gecenin bir yarısında dinlenince çok ağır gelebilen şarkı. hangi şarkının çalacağını bilgisayara bıraktığım bir gecede birden girince çok kötü oldum sözlük.
2:55-3:05 arasındaki gitar atraksiyonlarını alternatif versiyonunda çok daha rahat duyabilirsiniz ki adamı gitara başlattıracak cinstendir. bu arada axl rose, şarkının orijinal versiyonun başında 'uuuuuuuuu uuuuuuuu' ; alternatif versiyonunun başında ise 'aaaaaa aaaaaaaaa aaaaaa' diyerek başlar olaya.
sözlerini de yazalım ki tam olsun, zira adamın telaffuzundan sözleri çıkarmak için upper intermediate bilemedin advance seviyede ingilizce bilmek lazım;
You are in everything I got
What was my fault you came to my life
I might have broken too many hearts
You're the penance I have to pass
Whatever I know, no longer in my memory
Whoever I love has gone one by one
I might have broken too many hearts
You are the penance I have to pass
No more default turn your face away from your sorrowful faith
My life is a gift from my God
But for what
I'm gonna crack, don't you ever cry
Don't you ever cry
No hope no salvation, baby don't cry
no no no don't try
no no don't try
müziğe meraklı arkadaşlarımız için gitar akorları ise şöyle... *
yağmurlu bir günde, sevdiceğiniz uzakta ve mutsuzsa, siz de dışarıda, gecenin bir vakti lambaların aydınlatamadığı caddelerde yürüyorsanız, dinlememeniz gereken şarkı.
bir rivayete göre şarkının yazılış hikayesi şu şekildedir:
--spoiler--
grubun beraberce gittiği bir barda bir kızla tanışırlar ve bu kız gruptakilerle yakınlık kurar.zamanla izzy stradlin ve axl bu kıza yazarlar.kız gayet tabi ki axl dan hoşlandığını söyler ve izzy yıkılır.bir gün axl, izzy yi gizlice ağlarken görür ve dayanamaz.gider kızla konuşur ayrılmak istediğini söyler.ardından da bu şarkı meydana gelir.
--spoiler--
yamulmuyorsam şarkının klibinde izzy ye hiç rastlanmaz.hatta klibin 1.14 saniyesinde where's izzy yazan bir kağıt parçası görünür.
şarkıyı ilk dinlediğimde teenage dönemlerimdi. o zamanlar, hepimizin evinde internet yok, torrent kullanımı hadisesi bu kadar yaygın değil. sınıftaki sıra arkadaşıma, bir tanıdığı aracılığı ile metallica'nın 97 senesindeki teksas konserinin olduğu cd ve içerisinde video kliplerin olduğu bir başka cd gelmiş, o da sağolsun birer kopya bana getirmiş. o zamanlar guns'n roses, motley crue, skid row gibi gruplardan bihaber yaşıyoruz. metallica, iron maiden, daredevil filminden aklımıza kazınmış olan ve dinlemeye başladığımız evanescence falan var hayatlarımızda.
derken eve geliyorum, akşam yemeğinin ardından odama çekiliyor ve önce metallica'nın, teksas konserini dinliyor ve sonra diğer cd için davranıyorum. guns'n roses, ismen tanıdık geldiği için belki de ilk önce don't cry klibinin ".mpeg" uzantılı video dosyasını açayım diyorum. bir tur klibi ile beraber dinliyorum şarkıyı. sonra bir daha, bir daha... hatırlıyorum da o gece, hoca ezana çıkana kadar bu klibi tekrar tekrar izlemiş ve şarkıyı tekrar tekrar dinlemiştim. bu zamana kadar nasıl olup da guns'n roses dinlemek için bir çaba sarfetmemiştim? ertesi gün cibali lisesi'nde okumanın da avantajı ile okul öncesi plakçılar çarşısına gidip de guns'n roses kasetleri aramaya başlamıştım. bir kasetin içinde, bir kaç tane şarkısını bulmuştum grubun. "my hair" isimli bir derlemeydi, hatırlıyorum ve skid row, motley crue şarkılarını da o kasetten dinlemiştim ilk olarak. sonra motley crue albümlerini aramak, belki de en zoruydu. "motli guru yoh, etli guru var" şekilli esprilerle.
demem o ki klibi ile beraber dinlemesi ayrı bir hazdır bu şarkıyı. her ne kadar slash, klibinde les paul gitarı ve mustang'i harcayarak sinir sisteminizi altüst etse de o direksiyonu uçuruma kırdığı ve dudakları arasındaki sigara ile pis sırıttığı solo kısmın girişinde bunu, yapmasının ne denli gerekli olduğunu anlatamam.