filmi izleyeli uzun zaman oldu ama, hala da hayranlık uyandırmaktadır bende.
jake gyllenhaal harbiden çok iyi oyunculuk çıkarmıştır.özellikle o gülüşleri yok mu, o acayip aptal güzel gülüş. bu kadar mı süper olur lan. sevdim bu filmi.bir de sanırsam filmin nasıl olduğu izleyiciye bırakılmış.* şöyle ki:
----- spoiler -----
1.si bu eleman hepsini yaşadı sonunda geçmişe gitti o aptal gülüşünü de yapıp ölmeyi seçti.
2.si olanların hepsi hayaldi bu da oluruna bıraktı ya da aynı şeyleri yaşamak istemedi falan sonuçta öldü.
----- spoiler -----
not:ayrıca elemanın filmdeki kardeşi gerçek hayatta da kardeşidir. bu da bir bilgi olsun efenim*
(bkz: maggie gyllenhaal)
ve son olarak eklemeden geçemeyeceğim. filmin sonunda çalan o muhteşem parçayı filmi izleseniz de izlemeseniz de bir dinlemelisiniz bence.tabii ki şarkı filme mükemmel derecede uyduğundan film içinde dinlemeniz durumunda daha bi hoş gelecektir kanımca. her neyse, şarkı işte burada:
d.darko ile gretchen arasında geçen ilginç bir diyalog vardır.
--spoiler--
Gretchen: Donnie Darko? What the hell kind of name is that? It's like some sort of superhero or something
Donnie: What makes you think I'm not?
--spoiler--
filmden ziyade, internet sitesi de insanı dehşete düşürür.
bi solukta izledigim, sonunda cikan sarkisiyla beni yerlebir eden, bu kez kardesinin gozunden "s darko" adli devam niteliginde yeni bir filmin ciktigi essiz guzellikteki yapit.
bu filmin director s cut versiyonu vardir ki filmden daha kisadir. ilk defa izliyorsaniz kesinlikle bu kisa versiyonu izleyin, filmi anlamaniz ve zevk almaniz icin son bolum de ayik olmaniz gerekiyor. guldururken dusundurmek gibi izlerken dusunduren cok ama cok degisik bir yapim.
izledikten 2 saat sonra tekrara izlememe neden olan, karmaşık ama bir o kadar mükemmel bir film. tekrar tekrar izlersin, ama kimsenin ''mal mısın birader niye aynı filmi bir daha izliyorsun?'' diyemeyeceği filmdir.
çok iyi bir bilim kurgu filmi; ancak sadece böyle diyerek sadeleştirmek saçma olur.Donnie rolündeki Jake Gyllenhaal, anne Mary McDonnell ve Sekreter filmindeki Maggie Gyllenhaal ayrı bir güzellik katmış. bol miktarda amerikan yaşam tarzı eleştirisi mevcut.Öncelikle eğitim sistemi, eğitim sisteminin Amerikan gençliğini nasıl topluma yabancılaştırdığı ve yaşamı daha güzel hale getirebileceklerini iddia eden tarikatlar ele alınmış. diğer yandan da çocuk pornosu eleştrisi var. tam anlamıyla anlamak için 1 kere izlemek yetmez o ayrı.
insan, mutant, her türden canlı şimdi muhtemelen kızacak ve bir yerlerinden skimsonik britanya masalı ejderhası gibi ateşler püskürtecek lakin bu benim yazmama engel değil. hayır , yazmasam da olur ; ben "hayatta kalmak için yazıyorum" diyenlerden değilim. bu arada postmodernizmin de canı cehenneme...
şimdi bu filmden türlü türlü çıkarımlar yapanlar, uçak motorunun eve düşmesini salak antik yunan ağlak metinlerinde sıklıkla rastlanan deus ex machina'ya bağlayabilirler. ben de bağlarım; ama kasarsam! evrende etki tepki prensibinin hakim olduğunu , yaptığımız tercihlerin sonuçlarının olacağını ve hayatın tercihlerden oluştuğunu biliyoruz. biliyor muyuz? biliyoruz canlarım, biliyoruz...gerek lise kitaplarından , gerekse de o loser japonların kolpa animelerinden biliyoruz. mesela şimdi benim bir yakınım ölüyor diye herhangi bir okul otobüsündeki tüm çocuklar kurtuluyor...evet, hiç inandırıcı bir örnek olmadı bu.
bir nesneyi artifact olarak tanımla ve zamanda yolculuk felsefesi isminde senaryoya hizmet eden sahte bir kitap yaz. paralel evrenlerin esas yaşadığımız evreni kara delikler vasıtası ile yok edeceğini söyle. artifact'i primer evrendeki varlığını sebep sonuç ilişkisine göre anlamlandırmaya çalışacak bir alıcı ile ölü bir mentör ekle. arkaya seksenler gençliğinin ezikliğini ve bunalımlarını, isyanlarını koy. bence oldu, sizce?
ulan niye donnie darko kahraman , neden o seçilmiş? bir kere bu sergüzeşt darko'nun yolculuğundaki gedikleri dini ikonografi ile kapamaya çalışmak bile işgüzarlıktır.oh, en sonunda da darko ailesini ve diğer ölü mentörleri kurtardığında onu kahramanlaştır. şimdi sorsan , sanki bir the twilight zone bölümü çekmiş gibi "i think.." ile başlayan cümleler kurar sana yönetmen. yahu seyirci ile interaktif bir şey yapacaksanız talk şhow yapın canlarım, lynch olmak isterken adamı linç ederler vallahi!
"ama donnie çok şekerdiiiiğğğğ" "adamlar yapmış abi..." gibi umutsuz vaka cümleleri ile gelmeyin bana. lan haydi bunları anlayacak kapasiteniz var diyelim. yahu sizin sarf ettiğiniz o efor ile kaç kişi ile sevişilir biliyor musunuz siz? bence gidip astronomi kulübündeki inekleri bulun ve onların dramını dinleyin. belki akıllanırsınız.
izediğim en güzel psikolojik fimlerden biridir.anlasılması güçtür ama bu da daha çekici zevkli kılar.filmin vermek istediği yada benim aldığım mesaj fedakarlıktır.
ve filmde kullanılan müzikler harikadır
ilk basta garip gelebilir, hatta ilk izlemede anlasilamayabilir. ama her filmde oldugu gibi bir amac ve bir sonuc vardir. donnie darko ne deli ne de ruh hastasi. yasadiklari hersey, beyin gücüyle bile olsa, gercek. frank'in ona verdigi gücle paralel evrenlerde yolculuk yapandir donnie. secilmis kisi olmasi yüzünden frank tarafindan bi takim testelere tabi tutulur. okulu su basmasi, evi yakmasi...bunlarin insan gücüyle olmasi neredeyse imkansizdir. ama donnie basarir. ona verilen süre icinde bir takim seyleri degistirme sansi vardir. süre: 28 gün, 6 saat, 42 dakika, 12 saniyedir. alice'in (alice harikalar diyarinda) yaptigi gibi tavsan kiligindaki frank'in dediklerini yapar. fakat sevdigi kiz ölmüstür. aski icin en basa döner ve kendini feda eder. eger süresi dolmus olsaydi bunu düzeltemeyebilirdi. ölümünden sonra belkide frank'in vaad ettigi o gercek hayata kavusmustur. kim bilir?
başından sonuna kadar her sahnesinin defalarca düşünüldüğü belli olan adeta iğne ile kuyu kazmak mantığıyla çekilmiş bir film. richard kelly'nin senaryosunu daha lisedeyken yazmaya başladığını düşünürsek şaşmamak gerek bu duruma.
söylediğini hep üstü kapalı şekilde ve yoruma açık olarak söyleyen dili, tahmin yürütmenize izin vermeyen yapısıyla cidden izlemesi çok zor bir film. izleyip güzel film diyenler de, izleyip saçma film diyenler de mutlaka bir kez daha izlemeliler. hani kuantum fiziği için söylenen bir söz vardır ''kuantum fiziğini okuduysanız ve kafanız karışmadıysa hiç bir şey anlamamışsınız demektir.'' aynı sözü bu film için de söylemek mümkün. donnie darko'yu izlediyseniz ve kafanız karışmadıysa; merak duygunuza karşı koyamayıp zamanda yolculuk, kuantum fiziği, izafiyet teorisi gibi kavramları araştırmadıysanız bu filmden hiçbir şey anlamamışsınız demektir.
her sahnesinde ayrı bir detay gizli sanki. her izlediğinizde başka bir ayrıntıyı fark ediyorsunuz ve film ile ilgili düşünceleriniz bir anda bambaşka bir hale gelebiliyor.
filmin evde parti yapıldığı sahnede fonda 80'lerde trajik bir şekilde intihar etmiş ian curtis'in love will tear us apart adlı şarkısını duyduğumda gülümsememe neden olan acayip bir film. ayrıca şimdilerde yavaş yavaş belirlenmeye başlayan astral seyahat akımının yapı taşı. Filmde akımda tam bir fenomendir.
histerik jimnastik öğretmeni mrs. farmer ın ortaya sunduğu hayat hattında, donnie nin elindeki yaşam kartındaki cocuğun cüzdan bulup içindeki adrese götürmesi fakat bunu yaparken içindeki parayı alması hakkında yüzeysel bir insan bu hayat hattı denen sacmalığın üzerini korku tarafına yakın olarak ortalarda bir yeri işaretlerdi. donnie nin bunu reddedip dünyadaki tüm olayları sadee iki duygu arasında irdeleyemezsiniz diyerek öğretmenin ondan istediğini reddetmesi, darkonun karakteri hakkında bir takım fikirler edinmemizi sağlayabilir.
mrs. farmer ın bunu yapmasa dersten 0 alacağı yönünde tehdidi, eğitim sisteminin amerikada bile bazı şartlanmalar ve "gözlerimi kaparım, vazifemi yaparım." düsturu ile işlediğini gösteriyor. darkonun bunu yapmayı reddedip, üzerine birde yasam kartlarını mrs farmer ın götüne sokmayı istediğini söylemesi, klasik bir eğitim sistemine başkaldırı eylemi şeklinde yorumlanabilir.
donnie darko bu bağlamda sembolik bir filmdir diyebiliriz. dikkatli gözlere çok iyi sosyal yaşam eleştirileri sunuyor.
donnie darkonun adını hatırlamadığım başka bi öğretmenden zamanda yolculuk hakkında bilgi istemesi, ve öğretmenin bu yüzeysel insanlara gülünç ve saçma gelecek istekle alay etmeyip, hatta darkonun talebini karsılamak adına ona bir kitap sunması ve stephan hawking in bu yönde ortaya koyduğu tezleri tartışması, adamların eğitim sisteminde yine de bizden fersah fersah ötede olduğunu gösteriyor. bir lise öğrencisi türkiyede öğretmenine zamanda yolculuk hakkında bir şey sorarsa, en iyi ihtimalle öğretmeni tarafından incitilmeden alay edilir.
ayrıca filmde şöyle bir replik var ki, gercekten cok hosuma gitti
-donnie darko mu? bu nasıl bir isim böyle, süper kahraman adı gibi?
-öyle olmadığımı nerden biliyorsun?
herkesin anlayabileceği cinsten olmayan, düşündürücü bir filmdir. dünyayı dünyadaki güçlerle baş etmekte zorlanan bir şizofrenin gözünden anlatır.
--spoiler--
en etkileyici kısmı, donnie'nin gretchen'ı kaybettikten sonra zaman yolculuğu konusunda öğrendiklerini kullanma cesaretini toplayıp, batırdığı her şeyi kurtarabilmek adına hayatını feda etmesidir. ve donnie'yi tanımadığı bir zamanda gretchen'ın donnie'nin evinin önünden geçerkenki görüntüsüdür. oradan geçen bir çocuğa ne olduğunu sorar. donnie darko ismini duyduğumuzda bir flashback gelir gözümüzün önüne.şöyledir:
-donnie darko...süper kahraman ismi gibi.
-öyle olmadığımı nerden çıkardın?
ve gretchen'ın donnie sayesinde canlı olduğu şu günde, donnie gerçekten bir süper kahraman olmuştur.ancak gretchen bunu bilmez. donnie'nin annesinin yaşadığı acıyı o an ona el sallayarak paylaşır.
ve diğer bir sahne:
donnie, gretchen'ı ezen arabayı kullanan frank'i vururken gözünü kırpmaz, frank onun yol göstericisi olsa da.
tamam filmi romantik açılardan görmüş olabilirim.
--spoiler--
--spoiler--
ayrıca
Donnie: Why do you wear that stupid bunny suit?
Frank: Why are you wearing that stupid man suit?
--spoiler--
absürt ilişki içeren her filme iyi diyen antil kuntil takımının en iyi 5 film kategorilerinde mutlaka bulunan film. ben sevmedim tavsiyede etmem . benzeri için ;
(bkz: öğrenciyle ilişkiye giren öğretmen)
azcık kafası çalışanların dünyada ne olup bittiğini anladığında ondan ve düzeninden nasıl sıkıldıklarını, küçümsediklerini ve bunu diğerlerine anlatmaya çalıştıklarında ise nasıl dışlandıklarını bir kez daha bize anlatan film.oysa gördükleri sadece ufak bi kısmı ve o kadarı bile şizofren olmaya yetiyor..sparrow olmak her genç kızın hayali..