şu sıralar zevkle oynadığım çok güzel bir oyun. gerçekten çok güzel.
hala başlığının açılmamış olması şaşırtıcı. hem çok basit hem de çok zevkli. bazen insanı sinir etse de bence sağlam iş yapmış klei.
wilson diye bir karakteriniz var ve çer çöp toplayarak hayatta kalmaya çalışıyorsunuz. bir sürü alet edevat yapabiliyorsunuz, domuzlar, bufalolar, örümcekler, gece hayaletler... ağaç adam, tallbird.. bir sürü düşmanınız var. gerçekten zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz oynarken.
ilerleyen günlerde oyun ile alakalı daha detaylı şeyler yazarım umarım. ancak steam'den edinin. 12 dolar civarında şu anda.
Klei Entertainment'ın son bombası Shank, Shank 2, Mark of The Ninja gibi oyunlardan tanıdığımız firma bu seferde 3 boyutlu bir dünyada 2 boyutlu kahramanımızın hayatta kalması üzerine inanılmaz bir oyun yapmış. Yapısı nedeniyle akıllara direk Terraria ve Minecraft oyunlarını getiriyor ama çok farklı diyebilirim. Oyunun geçtiği yer, çizimleri, karakterleri, yaratıkları ve canavarlarıyla sanki bir Tim Burton dünyası. içinizde ki Bear Grylls'i ortaya çıkarmanın tam zamanı çok eğlenceli bir oyun şiddetle tavsiye ederim. Bir de oyungezer sitesi tarafından oyuna yeni başlayacaklar için rehber hazırlanmış onuda okumanızı öneririm.
alıp almamak ile kararsız kaldığım oyun. alırsam fena halde bağımlısı olacağım survival oyun. her yirmi günde upgrade gelmesi güzel bir şey. yenilikler sayesinde sıkılmadan oynanıyor. alsam mı?
değişik, güzel grafikleri olan zevkli bir hayatta kalma oyunu. ilk izlenimlerime göre minecraft kadar karışık değil. ama zaten amaç biraz farklı gibi. minecraft'ta yaratıcılığını konuşturmak önemli. minecraft'a tam olarak benzememesi don't starve'ın artısı.
oyunda bug gibi bişe buldum. Benim oynadığım sürümde de olabilir. Domuz kellelerinin ortasında çanak var ya ölünce tekrar dirildiğimiz, ölüp orda doğduğun zaman oyundan çıkıp tekrar girdiğinde hiç ölmemiş gibi başlayabiliyorsun. Ayık ol.
9. güne gelerek kendi rekorumu kırdığım doğada hayatta kalma oyunu, bırakın böğürtleni havucu, tavşanlara abanın, bol bol tuzak kurun, öldürebilirseniz kurbağa öldürün, kurba bacağı pişmiş bir halde baya doyurucu.
Çok eğlenceli bir survivor oyunudur ayrıca çıldırtıcı derecede zordur. Oyunla ilgili bir çok olumlu şey söylenebilir çizimler , atmosfer , karakterler ve konuştuklarında çıkan o garip sesler. Oyundaki amacımız hayatta kalabildiğimiz,kadar kalıp bu adada yaşamayı öğrenmek buda kolay olmuyor ben şahsen 27 gün yaşayabildim hem soğuk hem açlıktan öldüm vallaha. yazın iyide kış geldi mi baya zorlaşıyor oyun , geceler uzuyor donma riskiyle karşı karşıyasınız tabi don t starve da her derde çözüm var ama bunları kendiniz yapmanız gerekiyor zor ve eğlenceli tarafı bu. Hemen basitçe anlatayım nasıl hayatta kalacağımızı tabi ilk karakterleri açıklayalım .
Wilson: Oyunun ilk karakteri beyefendi bilim adamı sakalı uzar bu sakal baya kullanışlıdır kışın soğuktan korur ayrıca meat efiggy yapmamızı sağlar ( meat efiggy ölünce yeniden doğdunuz bir kukla )
Willow : Oyunun ateşli kızı oyuna bitmeyen bir çakmak ile başlar ve karanlıkta rahatça gezebilir. Yanan şeylerin dibinde durdu mu sanity(ruh sağlığı) artar. Ateşten zarar görmez ama gergin olduğunda etrafı yakmaya başlar dikkat.
Wolfgang : Oyunun en komik en şirin karakteri kanımca budur hele buna yemek vermeyin yetimhanedeki öksüz çocuklara benzer. mide si büyüktür yer yer güçlenir. Özelliği dolu mide ile 3 katı vurur ama karanlıktan ve yaratıklardan çok korkar ( mind says No muscle says yes )
Wendy : sarı saçlı hanım ablamız karanlıktan korkmaz çok ta sıkı vuramaz ama yanında abigails flowers adlı bir çiçek taşır bunu dikip yanında bir tavsan falan kurban ederseniz kız kardeşi abigail in hayaleti yanınıza gelecektir. Korkmayın kendisi koruyucunuz çok ta sağlamdır bufalo , köpek hepsine dalar ayrıca geceleri parlar.
WX-78 : komik robot çevresine verdiği tepki beni nedense hep çok güldürür. Yemek ayırt etmez bozuk çürük yer yıldırım çarptı mı güçlenir ama sanity,si düşer , yağmurda canı saniye bası 2 canı azalır ayrıca gears lar ile upgrade edilebilir o zaman baya sağlam oluyormuş ben 3 kere yapabildim. max 15
Wickerbottom : zeki , kütûphaneci teyze science mahcine olmadan her şey,yapabilir ayrıca uyku ihtiyacı yoktur kitap yazar bunun sayesinde etrafına moblar toplar oyuna 2 kağıt ile başlar.
Woodie : oduncu abimiz,oyuna sınırsız bir balta ile başlar ayrıca daha hızlı ağaç keser ve çalı çırpı toplar fazla ağaç keserse kunduza dönüşür ama bu olmadan once balta sizi,uyaracak eğer kunduza dönüşürse güçlenir hızlı koşar ve soğuğa karşı dayanalıklılır kazanır ama kunduzda harita , inventory yoktur ayrıca sabaha normal halde uyandığında çok feci aç , canı azalmış,ve akıl sağlığı düşmüş olarak uyanır.
Wes : Oyunun en zor karakteri hayatta kalmak ta zorlanır canı , mide si , akıl sağlı diğer,karakterlerden daha düşüktür hiç konuşmaz pantomimcidir. Akıl sağlığını balonlar yaparak artırır fakat bunu yaparken 10 can yitirir. Oyunun hardcore playerlarına göredir.
Maxwell : kuklacı kötü adam bu karakteri portala girip kendisini,yendikten sonra açabiliyoruz oyuna çılgın itemlar,ile başlar ( dark sword ) ve bunları kullandığında akıl sağlığı dûşmez ayrıca nightmare fuel ile kendini kopyalaya bilir. Bizi adaya yollayan
oyundaki bir önemli,şey ise sanity dir
Sanity ( akıl sağlığı ) : arttırmak için çiçek toplamak lazımdır 12 çiçek toplayıp çiçekten taç yapılır ve saniye başı artırır. Willow karakteri ise ateşin dibinde durarak akıl sağlığını arttıra bilir. Akıl sağlığı düştüğünde ise gölgeden varlıklar görmeye başlarsınız dert etmeyin hemen çiçek bulun eğer bu fazlasıyla dûşerse o yaratıklar size dalacaktır ayrıca akıl sağlını düşürerek tavşanları kesip meat efiggy yapabilirsiniz.tavşanlar size siyah gozukecektir. Ayrıca yaratıklarla dövüşmek , evil flowerların yanından geçmek ve toplamak ayrıca mezar kazmak akıl sağlığını düşürür.
5 saattir beynimi eriten oyun. 40. gün. kış bitmiyor amk ya yeter.
oyuna yeni başlayacaklara tavsiye vermek gerekirse. bakın biraz güvenin ve oyun hakkında hiç bir şey bilmeden başlayın. üretebileceğiniz aletler için; çok takıldığınız bir yer olursa -ingilizceniz olduğunu varsayıyorum- don't starve.wiki sayfasından bakın.
bu oyunu oynamaya başladıysanız yok o nasıl yok bu nasıl diye araştırıp durmayın. oyunu güzel yapan zaten ne olacağını bilmemek.
tabi çok sinir bozucu bir oyun oldu dlc ile beraber. yardım isteyenler yazabilir.
Kanser eden oyun. Saatlerce dişinle tırnağınla kazıyarak kendine efsane bir kamp kurmuşsundur, ihtiyacın olan her yeri haritada keşfetmişsindir, kendini kışa hazırlamışsındır ancak gel gör ki talihsiz bir şekilde ölmen sadece 30 saniyeni alır. Sinirle oyun konsolunu kapatırsın ama 15 dakika sonra gider yeni oyun başlatırsın. Hırs yapar, bağımlılık yapar...
Kış gelince boka saran Sikimsonik oyun. Amına koyduğumun bizondan kırma davarları kampı basıp ateş etrafında kümeleniyorlar. Bir de onlarla muhattap oluyorum durduk yerde.
Şunu da yapayım, şundan da katayım derken zamanın nasıl geçip gittiğini anlayamadığınız oyunlardan biri. Sevimli grafikleri, zengin içeriği ve tabikide sandbox/survival olması sebebiyle de baya uzun ömürlü bir oyun. Verdiğiniz paranın hakkını sonuna kadar çıkarıyor yani. En basitinden gerçek hayatınızda olumsuz bir gün mü geçirdiniz? Girin 5 dakika domuzlarla vakit geçirin, onların yaptığı mimiklerle, yarım konuşmalarıyla 'akıl sağlığınızı' tavana yükseltin!
Tabii bir de o kadar oynadıktan sonra hiç olmayacak, saçma sapan bir nedenden ölmek evlat acısı gibi koymuyor değil. Bunu 'Bumerangı tutamadığı için ölen' biri olarak söylüyorum.
multiplayer olarak oynanabilen, cok üfürükten sebeplerden ölebildiginiz, insani çileden cikarabilen ve bir o kadar da zevkli sado - mazoşist oyun.
ve elbette
"the winter is coming" kesinlikle bu oyun için söylenmiştir.
oynadığım en iyi survive oyunu ve bence survive oyunlarının tam olması gerektiği gibi bi oyun. minecraft tarzı nedense bana hitap etmiyor mesela. the forest tarzı survive oyunları ise nasıl diyim fps tarzı survive oyunlar için uygun değil diyelim.
bu arada gerçekten zor oyundur. baya zor. henüz kışı atlatamadım hiç.
2. Kışı yaşadığım oyundur. 2. Kışın sonunda ise bir canavar geliyormuş her yeri dağıtıyormuş gelsin hele gelsin barutu patlatayım yanında ölür gider. Inşallah ölmem lan o kadar oynadım.
çok ama çok keyifli oyundur. together versiyonu ise çok ayrı bir eğlencedir. genelde beş arkadaş giriyoruz geleni geçeni indiriyoruz. bir de sabri haftada bir ölmese hayat daha güzel olacak. *