bir eliyle direksiyonu tutarken diğer eliyle para alması öbür eliyle de çayını içerken ahtopotumuzun son eliyle telefonu kulağına tutarak konuşabilmesi.
istanbul'da bir ara örneğine rastladığım detaylardır. biz arabayla bir dolmuşu tam sollamak üzereyken, dolmuş şoförü camdan çıkardığı eliyle "sağa geç" işareti yaptı. şaşırdık ama işaretine uyup elemanı sağdan geçtik. geçtiğimizde gördük ki adamı soldan geçseymişiz sol şeridin hemen birkaç metre ileride (ama dolmuş yüzünden biz farkedemiyorduk geçene kadar) bir mevzu (kaza veya onarım , şimdi hatırlamıyorum) yüzünden kapalı olduğunu anca o zaman farkedip o trafikte uzun süre çakılıp kalacakmışız.
Bizim merzifon'da bir doşmuş şoförü var, adam o kadar kibar, o kadar hoşgörülü ki, bazen yeter amk biraz dolmuş şoförü gibi davran diyesim geliyor.
Bir şoför yolcusuna; günaydın, hoşgeldiniz efendim, hayırlı işler, teyzem yardım edebilirim, hemen şurada indiriyorum ama araç durmadan ayağa kalkmayınız beyefendi, iyi yolculuklar diliyorum, para üstünü buyrunuz lütfen, teşekkürler ederiyorum, kendinize iyi bakın gibi laflar eder mi hiç? Hem de hiç bıkıp usanmadan hep güler yüz ile.
aracına binenlerin insan ve müşteri olduğu bilinci olması. mesela dolmuşa binersin para uzatırsın dolmuş şoförü triplerde afra tafra peşindedir.
parayı alıp para koyduğu yere atar para beğenmez. sonra ani gaza basmalar makasa girmeler ani frenler sanki koyun taşıyor. müşterileri havadan nem kaparak azarlaması. inecek var değince daha yeni durduk dercesine söylenmesi.
zaten bu dolmuşu kim icat ettiyse hindistan mı bura medeniyetten nasibini alamamış bir taşıma şekli. gerçi hepsi aynı lacivertin tonları.
araçlara bir standart getir. klimasız yaşlı yorgun bakımsız araçları çalıştırtma. şoförlerede belge ver sabıka kaydı keyif verici madde kullanmış psikolojik muayneden geçemeyen kişilere belge verme ve müşteri gibi denetçi binsin ve yaptırım uygulasın.