don t give up

entry8 galeri0
    1.
  1. Josh Groban'ın insana büyük coşku veren muhteşem şarkısı.
    1 ...
  2. 2.
  3. harika bir peter gabriel ve kate bush düeti. sözleriyse :

    peter gabriel :

    in this proud land we grew up strong
    we were wanted all along
    i was taught to fight, taught to win
    i never thought i could fail

    (bu gururlu topraklarda güçlü büyüdük.
    her zaman istenendik.
    mücadele etmek, kazanmak öğretildi bana.
    başarısız olacağımı hiçbir zaman düşünmemiştim.)

    no fight left or so it seems
    i am a man whose dreams have all deserted
    i've changed my face, i've changed my name
    but no one wants you when you lose

    (mücadele edecek bir şey kalmadı ya da öyle görünüyor.
    bütün hayalleri terk edilmiş bir adamım.
    yüzümü değiştirdim, ismimi değiştirdim.
    fakat kaybedince hiç kimse istemiyor seni.)

    kate bush :

    don't give up
    'cos you have friends
    don't give up
    you're not beaten yet
    don't give up
    i know you can make it good

    (vazgeçme;
    çünkü arkadaşların var.
    pes etme;
    henüz yenilmedin
    vazgeçme;
    biliyorum bunu düzeltebilirsin.)

    peter gabriel :

    though i saw it all around
    never thought i could be affected
    thought that we'd be the last to go
    it is so strange the way things turn

    (onu iyice görmeme rağmen
    böylesine etkilenebileceğim hiç aklıma gelmemişti.
    en son bizim gideceğimizi düşünmüştüm.
    işlerin bu hale gelmesi ne kadar da tuhaf.)

    drove the night toward my home
    the place that i was born, on the lakeside
    as daylight broke, i saw the earth
    the trees had burned down to the ground

    (geceyi evime doğru sürdüm.
    göl kenarında, doğduğum yere.
    gün aydınlanmaya başlarken toprağı gördüm.
    ağaçlar köklerine kadar yanmıştı.)

    kate bush :

    don't give up
    you still have us
    don't give up
    we don't need much of anything
    don't give up
    'cause somewhere there's a place
    where we belong

    (vazgeçme;
    biz hala yanındayız.
    pes etme;
    çok fazla bir şeye ihtiyacımız yok
    vazgeçme;
    çünkü orada bir yerde ait olduğumuz bir yer var.)

    rest your head
    you worry too much
    it's going to be alright
    when times get rough
    you can fall back on us
    don't give up
    please don't give up

    (başını yasla
    çok fazla endişeleniyorsun.
    yoluna girecek.
    zor zamanlarda bize güvenebilirsin.
    pes etme.
    lütfen vazgeçme.)

    peter gabriel:

    'got to walk out of here
    i can't take anymore
    going to stand on that bridge
    keep my eyes down below
    whatever may come
    and whatever may go
    that river's flowing
    that river's flowing

    (buradan gitmeliyim.
    daha fazla dayanamıyorum.
    o köprünün üzerinde durup
    gözlerimi aşağıya dikeceğim.
    ne gelirse gelsin,
    ne giderse gitsin.
    o nehir akıyor,
    o nehir akıyor.)

    moved on to another town
    tried hard to settle down
    for every job, so many men
    so many men no-one needs

    (başka bir kasabaya taşındım.
    yerleşmek için çok uğraştım.
    her iş için, birçok adam.
    kimsenin ihtiyaç duymadığı birçok adam...)

    kate bush :

    don't give up
    'cause you have friends
    don't give up
    you're not the only one
    don't give up
    no reason to be ashamed
    don't give up
    you still have us
    don't give up now
    we're proud of who you are
    don't give up
    you know it's never been easy
    don't give up
    'cause i believe
    there's a place where we belong

    (vazgeçme;
    çünkü arkadaşların var.
    pes etme;
    sen tek değilsin.
    vazgeçme;
    utanmak için hiçbir neden yok.
    pes etme;
    biz hala yanındayız.
    vazgeçme şimdi;
    olduğun kişiyle gurur duyuyoruz.
    pes etme;
    hiçbir zaman kolay olmadığını biliyorsun.
    vazgeçme;
    çünkü ait olduğumuz bir yer olduğuna inanıyorum.)
    0 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. 5.
  7. ve güzel bir josh groban şarkısı, you are loved olarak da bilinir. sözleriyse :

    don't give up
    it's just the weight of the world
    when your heart's heavy
    i, i will lift it for you
    don't give up
    because you want to be heard
    if silence keeps you
    i, i will break it for you

    (pes etme.
    bu sadece dünyanın yükü.
    kalbin ağırlaştığında
    onu senin için kaldıracağım.
    vazgeçme;
    çünkü duyulmak istiyorsun.
    sessizlik seni esir alırsa
    onu senin için kıracağım.)

    everybody wants to be understood
    well i can hear you
    everybody wants to be loved
    don't give up
    because you are loved

    (herkes anlaşılmak ister.
    seni duyabiliyorum.
    herkes sevilmek ister.
    pes etme;
    çünkü seviliyorsun.)

    don't give up
    it's just the hurt that you hide
    when you're lost inside
    i, i'll be there to find you

    (vazgeçme.
    o sadece içinde sakladığın acı.
    içerde bir yerde kaybolduğunda
    seni bulmak için orada olacağım.)

    don't give up
    because you want to burn bright
    if darkness blinds you
    i, i will shine to guide you

    (pes etme;
    çünkü aydınlanmak istiyorsun.
    karanlık seni kör ederse
    sana yolu göstermek için parlayacağım.)

    everybody wants to be understood
    well i can hear you
    everybody needs to be loved
    don't give up
    because you are loved

    (herkes anlaşılmak ister.
    evet, seni duyabiliyorum.
    herkes sevilmek ister.
    vazgeçme;
    çünkü seviliyorsun.)

    don't give up
    it's just the weight of the world
    don't give up
    everyone needs to be loved
    you are loved.

    (pes etme.
    bu sadece dünyanın yükü.
    vazgeçme.
    herkes sevilmek ister.
    sen seviliyorsun.)
    0 ...
  8. 6.
  9. "önüne gelene verme." şeklinde hatalı tercüme edilebilecek ingilizce mecazi söz.
    2 ...
  10. 7.
  11. peter gabriel imzalı so albümünden bir düet. bu şarkı, umudunu kaybetmiş ve artık tükenme noktasına gelmiş bir adamı anlatır. dibe vurmuş adamımız yalnız değildir. yanında onu ayağa kaldırmaya çalışan bir kadın vardır. kate bush tarafından seslendirilen kadın şefkat dolu sözlerle adamımıza asla pes etmemesini söyler. sözleri;

    güçlü büyüdük bu görkemli topraklarda,
    ta en başından beri aranandık.
    bense mücadele etmeyi öğretildim,
    ve kazanmayı.
    ama çuvallayabileceğimi düşünmedim hiç.

    hiçbir kavga kalmadı ya da öyle görünüyor.
    bütün hayalleri ıssız kalmış bir adamım şimdi.
    yüzümü değiştirdim, adımı değiştirdim.
    ama kaybettiğinde kimse seni istemiyor ki.

    pes etme, çünkü dostların var.
    pes etme, henüz yenilmedin.
    pes etme, üstesinden gelebileceğini biliyorum.

    yine de gördüm onu etraflıca,
    müteessir olabileceğimi hiç akıl etmeden,
    gitmek için son kalanların biz olacağını düşünerek.
    herşeyin böylesine tepetaklak olması ne kadar da tuhaf.

    geceyi yuvama doğru sürükledim,
    göl kenarında, doğduğum o yere.
    şafak sökerken toprağı gördüm,
    ağaçların köklerine kadar yandıklarını.

    pes etme, biz hala yanındayız.
    pes etme, çok fazla bir şeye istemiyoruz senden.
    pes etme, çünkü bir yerlerde ait olduğumuz bir yer var.

    başını yasla, çok endişeleniyorsun
    bu da geçecek.
    hayat zaman zaman hoyratlaştığında,
    bizden yardım isteyebilirsin.
    ama pes etme.
    lütfen pes etme.

    buradan çıkıp gitmeliyim.
    daha fazla dayanamıyorum.
    o köprünün üzerinde dikilip,
    gözlerimi aşağı dikeceğim.
    ne gelirse gelsin,
    ne giderse gitsin,
    nehir akıp gidiyor.
    nehir akıyor.

    başka bir şehre taşındım.
    ayak uydurmak için çok zorladım.
    her iş için, birçok adam
    kimsenin muhtaç olmadığı birçok adam..

    pes etme; çünkü dostların var.
    pes etme; tek başına değilsin.
    pes etme; utanmak için bir neden yok.
    pes etme; biz hala yanındayız.
    pes etme; seninle gurur duyuyoruz.
    pes etme; asla kolay olmadığını biliyorsun.
    pes etme; çünkü, inanıyorum ki bir yer var,
    ait olduğumuz bir yer.
    0 ...
  12. 8.
© 2025 uludağ sözlük