mozart'ın oldukça ünlü bir operasdır. librettosunu lorenzo Da Ponte yazmıştır. don giovanni aslında ünlü ispanyol çapkın don juan'ın hayatını konu alır. Konu da kısaca şöyledir:
donna anna kendisine tecavüze kalkışan ve babasını öldüren don giovanni'yi aramak/kovalamaktadır. bir gün kaçmak ve öldürdüğü commandatore' nin heykelinin bulunduğu mezara sığınmak zorunda kalır. o gece de doğa üstü güçler onu yaptığı çapkınlılardan yahut ahlaksızlıklardan dolayı cehennemin ateşine alırlar.
mozart bu operada don giovanni'yi canlı müzikle güçlü bir karakter olarak lanse etmiştir. günümüz görsel yayınında kötü bir karakter olarak ifade edilir. nazarımda bu yanlıştır.
opera comedia mı yoksa opera dramatica mı olduğu hala tartışılan opera.
...ve bir yerde de operaların operası!!!
ah don giovanni ah...don giovanni ağzı bozuk, kadın delisi, ve akıl ve "charmant" lığıyla kadınları büyüleyen bir adamdır. opera da adamın sadece ispanya sahip olduğu kadın sayısı 1003´tür !!!...yani başka yerlerde sahip olduğu kadınlar bu sayının dışındadır.
tabii bu bir efsanedir. ama böyle bir adam böyle 1003 kadına sahip olmuş bir adam hiçbir zaman yaşamamıştır. ama benzer bir adam yaşamıştır!!!...böyle ağzı bozuk ama sevimliliği ve charmant´lığı ve intelligent´liğiyle kadınları büyülemiş bir adam...o adam amadeus´un ta kendisidir.. operayı yazan adamın ta kendisi...
peki "comtur" kimdir?...ellerinde ölümün soğukluğu olan "taş"tan adam...don giovanni´yi "cehenneme" çeken adam...kimdir o?...amadeus´un kendi vicdanı mı?...ona "hayatını değiştir seni götürmeyeyim" diyen "mermerden" adam?...bu operadan birkaç ay önce babası öldü mozart´ın...o taştan adam, ölümden kalkıp don giovanni´yi "almaya" gelen adam...kimdir?...babası olamaz mı?
amadeus´u çocuk yaşında amadeus yapan adam, onu döverek söverek disipline zorlayan adam, babası leopold´dur.
"don giovanni" büyük amadeus´un babasıyla olan iç hesaplaşmasıdır. bizim elimize o müthiş senfonileri, güzelim operaları kazandıran amadeus, belki o olduğu şeyi hiç de olmak istemiyordu. ama oldu. çünkü zorladılar onu. babasına karşı hislerinin o kadar da sevgi dolu olmadığı bilinir.
"comtur" ne der?..."sen beni yemeğe davet ettin , ben de geldim". don giovanni buna " böyle bi şeyin mümkün olduğunu hiç sanmıyordum, hiç inanmıyordum" diye yanıtlar. buna "comtur" -"ben dünyevi yemekle beslenmediğim halde senin davetine geldiysem, benim de senden bi ricam olacak - hayatını değiştireceksin" der. burada don giovanni onunla gelmeye bile hazır olduğunu, ama hayatını değiştirmeyeceğini söyler... işte bunu söyleyen aslında amadeus´tur, ve comtur´da leopold´dur. ve o meşhur " ellerinde ölümün soğukluğu var"...ne laftır ama...(comtur´a elini verir don giovanni...)
opera´ya sonradan bir "happy end " yazar amadeus. pekçok kişi bunu "sırları" açığa çıkmasın diye yaptığını düşünüyor.
büyük ihtimalle "don giovanni" amadeus mozart´ın en "kişisel" eseridir. konu direk kendisidir. ya da "olmayı hayal ettiği" kendisi.
don giovanni´yi tanımadan ölmeyiniz.
unutulmaz "final" sahnesi için bakınız (ingilizce altyazılı) :
elvira ve don juan ve ekibi . nasıl da don juan dagılıyor ama son bolum muhtesem ankara devlet opera ve balesinde izlenebilir . operaya gidecekler icin agır gelebilir. oldukca uzun yapılmıstır. param olsa kesinlikle yeni bir opera binası ve ses sistemi yaparım. sanatcıların performansları cok iyi ancak . yurege islemesinde sıkıntı var . tarihi opera binası yetersiz . orası durmalı gosterimler devam ama yeni binalara da cok ihtiyac var .
hem ilk etapta beliren mistik kumandan figürü, hem eserin sonunda görevlendirilen metapşişik yaratıklar, akılalmazdır. mozart'ın salt bir klasik müzik bestekarı olmadığını, hem mitoloji, hem don juan hikayesinden ileri gidilecek olursa; sosyolitik bakış açısını geliştirdiğini, ve bunları müthiş derecede iyi harmanladığını görürüz.
amadeus filmi ve salieri'ye kalsa; heykelsi figür, mozart'ın kumandan babasıdır. ve sipiritüel evrenden gelip, mozart'a hükmetmektedir. öyle ki mozart; mystroluğunu yaptığı bu eser boyunca, soğuk terler döker.
Wolfgang Amadeus Mozart'ın en sevdiğim uvertürü olur kendileri. Mozart'ın, ömrünün sonuna doğru girdiği bunalım sırasındaki çift karakterli kişiliğinin çatışmasını anlatan, ''şizofren bir melodi''dir. Dinleyen herkese farklı bir tat sunması açısından, diğer bestelerden tamamen ayrılır. Çalkantılı bir hayattır esasında Don Giovanni'ninki. ''Bi' dikiş tutturamamıştır'', tutturmak da pek gönlünde olmayan bir şeydir. Buna karşılık, Mozart'ın dengeleyici gücü, Commendatore, uvertürün sonunda Don Giovanni'den hesap sormaya gelir. ''Commendatore'' sahnesi olarak bilinen bu sahne, uvertürün en ünlü bölümlerinden biridir. Bunun yanında, kendimi kendime ifade ederken tek işe yarayan şey, budur. Ölünesidir beraber.
entrylerini biraz okudum, anladığım kadarıyla oldukça birikimli bir yazar. yazdıkları ve düşünceleri hoşuma gitmedi değil. sözlüğe çok şey katacak yazarlardan. yazsın, böyle devam etsin, hep yazsın.
yalnız sürekli belli başlı konuları üzerinde dönen bir sözlükte felsefe biraz garip olacak. hehe.
senden alıntı yaparak noktalıyorum entrymi;
-spoiler--
Sorun şu ki, jean jacques rousseau, insanlığın 21. yüzyılını öngöremedi.
--spoiler--
(bkz: kürtlerle yaşamak zorunda olmak/#18214244)
(#108621722) hak verdiğim yazar. Başlığı ıkıp gitmek istemiyorum başkalarının başına, yoksa silmiştim şimdiye entry'yi. aslında ben anlatamadım tam derdimi. o başlık öyle olmayacaktı. 50 karakter yetmiyor bana. Yine de haklı olan yazardır, bahane üretmeye gerek yok. sözlük zaten çöplüğe dönüyor, ben de sıçmayayım işine. Uyarısını dikkate aldığımı da belirtmek isterim.
tövbe istiğfarla hak yoluna girmeyen kasık kılları ağarmış bir zamparanın hazin öyküsü. yaptıklarını izledikçe acıyor muyuz ? bilakis, iyi oldu pezevenge diyoruz. lakin, don giovanni'nin şahsiyetinde ''ben olduğu gibi görünen bir insanım, en azından ne yaptığım belli, içim dışım bir'' diyen mücrimlere de bir ihtar var. bu bir samimiyet değil bilakis arsızlıktır. zira isyan ve fıskın alenen işlenmesi, yaradan ve kullara karşı bir edepsizliktir ki bu hal isyana meyli olanlara cesaret verir. eserin sonu, yani commendatore'nin geldiği sahne aynı zamanda eserin kalbidir. don giovanni'nin yani don juan'ın bizzat provalarda bulunduğu ve eseri izlediği hatta bir takım müdahalelerde bulunduğu söylenir. bu vesileyle mozart, çok çocuksu ve basit melodik temalar üzerine eser bina ediyor diyen yarım kulak klasik müzik severlere de kafam girsin. hadi grand mass'ın kyrie'sini dinlemedin bre hadsiz. don giovanni'den de mi gafilsin
bütün dinlerin, dünyada hakim olan "erkek" egemenliğine atılmış bir osmanlı tokadıdır don giovanni !!...Amadeus, bütün erkeklerinin imrendiği, keşke ben de öyle olabilsem, dediği don giovanni´yi operanın sonunda cehenneme gönderir !!...bu sahnede tanrı, allah, yahve, dio...erkeklerin değil elvira´nın, yani kadınların yanındadır, ve erkekligin medar-ı iftiharı don juan´ı cehenneme atar !!...
belki de bütün müzik tarihinde yazılmış en büyük eserdir...başi ve sonu bambaşka temalar içerir...reklamlarda kullanılan, handy melodisi yapılmış birçok tema bu operadadır...
başka şeyleri tanımasanız da olur, ama don giovanni´yi tanımadan ölmeyiniz !!...