sipariş verdiğinizde fabrika çıkışı aksesuar olarak levye veya ıstavroz ile birlikte kutusunda gelir.bu ürün en iyi performansını kutu ile birlikte paket olarak gelen aksesuarı elinden alıp götüne soktuğunuzda verir.
türkiyenin en cahil insanlarının buluşma noktasıdır. arabalarına yazdıkları saçma sapan sözler mide bulandırır. mesela benden istediğin şeyi önce kendi kafanda mahkeme yap gibi. ilyas salman ve şener şen in çiçek abbasındaki karakterler bile içimi ısıtmaya yetmemiştir bu dürzülere. bizim buralarda şeşbeş ümit diye bi dolmuş şoförü vardı rivayet o ki günün birinde küçük bi çoçukla annesi biner bunun minübüsüne ve hemen şoförün arkasındaki koltuğa otururlar. biraz ilerleyince çocuk dayanamaz. - anne bu adamın gözleri tavana bakıyor kaza yapar inelim. şeşbeş ümit öfkeyle dikiz aynasından şaşı gözleriyle bakarak. - oğlum ben bi gözümle yolu bi gözümlede ananı kesiyorum senin haberin yok der. bizim buralarda yaşandığı rivayet edilen olay.. herkese renkli günler..
telekineziyle dolmuşu yönlendirebilir, vites değiştirebilir, para alıp üstünü verebilir, etrafa sallayabilir, tesbih çekebilir, radyoyla uğraşabilir, telefonla konuşabilir. Bunların hepsini aynı anda sadece dolmuş şöförü yapar, onlar uzaylıdır, aşmıştır. Direksiyon tutma harici her işi yaparlar.
marjinal kişilerdir nerde ne yapacaklarını ne diyeceklerini tahmin edemezsin. arkadaşım dolmuş bekliyodu, dolmuşçu da yakışıklıymış haa diyip bindi dolmuşa.5 dk sonra bi mesaj geldi telefonuma, dolmuşa adımını atar atmaz eteğine basmış ve kemer göğsünde etek belinde kalmış.çok gülmüştüm ee sen elin dolmuşçusuna o gözle bakarsan marjinal karakter seni çarpar.
lisede ulaşım aracı olarak dolmuşları kullanırdım beni her gün eve bırakan dolmuş şoförü bir gün teyzeye abla senin ev nerde bizim kız yukarda oturuyor şurdan döneyim demişti yolu uzatmamak için adamla muhabbetimiz olmamasına rağmen tanışık olmuştuk bu yolculuklar sayesinde.
kayseri'de bunlardan yoktur. belediye bu konuda tebrik ve takdir edilmelidir. kayserili az çekmemiştir bunlardan efenim. en kötü yolu 3 gidiş 3 geliş olan şehrin en solunu hep dolmuş şoförleri işgal ederdi. tabi kazalar da kaçınılmaz olurdu.
An itibari ile yardırmaya devam eden kendini ferrari pilotu sanan adamı içinde barındıran güruhtur. Bütün yolcular elele tutuştuk salavat getire getire gidiyoruz.
aslında her biri normal yaşantısında bir nebze daha normal olan ancak dolmuşçu çevresi nedeniyle minibüs üzerinde veya ortamında değişen kabalaşan, artistleşen şoförlerdir.
çoğunluğu cengiz kurtoğlu, ümit besen, ibrahim tatlıses vb dinleyen kişilerdir. açar sonuna kadar sesini bütün dolmuştakiler duyacak şekilde sabah sabah cengiz kurtoğlunun liselim şarkısıyla kafa sikerler.
kardeşim hiç mi pop dinleyen çıkmaz aralarında? rock bile demiyorum ya.
Genellikle genç olan bir türleri vardır ki en fena onlardır. Kolda apaçık façalar , 32 ayrı yerde dövme , kambur duruşlu, müslümcü tipler. Vites atmaları vardır ki ben kendimden iğreniyorum o an.
orospu çocuğu kimdir diye sorulduğunda, taksi şoförleri ile kafa kafaya yarışacak kimselerdir. Bunları sırasıyla halk otobüsleri, servis minibüsleri takip etmektedirler.
Çoğu cahil ve aklısıra fırlama kişilerdir, izmit yeniköy arası minibüs beklerken 1 saate yakın süre sonunda gelen arabaya bindim, doğal olarak arkadaş 1 saattir araba gelmedi nasıl bir tarifedir bu dediğimde, biz 15 dakikada bir araba yolluyoruz, siz benim önümden kalkana binmeliydiniz dedi. adam bizi salak sanıyorya, vala dedim sizin önünüzden kalkan küçük arabaydı göremedim heralde sizi görünce bende size bindim iyiki siz geldiniz dedim, vay anam sen ne demek istiyorsun'da küfürmü ediyorsunda bir sürü tartışma. Tek bir söz söyledim şöföre, çalarsan kapıyı, çalarlar kapıyı, önce sen kendi konuştuklarına bak.
aynı hat üzerinde zıt yönde giden şoförler birbirlerini gördüklerinde nasıl selektör yapıp, cam açıp öpücük yolluyorlarsa aynı yönde gidenlerde bir o kadar birbirini çekememezlik içerisinde olan şoförlerdir
sen git bir kaç saat önce öpücük yolla, sonra durakta 3 kuruşun hesabını yapacağım diye adamın kalbini kıracak şeyler söyle. hani nerde o yanyana geldiğinde ki masum gülümseme, nerde o arkadaşının yanından geçerken duramayacağından bari o içime huzur veren kornasıyla uzaklara gideyim diye düşündüğün için son ses çaldığın arabeskin sesini kıstığın günler. durup sigarasını yaktırtmadı diye yolculuk sonuna kadar için içini yerken "müsait bir yerde" diyen yolcuyu onu aklından çıkaramadığın için duymazken, aynı yöne düştüğün zaman müşteriyi çalmak üzere olan bir taksiciden farkı kalmıyor senin için..olm delikanlı olun biraz.
aşırı genelleme yapmamakla birlikte genel olarak özgürlüğü yanlış anlamış kişilerdir.yolun tamamen kendilerine ait olduğunu düşünüp hergün sürdüğünden mi bilinmez özgüven sınırlarını zorlar.
Bugün enteresan bir sekilde düzgün, iyi giyimli sacını basını taramıs, mukemmeliyetci bur tanesiyle karsilastigimdir. insan gibi surdu hicbir sigirlik yapmadi. Ayakta yolcu almadi. Arkadaslarini zabitaya karsi uyardi. Tabii dönüste okuzun biri telefonla konusup para ustu icin beni 10 dakika bekletince butun iyi duygularim kayboldu kendilerine karsi.