film ; güzel ama bazı yerlerde oyundan çok kopuyor. herkesin dediği gibi fps sahnesi mükemmeldi. ama genel olarak bakarsak film fena değildi.
oyun ; harika bir oyundur. özellikle bilgisayar oyunlarında çığır açmıştır. grafikleri ve platformu yüzünden her oynadığımda başımı ağrıtırdı. bir bölüm günlerce geçilmeye çalışılırdı.
yıllar önce, bilgisayar denilen icadın aileler için çok matah olduğu dönemlerde, okulumda bilgisayar dersi olmasının da etkisiyle sahip olduğum bilgisayarımda oynadığım ilk oyunlardan biridir doom. yıllar yılları kovaladı, her sektör gibi oyun sektörü de kendini geliştirdi, yeniledi, doom ile başlayıp, doom 2 ile devam eden aksiyon son olarak doom 3 te doruk noktasına ulaştı. itiraf etmem gerekir ki; doom 3 beni şu yaşıma kadar en fazla etkileyen, korkutan, heyecanlandıran oyunlardan biri oldu. ama gelin görün ki beni korkutan doom'un ne boğucu, karanlık atmosferi, ne sesleri, ne de cehennemden fırlamış gibi duran yaratıklarıydı. doom'u her oynayışımda, henüz üçüncü sınıfta minicik ufacık bir öğrenci iken, ödevimi yapmak yerine bilgisayar başında canavarlara ayarı verdiğim sırada, babamın karanlıkları yaran tokadının ensemde şak diye patlaması gelir aklıma. aradan yıllar geçti, biz büyüdük, baba falan da yok artık ama hala oynarken işkillenirim, o tokat yine enseme inecek diye.
2005 yılında aynı adlı oyundan uyarlanmış filmidir. mümkün mertebe oyuna sadık kalmaya çalışmış ve bu oyunu oynayan herkesi hemen hemen tatmin etmiştir.
--spoiler--
sırf filmin sonlarındaki beş dakikalık fps sahnesi için bile izlenir. bu kadar mı başarılı olur first person shooter çekimi. bu kadar mı insan kendini bi anda oynuyormuş gibi hisseder, şaştım kaldım.
--spoiler--
oyunu yükledik , zevkle oynadık. başlarda zevkli gidiyordu , ortalarda baydı , sonlara doğru canlandı tekrardan. neden baydı? şu yüzden baydı ; kapıya git , kilitli olduğunu gör , açmak için bir şeyler yap , aç , bölümü geç olarak tekrar ediyordu. yeni silahlarla kandırmaya çalıştılar bizi de , ı-ıh , yemezler. örümcekten huylanan ben , havalandırmadan örümcekler gelirken bir fena oldum , ama pompalıyla verdim beyinlere gene o değişmedi. oyunun en büyük sorunu ve kozu fenersizliktir , bunu da çakallar çözmüştür. silah taşırken ışık açmak için yama çıkartılmıştır , böylece oyunun içine sıçılmıştır. doom'un en kötü budur , nerden ne geleceğini gördüğünüz anda oyun biter , zaten tek bir aydınlık yer yoktur oyunda , oyunu oyun yapan budur , bu yüzden "çok güzel" bir oyun değildir.
filme gelirsek ; film , bu tarz filmleri seven bana göre fena değildi. fps sahnesi , sinema tarihinde ilk kez kullanılan bir şeydi sanırım. bunların haricinde , yavan bir film.
insanı gerim gerim geren, inanılmaz kurgulanmış, feci efektlerler bezenmiş bir fps sahnesi barındıran film. sırf bu sahne için bile izlenebilir. zaten bütün filmi sıkılarak izlerken, sırf bu sahnede yerimden biraz doğrulup pür dikkat izledim. hakkaten çok iyi. izlemek isteyenler:
oyun tarihinin mihenk taşı. bu oyundan sonra oyun sektörü yeni bir tabir kazanmışter; doom tarzı. günümüzde bile sıklıkla kullanılır;
-abi doom tarzı mı, doom tarzı olsun.
sen negzel oyundun doom. ardından gelen seriler ve yeni nesil doom oyunu; doom3; bile asla bize ilk doom'un hazzını veremedi. ne sikik filmi ne de üstün grafikli kepaze versiyonu asla doom'un yerini tutmadı.
dota'da lucifer adlı heronun level 6 büyüsü.
attıgı heroya 14 saniye boyunca damage verip tüm büyülerinin kapanmasına sebep olmaktadir. evlerden uzak olsundur.
aganhim scepter adlı item yapıldıgında bu büyünün net hasari 1400 hp yi bulmaktadir. evlere uzak olsundur.