bugün hava güneşliydi sandalyeme kurulmuş kaygıyla geleceğimi düşlemekteydim. pek bir umut yoktu. bende tanrıdan bana iyi bir işaret vermesini istedim tam o sırada üzerime dolu yağdı hem güneş hem doluya aynı anda tutuldum nasıl bi işaretir bu bilen yazsın bi zahmet.
önceki ilişkimin romantiklik namına yegane parçası. ta ki o şahsiyetin bir yıl boyunca beni bir dolunayla kandırdın diye şakavari söylenmesinde sonra romantiklik konusunda kendimi yetersiz hissedene kadar. çoçuklarımızda dolunay ve aysima koymuşmuşmuşuz. şimdi dolunay falan hikaye, kafamı kaldırıp gökyüzüne bakmaya bile üşeniyorum. bazen en iyisi sürekli dolu dolu olmamak. Yeniaylar da güzel görebilene...
dolunay, küçüklüğümün hayaleti... gece yolculuklarında arabanın içindeyken beni takip ettiğini sanırdım, o yusyuvarlak suratıyla bana hep güven verirdi. karanlıktan korkmazdım onun sayesinde gece penceremin önüne geçip küçük teleskobumla o aydınlık yüzünü incelerdim yaşlandığını sanırdım her yeri iz doluydu ay dedemdi o benim ama sadece dolunay olduğu günlerde.ışığını kendi üretemezdi güneşten yansıttıklarıyla yetinirdi yeterince alçak gönüllüydü ama adeta yıldızlara meydan okur gibiydi ve benim dolunayım hiçte ikiyüzlü değildi. diğer yüzünü hiç görmedim dolunayımın, bana hep aydınlık sıcak yüzünü gösterirdi karanlık ve soğuk yüzünü ise kötü çocuklara. dolunayım çocukluğumun kahramanıydı geceyi sevmemin tek sebebiydi. her gece uslu bir çocuk olarak yattığımda ertesi sabah onu görebilmenin umuduyla uyurdum ama sabahları hayal kırıklığıyla uyanırdım çünkü dolunayım çoktan uzak diyarlara göç etmiş olurdu ben ise güneşin yüzüne bile bakamazdım.
dolunayın şöyle ilginç bir yanı var o da mistik güçlerininolduğuna inanılması. bazı toplumlar tarafından insanlarda psikiyatrik rahatsızlıklar, intiharlar, cinayetler, acil servislik vakalar, trafik kazaları, spor müsabakalarında kavgalar, köpek ısırmaları ve bunlara benzeyen bazı garip ve olağan dışı davranışları ve olayları tetiklediğine inanılıyor.