kuzey iskandinav ülkeleri ve kanada ne yapıyorsa onu yapmayı düşündüğüm aşı. tabii ne olur ne olmaz ilk partiyi başkalarına yapsınlar sonra ne yapılacağına bakarız.
onu unu bilmem de devlete 400 milyon dolara mal olmuştur. komple teorisi olarak "ilaç firmaları yapıyo bunları" diyen bi kitle var ya ezeldendir "acaba doğru mu lan" demiyor değilim.
hadi kendinizi düşünmüyorsunuz, toplumsal soumluluğunuz olmalı. insanlara pis virusünüzü bulaştırma hakkınız yok. hatta devletin imkanı yok ama olsaydı zorunlu olmasını dilerdim.
bugün vurdurduğum aşıdır. işin ilginç yanı dün grip olup ayağa kalkamadım, o halimle aşı oldum. hala hastayım. hemşire arkadaşın eli çok hafifmiş, hissetmedim bile. aşı, omuzun baya üzerinden vurulduğu için kazağı çıkartmak zorunda kaldım. bazen üzerine çok yattığım zaman hafif sızlıyor. başka da bir sıkıntısı yok. arkadaşların % 30-40 civarı aşı vurdurmak istemiyor, veya başkalarının vurulmasını bekliyor. sürü psikolojisi... çok kişi yaptırmaya karar verirse herkes yaptıracak.
dünya genelinde gerekli panik havasına, yeterli hasta sayısına ulaşıldı ve sonuç: aşı için türkiye yaklaşık 500 milyon dolar ödedi. Fransa ve Kanada nüfuslarından fazla sayıda aşı aldı. Şu ana kadar satılan aşının toplam fiyatı 2 milyar dolar ve 1 yıl sonunda ilaç sektörlerinin elde edeceği kâr yaklaşık 50 milyar dolar, kısacası:
(bkz: plan tıkır tıkır işliyor)
ilaç firmaların bu işten 40 milyar dolar kar elde edecektir*. bilgisayarla ilgilenenler bilirler mesela bir virüs programı firması bilgisayarlara bir virüs gönderir ve bilgisayar virüsünü yaymaya çalışırlar ki kendilerine görev çıksında bu işten para kazansınlar. yani bu işte açıkcası bana böyle geliyor. virüsü yay kaos çıkart ve bundan fayda sağla. bu aşıyı ben yaptırmayı düşünmüyorum. ama virüse karşı direnç kazanmak için daha çok doğal olan besinleri alıyorum. sanıyorum en mantıklısı ve güvenli olanı bu. başbakan da böyle düşünüyor olsa gerek ama söylemiyor.
bugün olduğum aşıdır.her ne kadar sayısız spekülasyon olsa da hakkında çoğu da ağzı olanın konuştuğu spekülasyon olmasından dolayı hiç çekinmeden yaptırdım valla.ağzı olan konuşuyo diyorum evet ne diyor millet yok yan etkisi varmış,hey güzel kardeşim bebekken senin haberin bile olmadan annenin sana yaptırdığı OPV,MMR,pnömokok, v.s. aşıların yan etkileri yokmuydu,hele hele OPV canlı virüs aşısı olduğundan ötürü aşılanan bazı çocuklar bu hastalığa yakalanmadı mı? bilgi sahibi olmadan yorum sahibi olursanız başbakan yaptırmıyormuş ben de yaptırmıyorum dersiniz,oysa azıcık mantık olsaydı ulan sağlık bakanı yaptırıyo adam prof.DOKTOR ben de yaptırayım derdiniz.ben oldum arkadaş,evet her normal aşının olduğu gibi bunun da milyonda bir de olsa risklerini göze aldım ve oldum.
aşının yaptırılıp yaptırılmayacağı kişisel bir tercihtir ancak bu aşı rant sağlamak için yapılıyor, virüs çıkarılıp sonra da aşısı piyasaya sürülüyor o yüzden ben yaptırmam demek ahmaklık olsa gerek. çünkü kim neden çıkarırsa çıkarsın böyle bir virüs varsa ve tehlikeli olduğunu düşünüyorsan sırf bu sebepten yaptırmamak pek mantıklı değil. aşıya teşvik amaçlı değil bu entry sadece bu şekildeki mantıksal yaklaşıma bir eleştridir.
bu mantıkla hareket eden arkadaşlar bakalım AiDS aşısı çıktığında da aynı mantıkla aşı olmayacaklar mı?
40 milyon doz aşının hedefe kilitlenmesi olayına konu olan aşıdır. sağlık bakanı aşı olduğu için aşı olmayı düşünenlere de 'bakan ile aynı yumurta ikizi olup olmadıklarını' sormak istiyorum. senin bünyen bakan ile aynı mı? vücudunun aşıya vereceği reaksiyonu nereden biliyorsun? hükümet, kamera karşısında oturup batak oynasa 'durun ne yapıyorsunuz?' demek yerine 'dördüncü lazım mı abi?' diye sorarsınız.
bu ülkenin insanlarının durumuna acıyorum. düşüncesiz, kendi beynini teslim etmiş, 12 kiloluk kömürü üzerinde 25 kg ibaresi bulunduğu için ve bedava dağıtıldığı için alan, tembel, geri kafalı,ab denen saçmalığa girebileceğine inanan(neden giremeyeceğimiz hakkında ipucu vereyim; ab'nin hepsi hristiyan, biz müslümanız. umarım yeterli olmuştur o hazırcı beynin için), gelişmekte olan ülke olduğumuza inanan, tam bağımsız ülke olduğumuza inanan, adamın yüzüne gülüp arkasından atıp tutan, birlik beraberliğini kaybetmiş...
domuz gribi aşısı milletimize hayırlı olsun. pürel de kullanın, nazik ellerinizden birbirinize bu aptal hastalığın etkenini bulaştırmayasınız.
-ama,ama 15 kişi öldü.
+nerden biliyorsun domuz gribi denen şeyden dolayı öldüğümü? ha? medyanın zekası var da senin beynin yok mu, düşünme engelli misin!
bugün yaptırdığım şey.
risk grubuna giriyorum ve bilgisine güvendiğim hocalardan da aksi yönde birşey duymadım.
siyasi çekişmelerle ilgilenmiyorum. bir aşıdan neden bu kadar korkutuluyor insanlar anlamıyorum. çoçuklara uygulanan onca rutin aşı var ve yaptırılıyor. yaptırılmalı da.
bu aşının domuz gribinden daha az tehlikeli olduğunu düşünüyorum ve kar zarar hesabını düşünerek bu aşının risk grubuna yaptırılmasını destekliyorum.
evet tıpta kar zarar hesabı yapılır. kullandığımız onca ilacın bir çok yan etkisi var ama elde edilecek kar beklentisi daha yüksek olduğu için alıyoruz .
leblebi gibi antibiyotik kullanmayın her aksırıp tıksırdığınızda denmesinin sebebi de bu zaten. (bkz: antibiyotik ile ilgili kullanım esasları)
burada da her gün bir çok hastayla karşılaşan ve salgın yapması neredeyse kesin olan bu gribe karşı aşılanmayı mantıklı gördüğüm için yolda da karşılaştığım bir pediatri profesorü* ile beraberce gidip aşıyı oldum.
risk grubunda olmayan insanlar veya risk grubunda olup da aşı yaptırmak istemeyenler yaptırmasınlar.
inşallah aşı ile ilgili de terso bir durum yaşamam da bu dediklerim götüme girmez.
yaptırıp da yan etki ile karşılaşan olursa da sorumluluk bana ait değil.*
çark dönüyor dedirtiyor ister istemez...
şimdi neden çark dedim ... alın verin ekonomiye can verin durumuna benzemekte...
DEV güçler gribi oluşturuyor, tabi ki panzehirini de sonra sallıyo piyasaya sonra rahatla...
bi de başbakana sorarım sen neden vurmuyorsun neden "risk" grubu...
hem de çok büyük bir çark dönüyor sayın sözlük ! ben vurdurmamayı düşünmekteyim inşallah ta vurdurmayız ...
yan etkileri hakkında çok şey söylenen aşıdır son olarak
Devletin tepesindeki çelişkileri yok "ben risk grubunda mıyım" şeklindeki açıklamaları duyunca sanırsınız ki Recep Akdağ evinin bodrumunda yapıyor bu aşıları. Adam sanki kendi kafasının dikine getirdi milyon dolar vererek o aşıları. insanların bu kadar çekingen durmalarının sebebi aslında aşıya olan güvensizlik değil, hükümete olan güvensizlik. Bu olaya kadar devlet hiç bir zaman vatandaşının üzerine bu denli anne şevkatiyle eğilmemişti. Geçen sene domuz gribinde dünya genelinde 1.500 kişinin yaşamını yitirmesine rağmen neredeyse mevsimsel gripten her sene 100 bin kişi yaşamını yitiriyor. Ama devlet babamızın hiç üzerimize "aman gidin de grip aşısı olun" diye düştüğünü görmedik. Peki ya her sene 500 bin çocuğun yaşamını alan ishal'e ne demeli. Hiç bir yetkiliden "Aşı yaptırmayıp da çocuğu rota virüsünden dolayı ishal olan kişilere soruşturma açılacağı" yönünde açıklama işitmedik. Sosyal hafızası zayıf olan bir millet de olsak bu millet zamanında "çocuk felci" aşısı olup sakat kalan çocukları unutmadı daha. Bugün 35-40 yaşlarında çocuk felci aşısı olup yüzlerce insanımız var. benzer şeyin başlarına gelmesinden korkuyor insanlar. Sonuçta aşı da bir tür zayıflatılmış mikrop. Peki ya yeteri kadar zayıflatılmadıysa. Kaldı ki dünyanın hiç bir düzgün olayında başa oynamazken aşı konusunda açık ara fark atıp haftalar öncesinden reklamını yapmaya başladık. insanların şüpheye düşmeleri çok normal.
yaklaşık 300 milyon insanın yasadığı amerikayla neredeyse aynı miktarda domur gribi aşısı almış olup aracı kurumlar bu işten köşe olbilmesi için medyanın yeterli gündemi oluşturması kaçınılmazdı.Neyse tnım girelim sadece domuz olmaını istediğimiz insanlara vurulması gereken ilaçtır.
ülkede normal bir gripten ölen binlerce insan, domuz gribinden ölen onlarca insan var.
üstelik bu grip yeni de değil.
Ağır bir grip vakası olarak bilinirmiş eskiden.
geliri fazla olsun diye bir ad konmuş ve yaldızlanarak dünyaya salınmıştır.
Başbakanın bile olmaya cesaret edemediği aşıdır.
insanlar o kadar korkmuş ki normal gip aşısının stoklanan serisi ülkede tamamen bitmiş, geri kalan sağlık bakanlığına çekilmiştir.
torpili olan sağlık bakanlığında grip aşısı vurulabilir.
herkes ayrı telden konuştuğundan halkın kafası da karışmıştır.
* Geçenlerde bir hastamdan bana geçmeye çalışan bir "domuz gribi virüsü" yakaladım. Daha önce hiç görmediğim için çok heyecanlanmıştım. Kendisine gazetede bir köşem olduğunu, röportaj yapabileceğimizi söyledim ama kabul etmedi. "Seni Ayşe Arman'a veririm, seks hayatını anlatmak zorunda kalırsın" tehdidinden sonra bülbül gibi şakımaya başladı. işte domuz gribi virüsü ile yaptığım röportaj: Neden size domuz gribi diyorlar ? 10'uncu kuşaktan büyük dedem ailesiyle bir domuzda yaşıyormuş. Meksika'da ilkel bir çiftlikte sıkış tıkış yaşarken büyük dedem "Yetti artık" deyip çiftlik sahibinin oğluna atlayıvermiş. insanlar bizi o günden sonra tanıdı. Sonra da biliyorsunuz ismimizi değiştirdiler. Bu ismi beğendiniz mi? Kesinlikle hayır. Bilim adamları H1N1 diyor ama halkımız benimsemedi. Biz domuz gribi ismini istiyoruz. Halkın benimsemediği bir ismi yaşatamazsınız. Gerekirse Cumhurbaşkanı' na çıkacağız. 3 SAATTE 2 MiLYON ÇOCUK YAPTıM Kaç yaşındasınız? Sizin zaman ölçünüzle 3 saat yaşındayım. Biz grip virüsleri çok hızlı üreriz. Ben 10 milyonluk bir ailenin en küçüğüyüm. Şu saate kadar 2 milyon çocuğum oldu. Birkaç saat içinde öleceğim ama ölmeden önce milyonlarca çocuk yapacağım. En büyük amacım kendi neslimin devamını sağlamak. Aileniz kalabalık mı? O kadar geniştir ki saymakla bitmez. Siz insanların üzerinde yaşayanlarımızın dışında başta kuşlar olmak üzere kedilerde, maymunlarda kuşlarda yaşayan binlerce çeşit akrabamız var. Atalarım milyonlarca yıldır dünyada hüküm sürüyorlar. Bu yüzden son günlerde çıkardığınız yaygarayı bir türlü anlamıyorum? Sanki yeni ortaya çıkmışız gibi konuşuyorsunuz. AŞıDA MiLYARCA DOLAR DÖNÜYOR Bunun sebebi ne sizce? Benden duymuş olmayın ama pis kokular alıyorum. Sizden birileri maddi menfaatleri için bizim gücümüzü abartıyor gibime geliyor. Hani şu "aşı" meselesi, bu işte milyarlarca dolar dönüyor diyorlar. Sizi yeryüzünden silmek istiyorlar, başarabilirler mi? Sadece gülüyorum! Siz insanlar dünyada yokken bile biz vardık. Şimdibirkaç uyduruk ilaçla neslimizi ortadan kaldırabileceğinizi düşünüyorsunuz. ilaçlarınızın bizi tanımasını engelleyecek olağanüstü bir kamuflaj yeteneğimiz olduğunu unutuyorsunuz. Tamiflu'ya karşı hemen direnç geliştirdik. Hem birkaçımızı öldürseniz bile sağ kalanlarımız büyük bir hızla çoğalır. Bilim adamları (tabii bizimkiler) insan nesli ortadan kalksa bile bizimkinin devam edeceğini söylüyor. Daha çok kimleri hasta etmeyi seviyorsunuz? Bizim sizi hasta etme gibi bir amacımız yok, biz kendimize güvenle çoğalacak yaşam alanları arama derdindeyiz. Bu nedenle yaşam şansımız yüksek olan bağışıklığı düşük, iyi beslenmeyen, spor yapmayan, güneşlenmeyen, stres altındaki insanları seçeriz. Bizden istediğiniz bir açılım var mı? Size düşman değiliz. Aksine insanları severiz çünkü size muhtacız. Bize iyi bir yaşam ortamı sağlıyor, sıcak bir yuva, beslenmemiz için gıda veriyorsunuz. Haklarımızı verin yeter. EVHAMLı ANNELER iŞiMiZE YARıYOR... Nasıl yani? Laf aramızda sizin vücudunuzda hoşumuza gitmeyen birkaç şey var. Bir kere yüksek ateşi hiç sevmeyiz, ateşiniz çıkınca bizim hareket ve çoğalma kabiliyetimiz azalıyor, sizin savunma hücreleriniz ise sıcak havada dahaiyi savaşıyorlar. Sağolsunlar evhamlı anneler çocuklarına ateş düşürücü vererek bize çok yardımcı oluyorlar. ikinci hoşumuza gitmeyen şey;vücudunuzda yaşayan diğer bakteriler.Onlar bizim yerleşmemize, yiyeceklerini paylaşmamıza izin vermiyorlar. Neyse ki sizler gereksiz yere antibiyotik alarak bizim düşmanımız olan bakterileri öldürüyorsunuz, böylece meydan bize kalıyor, istediğimiz kadar çoğalıyoruz. Biz binbir suratız yakalayamazsınız! Sizi aşı ile yok etme planları var. Aşı mı? Biz o kadar büyük bir aileyiz ki bize karşı etkili bir aşı bulmanız imkansız. Binbir surat gibi devamlı şekil değiştiririz. Hangi birimizi yakalayacaksınız? Bir vücuttan diğerine nasıl gidiyorsunuz? Sizleri hapşırtıp öksürterek. SiZ HAPŞıRDıKÇA BiZ YAYıLıYORUZ Nasıl yani? Sizin hastalık belirtileri dediğiniz şeyler aslında bizim yayılma stratejilerimiz. Sabahtan beri öksürüyorsun, farkında değil misin? Biraz önce hapşırdın. Burnun da akıyor... Yani? Seni hapşırtan ve öksürten benim. Amacım havaya yayılan partiküller ve burnundaki salgıyla etrafa yayılmak. Yeni kurbanlarımızı böyle buluyoruz. Hapşırmazsan, burnun akmazsa, mendil kullanırsan, elini yıkarsan başka vücutlara geçmem zorlaşır. HATA YAPMAYıN 6-7 GÜNDE GiDELiM Bizi öldürmeye niyetlisiniz demek? Biraz önce söylemiştim. Sizi öldürürsek kendi geleceğimizle oynamış oluruz. Evet, size biraz rahatsızlık veririz ama bir yanlış yapmazsanız 6-7 gün en fazla 10 gün içinde çekip gideriz.
doktorlar tarafından "aşı olmayıp hastalanınca hastaneye gelenin amına koyayım" dedirten önleyici hekimlik uygulaması. hastanelerde kuyruk var, yetersiz diyenlere de sağlık bakanı küfredecektir elbet.