2007-2008 dönemi ramazan ayında islam âleminin dört bir yanında söylenen "hoş geldin 11 ayın sultanı" nidÂları eşliğinde, araya bir de "ben doğdum huleyn" diye sıkışıvermiş yazarcan bünye.
artık pastasını da iftardan sonra keseriz.
döte döt dediği için çaylak olanlardan. ah şu sabır denen şey, bu kadar zor olmasa keşke tutulması.
o değilde "diğer sözlük yazarları ile polemiğe girmek" çok kolay işlenen bir cez oldu. adam türk silahlı kuvvetlerine "bölücü" diyecek ve biz tepki vermeyeceğiz?
benim askerim lan o... susar mı anadolu çocuğu?(sözkonusu adamın atıldığı gerçeği maalesef o zihniyetin sözlükte bittiği anlamına gelmemektedir)
bir kamplaşma var ve resmen dîne dayalı, "hükümet yanlıları-onları sevmeyenler" gibi durmakta tepeden bakıldığında, işin gıcık yanı ise bu yeşil tayfa kendi yandaşları tsk'ya bölücü dese bile sırf -yandaş- olduğu için koruyorlar böyle adamları.
ideolojiler, yazarları mı körleştiriyor yoksa burası yazıp çizdikleri ve çıktıkları yer diye kör taklidi mi yapıyorlar?
... toparlarsak, benim tarafımda olduğundan değil, adam gibi düşündüğü için destek verdiğim bir yazardır. ya ne yazarı, candır işte.
"öğrenciydi.. bir kıza aşıktı.. ve aynı zamanda başka bir senaryo üzerinde çalışıyordu... "
diyen...
vefa istanbul'da bir semt adı mı sadece bilmem ama, cm'den keşfedilen futbolcunun gerçek hayatta ünlü olması hazzını veren başka bir şey daha varsa, o da daha ilk tanışmada ayak üstü edilen iki muhabbetin ardından "bu adam süper" dedikten 1.5 sene sonra bile -küsüratlı seneyi tam seneye yuvarlayıp etkileyici olmak- fikirlerin değişmemesi(ymiş)...
denizin -kime göre- ortasına bırakılmış, yüzmeyi çok az bilen bir insan gibi bu... dünyanın yuvarlak olmasının dezavantajıyla, doğru köşeyi sadece iç-güdüleriyle bulmaya çalıştığından ve o iç-güdülerinin birkaç yıl önce zedelenmesi nedeniyle oradan oraya savrulduğunu izliyorum 1 yıldır. bilgisayar oyunu gibi... iç-güdü yerine, bilgi-birikimine, kültürüne, zekasına güvense "o" köşeyi çok daha rahat bulacak... o da olacak, yakındır.
vur kadehi diyorum...
...
iki satırlık adamları
musallat ettik ömrümüze
...
canım benim askerliğini tecil edip etmediğinden habersiz, e tabi askerlik şubesi askerlik belgesini adresine tebliğ etmiş türk evladı.
sonuç itibariyle:en büyük asker bizim asker!
uzaktanda olsa damarlarının bir kısmında gürcü kanı gezdirmesi sonucu kan çekimine mağruz kaldığımız ve sözlüğün tanıştırdığı hoşsohbet sahibi, sevimli, şu sıralar başı sivrisineklerle dertte olan yazar kişisi.*
kelmajeste ile tavla oynama lüksüne sahip olduğunu düşünüp, tavla oynamaya çalışan lakin 3. elden sonra tavlayı kapatıp oynamıyorum ya diye bağıran dost kişisi. *
kendisi esasen sonny corleone dir. ailenin en yakışıklı adamıdır, tam bir italyan erkeğidir, o da bunun farkında olduğundan ailenin tanıdığı bütün genç kızları elden geçirmiştir.
tavla oynarken "hayatımda böyle şans görmedm vallahi " diyip uflanıp pufanınca 3 0 dan 5 4 oyunu verdiğim ama bunu "yenmişlik" olarak anlayan iyi kalpli insan...
düğünümde ayakkabımın altına adını yazacağım şahs-ı muhterem. aynı zamanda gelin arabasına binerken gelin çiçeğimi de kucağına fırlatacam, başka kimse ısrar etmesin, çiçek yerini biliyor. **
mahlasi derin duygulara gebe insan. "taniriz kendisini iyi cocuktur".
kaleye orta gobekten top surer mesela, ben boyle bir oyun stili gormemi$tim.
kendisiyle sozluk ortaminda yunan ve turk f16 pilotlari gibi hissederiz kendimizi, daimi it dala$i, hirla$iriz, adamin gotunu isiririz bazen. hayat ne garip be guzelim, degil mi? halbuse ne kadar tanir burada insanlar bizi? bizimle birlikte aci kahvenin tadina varip nargileden en derin nefesler cekmeyenler ne bol keseden savuruyor tukuruklerini uzerlerimize? sikimizde degil, o ayri.
midenin alım ve sindirim gücü insanların genişlik derecesine göre değişir. kimi her şeyi kaldırır kimi de kaldırmaz. ben bsg ya da lanlı lunlu konuşulmasını kaldıramam örneğin. ayrıca aramızdaki tartışmayı asla buraya taşımayı düşünmediğim bir arkadaştı ki, ev arkadaşı denen güzel insan her şeyi deşifre etmek istedi. dolayısıyla yapabileceğim herhangi bir şey yok.