bahsedilen vergileri ödemek tabi ki kolay değil fakat henüz zengin ve güçlü bir devlet olamadığımız için seve seve olmasa da vermek zorundayız. bahsedilen vergiler arasında çok enteresan vergiler de yok. aşağı yukarı her ülkede olan vergiler. sorgulamak, hakkını aramak güzel ama bu ülkeyi yönetmek sözlükte yazmaya benzemiyor işte.
hayvan vergisi: 23 Nisan 1920 tarihinde kurulan TBMM'nin, kabul ettiği ilk kanun.
Yol Vergisi:1921'de kabul edildi. 18-60 yaş grubundaki erkeklerin, dört işçi gündeliği tutarında yol vergisi vermeleri ile ilgiliydi. Vermeyenlerin üç gün süre ile yol yapımında çalışmaları ile ilgili bir vergiydi. 1952 yılında kaldırıldı.
Varlık Vergisi: 11 Kasım 1942 tarihinde kabul edilen bu vergi, servet ve kazanç sahiplerinin, servetleri ve olağanüstü kazançlarının vergilendirilmesi esasına dayanan ve çok tartışılan bir vergi idi... ikinci Dünya Savaşı sonrasında kaldırıldı.
Bekarlık Vergisi:1 Nisan 1934 tarihinde TBMM'ye sunulan ve bekarlardan alınması istenilen bir vergi idi.
görüldüğü gibi paraya sıkışılan her dönem enteresan vergiler alınmış, bundan sonra da alınacaktır. inşallah bize geri döner vergiler başka da yapabileceğimiz bir şey yok.
çek bakana rus bakan sormuş (komünist dönemde) "denizcilik bakanlığını niye kurdunuz sizde deniz yok ki" diye. beriki de yanıt vermiş "biz sizin adalet bakanlığınıza bir şey diyor muyuz?" diye.
vergi gelirlerinin yüzde doksanı dolaylı vergiden geliyor ekmekten, sudan, ilaçtan, kitaptan, kalemden, kefen bezinden sorma ver diye kesilen vergilerden.
ama maliye bakanımız var, maliyemiz var hepsi de maaş alıp, makam arabalarıyla geziyorlar, çantalarını taşıyan adamları, kira vermedikleri lomanları felan var...
gelir ve kurumlar vergisinin gene % 90'dan fazlasını ilk 150 şirketten alıyorlar. bunlar için açılmış ayrı bir vergi dairesi var; büyük mükellefler vergi dairesi başkanlığı. bu 150 şirket kendi muhasebesinde vergisini hesaplıyor kayıt disklerini yolluyor kendi hesapladığı (yani istediği kadar) vergiyi veriyor. karışanları yok, görüşenleri yok. başka memlekette isyan çıkar anayasanın eşitlik ilkesinin amına kondu diye.
ama ben bebek mamasına, ısınmaya, una, şekere, ekmeğe bunların ödediğinden katbekat (oransal olarak ) fazla vergi ödüyorum...
küçük esnaftan geriye kalanın hali zaten içler acısı... sivas'ın doğusundan kuruş vergi toplamayan devlet iş batıya gelince aslan kesiliyor el kadar bir bakkal ya da kitapçı açmaya kalkan kira, elektrik vs hariç devlete ve muhasebecilere ayda 3 bin liradan fazla (hiç satış yapmasa bile) ödemek zorunda... iş yapamıyorum piyasa bozuk falan diyemezsiniz.
devlet teşvik falan bilmez... memur kafası korkunçtur herkesi milyarder, trilyoner gibi algılayıp vahşice saldırır...
adam özel bir fikir geliştirmiş çabalıyorsa saldırırlar üstüne. insan kaynağından bol bir şeyin olmadığı bu memlekette ara sektörlerden komisyonculuğun ve programcılığın hiç gelişmemesi bu yüzdendir.
canlı örnek;
gittigidiyor üzerinden bit pazarından bulduğu 3-5 parça eski eşyayı satıp, gene oradan merakına göre alış veriş yapan bir tanıdığımıza 800 lira civarındaki alış veriş için 30 bin lira ceza tahakkuk ettirdiler. adam tüccar değil, dükkan sahibi değil olsa ne yazar? 800 liraya 30 bin nedir lan? kültürle ilgili bir şey bu başka memlekette olsa kültürel mirası çöpe gitmekten kurtardığı için teşekkür ederler böyle insanlara bizde evine haciz gidiyor...
ya da;
evinde yazılım geliştiren biriyseniz ve bu yazılımı internet üzerinden 3-5 dolar karşılığı dağıtmaya mı kalktınız? 140 bin lira cezayı yiyiverirsiniz feleğiniz şaşar. türk patentli yazılım senin neyine diyiverir altın dişli bir vergi memuru. gir çok uluslu bi firmaya çalış maaşınla kölelik et o zaman sıkıntı yoktur ama öteki türlü allah korusun türkiye gelişir...
evet bu ülkede bu maliye bakanı ve maliye bakanlığı varken siz siz olun sakın orta afrika cumhuriyetinin denizcilik bakanlığına ya da suudi arabistan kültür bakanına falan laf etmeyin.
modern dünyanın diplomatik haramisi devlete karşı söylenen sitem cümlesi. devlet dediğin öyle göstere göstere sokmaz kazığı. ona bir kılıf uydurman lazım. al vatandaş bu kazığı sok bir tarafına diyemezsin. uygun bir üslup kullanmalısın. mesela, özel tüketim vergisi. aha ismi de pek bir afili. efenim şimdi biz ab ye gireceğiz ya. yüksek gelir düzeyine hitap eden ürünlere koyalım bu vergiyi zenginler sosyeteler ödesin diyeceksin. sonra pırlantadan arabadan kaldıracaksın traş köpüğüne gübreye bindireceksin.