cahil bokların eskişehir markası sandığı dürümcü zinciridir.
donas iskenderun markasıdır. hatta bilenler bilir, ilk kurulduğu daha doğrusu zincirleşmeye başladığı yıllarda çalışanlarının hepsi hataylı idi. sahibi ne kadar işsiz akrabası eşi dostu varsa toplayıp getirip şubelere dağıtırdı.
ayrıca donas, 5 kardeşin isimlerinin baş harfidir... bunların en küçüğü (uzun saçlı uzun boylu sayılabilecek esmer biri hatta haktan'a benzerdi) kütahya-ısparta şubelerinden sorumlu idi, baya sohbetimiz de olmuştu..
not: hatırladığımkadarıyla, davut-osman-nail-ahmet-süleyman olması lazım kardeşlerin adı. ve yaş sırasına göre değil, karışık..
Ulan eskişehirde ne yerdik be.
Ben donas'ı güzel olmayan bir kadınla yapılan seks e benzetirdim hep.
açken gidilip sipariş verildiğinde sipariş gelene kadar büyük bir iştah ile arzulayıp ondan sonra önümüze geldiğinde büyük bir açlıkla gömülür. son lokmayı yediğimiz an ve ayranı bitirdiğimiz an bir anda ölesiye doyar insan. o an yemeğe karşı ve donas'a karşı soğurum. bi daha yemicem lan dercesine. seks gibi. boşaldıktan sonra soğumak.
öğrencilik yıllarımda ıspartada bir dönem müptelası olarak sıkılmadan yediğim ve yapılırlen çift lavaş kullanılan dürüm.
içerisine et veya tavuk döner, patates kızartması, yeşillik, turşu ve isteğe göre ketçap mayonez de kullanılabilir. he bir de kendine has bir sosu da var.
çok yenildiği takdirde mide bulantısı yapar. hala aklıma geldiğinde yüzüm ekşir mesela.
ankarada iken tanıştığım aşk ile yediğim döner. ben hayatımda bu kadar güzel bir şey yemedim. an itibari ile istanbulda olmama hüzünlenmemi sağlayandır.
konya'daki şubelerinden birinde yediğim dönerci. döneri sardıkları lavaş krep gibi yumuşaktı. istanbul'da ise şubesi bulunmamaktadır, açılması temenni edilmektedir.
yemistim cok uzun zaman once. enteresan bir bicimde bayagi hosuma gitmisti. ama birkac yil sonra birgun tekrar eskisehir'e gittigimde yeniden denedim. gercekten vok kotuydu. kalitesi zaman icindemi bozuldu yoksa hep oyleydide benim mi ac tarafima geldi ve istahla yemistim bilemeyecegim tabi.