o an dolmuştaki yolcuların gözünde bir halk kahramanı pozisyonu kazanma olayıdır. dersten çıkıp eve gitmek için binilen dolmuşta kalabalığın en önüne düştüğünüzde herkesin size "geçirtme" sevdası baş gösterir.
-pardon şunu geçirebilir misiniz?%&/
-arkadan iki kişi vermiştik?!
-pardon şurda iki kişi, bütün verdik bozdurursanız artık !
ön koltuğa oturduğun anda para akışını sağlamak senin birincil vazifen olur, zamanla sinir bozucu olsada... ön kotuğa oturup da para akışını sağlamayan bizden değildir.
sırf bu akışın içerisinde olmamak için ön koltuklara oturmamak tercih sebebidir. ön koltukta olunsa da kulaklık takılıp kimseyi duymuyor gibi yapılabilir.- sarjı olmadığı halde kulağımda kulaklıkla inadımdan kıpırdamadığım olmuştur.- o halde de omzun yerinden çıkana kadar arkadaki teyze tarafından dürtülebilirsin ama bunlar göze alınacak riskler..
ne zaman minibüse binmek zorunda olsam başıma gelen olay. arkaya kaçsam yırtacağım da hınca hınç dolu nereye kaçıyorsun, gtüne bir kemik dayanması işten değil.
neyse buradan minibüs şoförlerine sesleniyorum. ben sana en az yirmi kişinin parasını uzatmışım, para üstlerini vermişim. emek vermişim yani. bunu küçük bir primle ödüllendir iki lira eksik al. n'olur yani? eyvallah muavin gibi insanmışsın bu da bizden olsun de.
ineceğiniz durağa kadar muavinlik yapmaktır. Dolmuş kullandığım orta okul, lise yıllarında kendimi dolmuşun mühim bir olmazsa olması hissederdim.
Sonuçta tüm para benim üstümden dönüyordu, bana güveniyordu insanlar.
Bir de şoför meşgulken, "abi bir kişi şuradan" deyince, "at kardeşim şuraya" demesi yok mu...
Bana güveniyor işte. 1 lira eksik atar mıyım diye düşünmüyor bile.