dondurma büyük zevkle yenir yenir yenir tam da o tahta iç gıcıklayıcı çubuğuna gelir. durursunuz. bir yanda yeme isteği bir yanda o tahta çubuğu yalayınca yaşayacağınız iç gıcıklayıcı şey. hadi ben yiyemiyorum başkası yiyince yine aynı durumla karşılaşıyorum. efendim deli gibi emmeyin şu mereti nasıl içiniz kaldırıyor. *
kampanyası olan dondurmalarda üzerlerinde bedava yazar(şansınıza).siz de o çubuğu verip bedava dondurma alırsınız. eskiden kendimizi bu işe çok kaptırmıştık. hatta arkadaşlarla bedava çıkmayan çubukların üzerine ispirtolu kalemle bedava filan yazardık ki bakkalcı amca da bize küfür eder geri yollardı.
Bazen hayat kurtaran çubuktur. Dondurmayı yediniz, çubuğunu yıkayıp, saklayınız efendim. Niye mi? Eğer ki bir gün el ya da ayak parmaklarınızdan birini bir yere vurur da oy anam oy diye zıplarsanız lütfen bunu aklınıza getiriniz. O çubuklardan ikisi el ya da ayak parmaklarının uzunluğuna göre altına ve üstüne konur, flasterle olmadı koli bandıyla bantlanır ve sabitlenir. Bir kaç gün çıkarılmaz. Sonra bantlar açılır ve parmak iyileşmiştir bile. Alın size ev yapımı atel. (bkz: atel) Geçmiş olsun.
