4-5 bölüm sonrası kolaylıkla tahmin edilebilen bir dizi. aha buraya yazıyorum kesin o motorcu bebeyle hara sahibinin kızı birbirine aşık olucak. hatta bu motorcu bebe o hırçın ata ilk binen olucak. ahanda öyle aşık olucaklar. şu klişeleri bi yenin be abicim.
sadece on beş dakika baktığım ve hemen osman sınav yapımı olduğunu anladığım dizi. beton kafalı, gaddar üniversite hocası anne ve osmanlı usulü türk baba profili. bir osman sınav klasiği.
arkadaşların eğlenmek amaçlı çektikleri filmlere benzetiyorum bunu. hani ortalama bir türk genci bile bu senaryoyu yazabilir. oyunculuk zaten yok. böyle zenginleri yola getirip arınmalarını sağlayan fakirlerin sıcak ortamları...saçma sapan, gerçekleri çarpıtan bir yapım. ayrıca osman sınav'ın oğlu seçiyordur belki de oynayan kızları, bu iddia bile gerçek olabilir. çünkü profeyonel bir şey yok ortada. bir günde üç bölüm yazar ,rahat. klişenin bini bin para. tam genel izleyicilik, seversiniz siz.
bu millete böylesi gibi bir durum olmuş.osman abimiz halkın nabzını tutan derin devlet gösterimi yaparken bu şekil dönmesi acaba diziyi nerden derinleştirecek diye düşündürmüyor değil.
genco dizinde rol alan selen seyven in korkunç bir performans sergilediği dizi. hatta dizide en kötü oynayan o kanımca.
kadırgalı bir kız gibi konuşma çabalarında kasım kasım kasılsan da beceremiyorsun güzelim.
uzun zaman sonra dizi takip etmemi sağlayan yapımdır. etrafımdakiler ve aile büyüklerim dahil ne kadar alışmış millet bilindik senaryolara. köy, ağa, mafya, aile klişeleri, sitcom, birileri ölsün, adamın başına olmayan gelmesin ağlayalım filan. illa oyunculuk döktürecek, ağlatacak veya basit esprilerle güldürecek yada karizmatik olacak, idol olacak! özgün bir senaryo var ortada ve kim kimin akrabası olursa olsun, herkez karakterine özgün oynuyor kanımca. kardeşim, kız arkadaşım ve benim en sevdiğim dizidir kendileri. bunun haricinde beğenenini görmedim. e siz izlemeyin daha iyi bize ve bizim gibilere kalsın diyeceğim ama reyting denen bir şey var. bu kadarı bile yeter. yayında ve yapımda emeği geçenlere teşekkürler!
biraz önce mecburiyetten izlenmek zorunda kaldığım dizi.
hakaret değil bu yazdıklarım ama, izlediğim kısmıyla;
ilkokul müsamerelerinde tiyatro yapmaya çalı$an çocuklar gibi bi oyunculuk performansı sergilenmekte genç oyuncular tarafından dizide. ebeveyn kısmına bile girmeye gerek yok. ho$ genç oyunculardan bi al pacino performansı beklemiyoruz ama karakterleri canlandıran elemanların çok yapmacık kaldığı bi yapım görüntüsünde şimdilik.
umud ederiz ki kendilerini kısa zamanda geliştirirler.
senaryosu oldukça başarılı olsada, reji ve kötü oyunculuk mağduru dizi, karakterleri ve esprileriyle doğal olamaya çalışan senaryoya abarttıkça abartan oyuncular ve akmayan bir reji koyarsanız sonuçta vasat bir iş ortaya çıkar, yinede farklıdır, sırf bu farklılık için bile izlenebilir.
yayın hayatındaki 35. bölümü "gidenler ve kalanlar" ile yine trt 1 ekranlarında yeni sezona merhaba demek üzere gün sayıyor.*
müzikleri, hikayesi, renkleri ve oyuncu kadrosuyla yeni sezonu için kendisini yenilenen doludizgin yıllar hem öyküsünü kaldığı yerden anlatmaya devam ediyor hem de kadrosunu zenginleştirerek yeni maceralara yelken açıyor.
merak edilen bir diğer konu ise selen seyven' in gerek basında gerekse internet ortamında çalışma arkadaşlarıyla ilgili yaptığı talihsiz açıklamaların ardından canlandırdığı "gülşen" karakterinin akıbetinin ne olacağıydı. sinegraf geçtiğimiz günlerde genç oyuncu ile karşılıklı olarak anlaşarak yollarını ayırdı ve hikayede bir değişiklik yapmadan "gülşen" karakterinin yepyeni bir oyuncu tarafından canlandırılarak devam etmesine karar verdi...
bu gelişme üzerine büyük bir titizlikle harekete geçen sinegraf bir çok oyuncuyla yaptığı deneme çekimlerinin ardından "gülşen" karakterini canlandırması için köprü, talih kuşu ve kurtlar vadisi pusu gibi dizilerden de tanıdığımız ipek karapınar' da karar kıldı. *
son bölümlerinde arda kural da yer almıştır. yerli leonardo rolünün yakıştığı ve kötü günlerinin başlaması arefesinde son iyi işlerinden biri olmuştur.