ve mutlaka kapatması.
yav, biraz bir lömcük açık bırak da az hava girsin; yok imkanı yok olmaz! leş gibi karbondioksit ortamda, aracın bir de kaloriferi (sıcak)açıksa, terlenir, nefes kokusu, havasızlık derken "Allahım sana geliyorum" diye cinnete koşulur, çıldırılabilir.
(Not: yaşlının üstünde muhakkak o sıcak ve havasız ortamda en yünlüsünden tüylü giyecekler varıdr o görüntü ile fenalıklara(ormanlık gibi birşey bu) doğru göz kararmaya başlar)
bi de bunun incecik, biraz göğüs dekolteli, topuklu ayakkabılı ve mini etek giyip, mutlaka iphone'dan yerli pop dinleyen versiyonu var ki; luma abisi ısırır onu, ham yapar.
ısrarla açılmaz o pencerelerden bir tanesi bile, içerisi insan içi kokar ve yolculuk bittiğinde mide bulantısı ve kafa güzelliğiyle inersiniz o araçtan.artık sizde yaşlanmışsınızdır. bir durak önce inilmelidir bu durumlarda...
sene geçen sene, yazın. ramazan. iftara 1 saat ya var ya yok. hava acayip sıcak. Dolmuş tıklım tıklım dolu ve büyük bir çoğunluğu terlemiş.
O ortamda paltolu bir teyze açmadı yanındaki camı, öndekini de kapattırdı. Bir şoförün yanındaki cam hafif açıktı sanırım ama ordan gelecek hava da insan barikatından bana kadar ulaşmadı.
Sonuç: 1 saatlik işkence, iftara kadar süren bir baygınlık ve ertesi gün mide bulantısı, kusma ve serum.
insani sinirden Deliye ceviren olaydir. ulan göt lalesi bindiğin dolmustaki 20 kişi de sana uyum sağlamak zorunda mi! Üşüyormuşmuş da, ruzgar çarpıyormuşmuş da açamazmış..