keyifli vakit geçirmek için gidilmesi gereken sıcacık bir film. çok fazla yerel söylemler olduğu için oscarda ne kadar anlaşılıp, ne kadar başarılı olacağı tartışılır. ama görüntü kalitesi açısından gerçekten çok başarılı ve etkileyici.
'sol görüş ideolojileri' diye tabir edilen konuların da çok zeki bir şekilde eleştirilerek mizah yapıldığı gözden kaçmamıştır.*
"bir cinnet herşeyi halleder" diyen "cimri nalet'in" global sermayeyle savaşını, coğu insanın özlemini çektiği bir 'duruluk' platosunda anlatan 'gaymak' gibi bir film.
sol görüşlü abimlerin ideolojilerini sinema seyircisine aşılayabilmeleri için iyi düşünülmüş film(sanırım bundan iyi bir tanım olamaz). bu kadar boktan bir projenin televizyonlarda, gazetelerde veya ne bileyim basında bu kadar çok ilgi görmesi bu sebeptenmiş demek ki.
film tam anlamıyla vakit kaybı. ne senaryo var, ne yaratıcılık ne de yeni birşey. anladık, oyuncular amatör ama iyi rol yapmışlar, onları alkışlayalım da ben filmden bişey anlamadıktan sonra banane onların kişisel gelişimlerinden?? akılda kalan tek sahne bangır bangır ödp'nin reklamının yapıldığı esnaf sohbeti sahnesidir. fonda ödp'ye ait bir poster, tip olarak 80 zamanı komunistlerinden kopmuş gelmiş bir herif ve film izlemeye gelen insanlara empoze edilmeye çalışılan fikirler. bence bok gibi olmuş. bu kadar sırıtarak yapılacağına senoryoya falan yedirilebilirdi bu iş. televizyonda o sahneler kesinlikle yayınlanamaz. ayrıca izleyiciyi önceden küfür ve cinsel içerikli sahneler konusunda uyarmamaları da başka bir özürleri. izlediğim salonun yaş ortalaması 13-14'tü. daha filmin başında adam şeyini ağzımıza sokacaktı afedersiniz.
velhasıl kelam verdiğiniz paraya zerre değmeyecek film. "araf"'a türk sinema tarihinin en bokta bfilmi demiştim ama sanırım ona rakip çıktı. ayrıca oscar'a falan giderse de yeni bir limi limi ley faciası yaşayacağımız aşikar. hatta daha beteri bile olur. juri içersinde gurbetçilerimizden kimse olmayacak sanırsam.
oscar'a aday olduğunu duyduğumda ismini duyduğum, ama açıkcası ilk oscar'a aday olduğunda "eyvah nu film de mi sözde ermeni soykırımı dolu" gibisinden içimin korku saldığı ama paranoyaklığıma verdiğim, takdir edilesi gidilesi film.
Büyük beklentiler olmadan izlenebilecek fakat ince bir mizah anlayışı ve yaratıcılıktan çok uzak bir film. Türün diğer örneği karpuz kabuğundan gemiler yapmak filminin hayli gerisinde. Minimalist sinema elbette beklediğimiz karşı film klişelerine çıkacaktır fakat minimalist sinemanın sıkça başvurduğu deneysellik ve farklı bakış açısı filmde yakalanamamış. Bu hafta sinemaya gidecekseniz takvayı öneriririm.
karpuz kabugundan gemiler yapmak filminin yanından bile geçemeyecek derecede senaryo ve epri yoksunu, şive nedeniyle çoğu cümleleri es geçmenize neden olan, amerika'da ödül almasını; amerikalılarla espri konusunda hakikaten uyuşmadığımızın bir göstergesi olarak görebileceğimiz, sinemada insanların kahkahalarla güldükleri sahnelerin dondurmacının "şeyi" esprisi olması nedeniyle şaşıp kaldığım, birazda uyumakla uyumamak arasında gidip geldiğim bir film.
başka alternatifiniz varsa ona gidilmesi gereken bir film. Şiveler komik, ara ara bazı olaylar komik ama başka ? oyunculukların da doğal olması güzel olmuş..başka ? başka pek bir şey bulamadım ben filmde . ne senaryo , ne zeka , ne ilgi çekici bir olay.
filmi beş kişi beraber izledik ve hiç birimiz beğenmedik, komik olan film değil sadece şiveyle söylenen bazı sözler, ayrıca filme komedi katan tek unsur şiveyken, alt yazılı bir şekilde izlendiğinde oscar'a adaylığının ne gibi bir esprisi kalacak onuda çok merak ediyorum.
Sıcacık bir film.Sanki bir arkadasınız muglaya gitmişte cektigi videoları size izletiyormus gibi.Konu basit.Siyasi içerik olmasın diye guzelde dengelenmiş.Oscarada hem ulkemizi hem dinimizi cok guzel, seviyeli (dincilerin yapmadıgı tarzda)tanıtacak olan komik film.Replikler espriler basarılı muzikler için zaten bir sey demiyorum.
soundtrackı çıkmış ama dinlemek isteyen http://www.dondurmamgaymak.com a tıklasın derim.
en kötü oyuncunun bile kendini mükemmel oynayacağını kanıtlayan, başka kültürlere özenip de yapmadığımız, bizi bize anlatan bir film. bu kadar sansasyondan sonra konu itibarıyla beklentileri karşılamasa da görülmesi ve eğitimli bir tane bile oyuncunun olmadığı göz ardı edilmeden izlenmesi gereken film.
yöre halkının oynadığı, biraz abartılı performanslarla dolu bir ege filmi. teknik olarak, film kurgusu ya da senaryo olarak çok fazla birşey bekleyenler hayalkırıklığına uğrayabilir, ama dibine kadar ege filmi izlemek, egenin güneşini,denizini,kokusunu sadece görme duyusuyla hissetmek isteyenler için gayet doyurucu olacaktır kanımca...
cok sicak, cok icten, cok sevimli bir filmdir. benim gibi anadolu insanini anlatan filmlere bayilan biri icin gercekten de kaymakli donduma tadindadir. yöre halkinin 40 yillik oyunculara tas cikardiklari, Turan Özdemir'in kalitesini bir kez daha ortaya koydugu, günümüzde tavan yapan hic bir seyin olmadigi, sacma sapan amerikan filmlerinden bikanlar icin cölde vaha gibi bir filmdir.
iki sinema öğrencisinin (bkz: film çekelim mi lan) demesiyle ortaya çıkmış gibi duran, kaymak gibi bir tadı olduğunu düşündüğüm. acilen izlenmesi gereken, uluslararası başarının yerel olanda olduğu gerçeğini göstereceğine inandığım yapıt.
çok eğlenceli , müthiş keyifli bir film ama tam olarak sinmedi içime birşeyler eksik sanırım konu biraz havada kalmış senaryo çok sağlam değil...ama konuşmalar ve amatör oyuncuların gerçekten amatör olan ruhlarını izlemek için yinede mutlaka gidilip görülmeli