iç karartıcı müzikleri olan efsanevi Klostrofobik oyundur.
Zamanında Vaktin nasıl geçtiğini anlamadan saatlerce oynardım. Sabaha karşı yatmak icin masadan kalktıgımda tansiyonum düşer sürüne sürüne yatağa zor varırdım.
Capslerine bakmak bile baş dönmesi yaptı.
Hele oyuncunun asit kuyularına falan düştügünde inleye inleye ölmesi aklıma geldi. Fena oldum resmen.
yazın çekeceğim ps4 ile oynayacağım ilk oyun olucaktır. daha önce hiç doom oynamadım fakat bir quake fanı olarak doom oynamanın vakti gelmiştir. çok heyecanlandırmakta beni şimdiden.
sırf oyunun popülerliği kullanılarak bir de filmi çekilmiştir. film kötüdür ama güzel olması amacı da güdülmemiş anladığım kadarıyla.
--spoiler--
süperinsan yaratmak için çalışan uzmanlar, bu çalışmalar sırasında beklenmedik bir olasılığın oluşmasıyla, süperinsan yerine süper canavar diye tabir edebileceğimiz bir yaratık oluşturmuşlardır. bu yaratıklar diğer insanlara da saldırarak bu özelliği yayabilmektedir. kurtarıcı ekibimize haber verilir ve görev başlar. arada sırada beklenmedik olaylar gelişse de, ekipten kayıplar verilse de, ve bazan şaşırtmacalarla renk katılmak istense de pek bir heyecan yaşayamadım.
oradan buradan öcüler böcüler çıkar ve kahramanlarımız onları vurur, ekran da karanlıktır, hiçbir şey görülmez doğru düzgün. tek çekici sahne olarak filmin sonuna doğru birden oyun formatına dönüşmesi ve süper insanımızın sanki oyunun içindeymiş gibi hareket etmesi gösterilebilir.
--spoiler--
insanı gerim gerim geren, inanılmaz kurgulanmış, feci efektlerler bezenmiş bir fps sahnesi barındıran film. sırf bu sahne için bile izlenebilir. zaten bütün filmi sıkılarak izlerken, sırf bu sahnede yerimden biraz doğrulup pür dikkat izledim. hakkaten çok iyi. izlemek isteyenler:
yıllar önce, bilgisayar denilen icadın aileler için çok matah olduğu dönemlerde, okulumda bilgisayar dersi olmasının da etkisiyle sahip olduğum bilgisayarımda oynadığım ilk oyunlardan biridir doom. yıllar yılları kovaladı, her sektör gibi oyun sektörü de kendini geliştirdi, yeniledi, doom ile başlayıp, doom 2 ile devam eden aksiyon son olarak doom 3 te doruk noktasına ulaştı. itiraf etmem gerekir ki; doom 3 beni şu yaşıma kadar en fazla etkileyen, korkutan, heyecanlandıran oyunlardan biri oldu. ama gelin görün ki beni korkutan doom'un ne boğucu, karanlık atmosferi, ne sesleri, ne de cehennemden fırlamış gibi duran yaratıklarıydı. doom'u her oynayışımda, henüz üçüncü sınıfta minicik ufacık bir öğrenci iken, ödevimi yapmak yerine bilgisayar başında canavarlara ayarı verdiğim sırada, babamın karanlıkları yaran tokadının ensemde şak diye patlaması gelir aklıma. aradan yıllar geçti, biz büyüdük, baba falan da yok artık ama hala oynarken işkillenirim, o tokat yine enseme inecek diye.
Greenmangamingden G2Adan veya Kinguinden 100-150 lira arasında alınabilecek oyundur. Tabi g2a ve kinguin gibi gri market sitelerden alırken aldığınız riski de göze alın.
Bununla beraber oyuna gelirsek, Single Playerı dehşet olmuş oyundur. FPS türünün özü olan quake ve doom tarzı safkan shooterları özlemişiz. Durmak bilmeyen aksiyon her daim ileri gitmek zorunda kalmak muhteşem müzikler muhteşem atmosfer ve sağlam bir yapay zeka. Bununla beraber üzerinde sınırsız silah taşıma reload olayı olamaması canın yüzdeyle hesaplanması ve nicesi. Sağlam bir CS ve COD oyuncusuyum yıllardır lakin hiçbir şey Quake 1 ve 2nin yerini tam manasıyla tutamamıştır gönlümde (efsane doomları oynamadan quake 1 e geçmiştim haliyle o doom grafikleriyle bir şey oynanmazdı) nitekim yıllar sonra o quakeleri ve doom oynamış için o doomların yerini dolduracak ve safkan shooter tarzının ölmediğini gösteren hala en iyisi olduğunu gösteren doom çıkmıştır. Çok uzun aradan sonra "eve gideyim de, işten çıkayım da oyunu oynayayım" dedirten ilk oyun olmuştur.
Multisini pek oynamadım ama oynadığım zaman içerisinde quake 3 kadar zevk aldığımı söyleyemem. Haritaları öğrendikçe o da olur herhalde.
Nitekim gri marketten veya greenmanden verilen paraya değen oyundur. Crackli versiyonu da kolay kolay çıkmaz. Farklı bir koruma sistemi kullanıyorlar neuvo mudur nedir öyle bir şey.
Oyunu yerenler ise muhtemelen ergendir. fps oyunu diye tank şöförü helikopter pilotu BFcilerdendir.
quake 2 cdsini cd playera takıp dinlememiş nesildir.
oyunu yükledik , zevkle oynadık. başlarda zevkli gidiyordu , ortalarda baydı , sonlara doğru canlandı tekrardan. neden baydı? şu yüzden baydı ; kapıya git , kilitli olduğunu gör , açmak için bir şeyler yap , aç , bölümü geç olarak tekrar ediyordu. yeni silahlarla kandırmaya çalıştılar bizi de , ı-ıh , yemezler. örümcekten huylanan ben , havalandırmadan örümcekler gelirken bir fena oldum , ama pompalıyla verdim beyinlere gene o değişmedi. oyunun en büyük sorunu ve kozu fenersizliktir , bunu da çakallar çözmüştür. silah taşırken ışık açmak için yama çıkartılmıştır , böylece oyunun içine sıçılmıştır. doom'un en kötü budur , nerden ne geleceğini gördüğünüz anda oyun biter , zaten tek bir aydınlık yer yoktur oyunda , oyunu oyun yapan budur , bu yüzden "çok güzel" bir oyun değildir.
filme gelirsek ; film , bu tarz filmleri seven bana göre fena değildi. fps sahnesi , sinema tarihinde ilk kez kullanılan bir şeydi sanırım. bunların haricinde , yavan bir film.