, canopus in argos serisi kitaplarından bazılarıdır!
gerçek ismi Doris May Taylor; küçücük yaşına rağmen ciddi kararlar alabilecek cesurluktaydı. katolik okulunun baskısına * daynamayarak okulu bırakır, birkaç yıl sonra da evini terk eder. bu kararından sonra mücadeleyle dolu bir hayat kendisini bekler. bir çok işe girer, evlenir, anne olur, komünist parti üyeliği yapar ve her daim okur..
o, düşüncelerinden feragat etmeyip erkek egemen dünyadaki kadın sorunlarını ve ırkçılığı öykü ve kitaplarına konu edinen bir kadındı; kendisine verilmesi düşünülen dame* ünvanını kabul etmeyen bir kadın.
"Neden bu kadar acı bir şekilde şaşırıyoruz. Ülkemiz ya da dünya bir başka belaya veya karışıklığa daldığında? Kim bize daha iyisini vaat etti? Ne zaman daha iyisinin sözü verildi? Niçin zamanımızda bu kadar çok insan ihanete uğramış bir çocuğun duyguları içinde?
"isterseniz yanlış düşünün, ama her durumda kendi kafanızla düşünün"`
nobeL ödüLünü kazandığını pazar yerinden evine dönerken gazateciLerden öğrenen yazar.. gazateciLerLe evi'nin bahçesinde yaptığı röportajda; "böyLeLikLe avrupa'daki tüm ödüLLeri kazandım.." dedi..
nobeL ödüLünü kazanmasıyLa lessing "10 miLyon isviçre kronu"nun da sahibi oLmuştur..
"september 11 was terrible, but if you reprise the history of the ira, that of the americans wasn't so terrible. any american would think i was mad. many people died, two high-profile buildings came down, but it wasn't as terrible or as extraordinary as they think. [the americans] are a very naive people; or they pretend to be."
[11 eylul kotuydu ama ira kadar degildi be abi. amerikalilar cok kizgin oldugumu dusunebilir. epey insan oldu, iki tane koccaman bina yikildi, ama kendilerinin dusundugu gibi cok kotu veya siradisi olay degildi. amerikalilar epey toy adamlar. veya toy ayagina yatiyorlar.]
demis, sonra da iddialarini soyle pekistirmis;
"nearly 3,000 people were killed in the september 11 attacks. more than 3,700 died and tens of thousands of people were injured in more than 30 years of violence in northern ireland."
[uc bine yakin insan 11 eylul saldirilarinda oldu. kuzey irlanda`nin 30 yildir suren siddetinde ucbinyediyuzu askin insan oldu, binlercesi de sakat kaldi.]
22 Ekim 1919'da iran'da dünyaya gelmiş. Çocukluğu ve gençliği Zimbabve'de geçmiş. Marksist bir feministti. ideolojik olmayan bir feminist ve tutuculuktan uzak bir marksist.
Kendisi, hayatın zor yollarındna yürümüş, yaşamın olabildiğince yalın, acımasız ve gerçek yüzüne tanık olmuştu. Özellikle Londra'ya taşındığı ilk yıllarda ızdıraplı bir parasızlık yaşamış, geçim sıkıntısına rağmen hayata sımsıkı sarılmıştı.
Onu "On Cats" ve "particularly cats" ile tanımıştım. Yazılarındaki akış, yerine göre mekanik, yerine göre organik bir tınıya sahiptir. Kelimeleri, kurgusu çok rahat ve anlaşılırdır. Öyle ki, cümleleri uzun ve bağlaçlı eklemlediğinde dahi baştaki ve sondaki anlam yitmez; aksine pekişerek insan zihnine yerleşir.
Nobel ödülünü aldığını duyduğumda şaşırmıştın? "Neden ona versinler?" demiştim. Kimseye yalakalık yapmamıştı, ideolojilere saplanmamıştı. Belki afrikayı en güzel anlatan o olduğu içindir. Lessing, eleştrilerinde kompleks kusmayan, olabildiğine açık sözlü, güzel ifadeli bir yazardır. Onu okumak gerçekten keyiflidir.
'mutsuz çocukluklar, romancılar yaratır' diyen nobel ödüllü yazar.
yazdığım romanın ilk cümlesi için bana ilham olmuştur.
--spoiler--
Doris Lessing, 1919'da, babasının ingiliz subayı olarak iran da görev yaptığı sırada Kirmanşah (bugün Bahteran) kentinde doğdu. Ailesi 1924 de Rodezyada bir çiftliğe taşındı. Yirmi beş yıl orada kalan Lessing 1949 da ingiltereye yerleşti. Yayınlanan ilk kitabı Türkü Söylüyor Otlar (1950), Rodezya da yaşayan çiftlik sahibi beyaz bir karı-kocayla Afrikalı hizmetçilerini konu alıyordu. Başyapıtlarından sayılan ve en çok okunan romanı olan Altın Defterde (1962), sanatı aracılığıyla yaşadığı çağla uzlaşmaya çalışan bir kadın yazarı konu aldı; roman, daha sonra Fransa'da yabancı roman dalında Médicis Ödülünü kazandı. Güney Afrikada büyüyüp ingiltereye yerleşen Martha Quest adlı kahramanına ilişkin Şiddetin Çocukları adlı yarı-özyaşamöyküsel roman dizisi 1964-65'te yayınlandı. Hayatta Kalanın Güncesi (1975), ileriyi görmeye çalışan bir fantezi niteliğindeydi. Aynı zamanda usta bir öykü yazarı olan Lessing, aralarında Evlenmeyen Bir Adamın Hikâyesinin de (1972) bulunduğu birkaç öykü kitabı da yayımladı. 1970 lerin sonları ile 1980 lerin başlarında Argostaki Kanopus adlı beş romanlık dizisiyle bilimkurgu türüne yöneldi. iyi Bir Komşunun Günlüğü (1983) ve Yaşlılar Yapabilselerdi (1984) adlı romanlarında, tanınmamış yazarların sorunlarını gözler önüne sermek için Jane Somers takma adını kullandı. 1985 te, Londradaki bir grup devrimciyi anlattığı iyi Terörist yayınlandı. Bunu anormal bir çocuğun ailesini sürüklediği yıkımı konu alan dehşet öyküsü Beşinci Çocuk (1988) izledi. iki ciltlik özyaşam öyküsünün özellikle ilk cildi Derimin Altında (1994) büyük övgüyle karşılandı. Son romanı Yarık, 2007'de yayınlandı. Lessing, 2007 de Nobel Edebiyat Ödülüne değer görüldü.
--spoiler--
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi ingiliz yazar. tüm kitap koleksiyonunun Zimbabvenin başkenti Hararedeki şehir kütüphanesine verilmesini vasiyet ettiği ortaya çıkmıştır.
(bkz: beşinci çocuk) adlı eseri kült bir gerilim/ korku romanıdır. Türle ilgilenenlerin alakasını çekebilir. Hem de benim yaptığım gibi kurdetli bir yazarla tanışmış olursunuz.
