yeni tiplerinde açılan cam sayısı ve cam boyutu azaltılan araçlar.
bunun teknik sebeplerini bilemem ancak bilhassa yaz aylarında müthiş çile çekiyor insanlar bu yüzden. o dolmuşları/minibüsleri yapanlar zannediyorlar ki, türk şoförü için asıl serinletme amacı klimalar. hayır kardeşim değil. 100 dolmuştan bir tanesinde açıktır en fazla klima yaktığı için. yeni yapılan dolmuşlarda da doğru dürüst açılan cam yok, mahvoluyoruz içeride. tek çare üstü açılıyorsa dolmuşun üstünün açılması ya da kapı açık gitmek ki buna bile razıyız artık.
Türk yazılımcıların ilham alarak Dolmuş Driver isimli iPhone oyununu çıkardıkları dolduktan sonra kalkan taşıma aracı. Şaka maka Dolmuş Driver isimli oyunu oynadıktan sonra dolmuş şoförlerinin neler çektiğini net olarak anladım.
çok şükür ki 27 yıllık hayatım boyunca mecbur kalmadan otobüs, metro veya dolmuş kullanmadım.
üniversite yıllarında aracım arıza yapmış ve mecburi olarak dolmuşa binmem gerekmişti.
benim için garip bi duyguydu, ön tarafta olmamdan dolayı dolmuşun muhasebesi benden soruluyordu.
üstünü alamayan ve arkadan uzatamayanlarla hem ben muhatap oluyordum.
ve hayatım boyunca bozuk paraya bu kadar dokunduğumu hatırlamıyorum.
velhasıl kelam okula yaklaşmıştık ve orta kapıya doğru yavaşca ilerledim.
ve birden bire ağzımdan,
-"müsait bi yerde kalabilir miyim?" cümlesi çıkıvermişti."
o andan sonra geri dönüş yoktu... bana gülerek bakan gözler görüyordum.
tecrübesiz olduğum her halimden belli oluyordu....
kaptan ışıklara doğru dolmuşu yavaşlattı ve aynadan bana bakarak,
-"allah rahatlık versin kardeşim." dedi.
hayatım boyunca bu kadar utandığım başka bir an daha olmamıştı.
o gün bugündür ne zaman dolmuşa binecek olsam kendi kendime prova yaparım...
kesinlikle .rar formatında oluşturulmuş araç. dolmuşta nefes almak için yer yokken -evet,ciddiyim.nefes alabilmek için başınızı 90 derece yukarı kaldırmanız gerekebiliyor bazen- kalabalığın akış hareketleriyle beraber en arkaya sürüklendiyseniz ve biraz sonra eğer inecekseniz allah yardımcınız olsun diyorum başka da bir şey demiyorum. ulan sesini mi duyurcan o uğultuda, önündeki kalabalığı "pardon,afedersiniz" diyerek yarmaya mı çalışcan of,of sırf bu kalabalık yüzünden para çıkaramayıp * beleşe yolculuk yapmışlığım vardır gerçi,hakkını yemeyeyim ama şimdi evimde sakin sakin bunu yazarken bile stres yaptım lan.
buna verilen ismin acaba dolduğuna şoförünün bir türlü inandırılamamasıyla bir alakası var mı çok merak ediyorum. "dolmuşmuş... peh." mi dedi acaba şoför de sonra adı dolmuş olarak kaldı ki.
malt'ın en iyi şarkısı. riff mükemmel, sözler harika. ortada hoş ve kısa bir geçiş solosu var. daha ne istenebilir ki türk bir rock grubundan. ayrıca bu şarkı kesinlikle thrash metal havasında bir parçadır.
Arabayla yola çıktığında duraktan fırlayan ve duymadığımızı zannedip milyonlarca kez kornaya basan kişinin şöförü olduğu , ama bir o kadar da kısa mesafelerde otobüse oranla daha çok tercih edilen toplu taşıma aracı.
-Şurada inebilir miyim
-burada mı
-evet burada
-burası mı
-evet bak şurada
-şurası iyi mi
...( nasıl anlaştılar bilinmez ama adam en sonunda indi yani)
-Okula giden öğrenci: Işıklarda geçince inebilir miyim
-Dolmuşçu: Tabi indireyim:
-...
Dolmuşçu: Güle güle. Yine bekleriz.
bu olaylar bir tek ben bindiğimde mi yaşanıyor diye merak ettiğim taşıma aracıdır.
ankara'dakilerinin %90'ının şöförü karaktersizdir. hiç abartı yoktur. bildiğin karaktersizlerdir işte, anla sen.
1- bu anım dolmuş şöförlerinin gerizekalı olduklarını kanıtladığım anımdır. ankara'da siteler'den çıkan dolmuşlar vardır. sıhhıye'ye gider ve tekrar siteler'e geri dönerler. yol üzerinde 3-4 yerde dururlar ve 3-4 dakika beklerler. şimdi bir gün dolmuşta bir tek ben ve şöförümüz var.
ben : abi siz niye bekliyorsunuz böyle 3-4 yerde 3-4 dakika?
şöför : yolcu bekliyoruz işte.
ben : abi sen beklemezsen o yolcu gidip başka bir güzergahın dolmuşuna mı binecek!?
şöför : yooo.
ben : eee, o zaman hareket etsene abi!
şöför : ama, herkes bekliyor. hem onlar benim müşterim.
ben : hmmm. öyle diyosun demek, tamam, kaptan şimdi sakin ol, sorularıma cevap ver, durağına gidince de bunları arkadaşlarına güzelce anlat.
şöför : anlat bakeyim.
ben : kaptan, şimdi sizin toplam müşteri sayınız sabit değil mi?
şöför : eeee.
ben : o güzergahta çalışan dolmuş sayınız da sabit?
şöför : eeee.
ben : hiçbiriniz duraklarda beklemezseniz yine hepinizin alacağı müşteri sayısı aynı olacak değil mi?
şöför : eeee.
ben : lan salak, o zaman niye hem mal gibi boşuna benzin yakıyorsunuz bekleme yapıp, hem de dolmuşa binmiş yolcuyu boşuna bekletiyorsunuz!
hala beklemektedirler (!)
2- bu çok sık yaşadığım bir anımdır, ineceğim yerle alakalı, şöförün adiliğini göstermektedir.
ben : kaptan, lambaları geçmeden inecek var.
şöför : abi, yeşil yanıyo lambaları geçince olmaz mı ?!
ben : olmaz kaptan, geçmeden.
(o sırada it, çoktan, lambaları geçmeden durabileceği çizgiyi geçmiştir.
şöför : abi geçtik artık be.
ben : tamam, dur işte.
şöför : eyvallah abi.
ben : (dolmuştan inince) şerefsiz.
3- bu anım tek bir cümleden oluşmaktadır. 50 yaşlarında iğrenç bi şekilde makyaj yapmış teyze inmeye hazırlanırken şu cümleler ağzından dökülmüştür.
- şöför bey, münasip bir yerde inecek var.
dolmuştakilerin ortak akıl sesi : noluyor lan?
all of them- artık bunları hayatımızdan silip atmanın zamanı geldi, zaten birçoğu 20 yıllık araç. 15 dakikalık yola 2 ytl alıyor çakallar. üstüne belediyenin son model doğalgazlı otobüsleri solluyor bunları. ve bunların bir tabelaları vardır ki, bul bulabilirsen gideceğin yeri.
bir de sakın dolmuşta, dolmuş şöförünün yanına oturmayınız. tabela değiştirmekten tutun da, buharlanan yan aynayı temizlemeye kadar dandik işler yapabilirsiniz.