eğer son durakta inmeyeceksem yol boyunca yaşadığım lan bu otobüsten nasıl inecem amk? adım atacak yer yok şuna bak gerginliğidir. hani otobüste boş yer olmaz da şoför bağırır ya, boş yerleri dolduralım diye, hah işte öyle bir kalabalık oluyor ki herif o lafı söylemeye bile cesaret edemiyor. ve ben yol boyunca nerde nasıl ineceğimi hayal ediyorum. son durakta inip tekrar binmeyi göze alıyorum falan. çok ilginç.
-kapı tarafına oturulmasından dolayıdır ki zaten minibüs tıklım tıklımdır; erkek kişisinin kolunuza değdirmesi. değdirmesini geçtim bildiğin 9 aylık hamile lan kolum.
-yanınıza bilmem kaç aydır duş almayan insanın oturması. hayattan soğutur.
-müzik dinlerken eski bir arkadaşın yanınıza oturması. müzik dinleyememek, arkadaşın konuşacak bir ton konu bulması.
-şöförün yanına oturmak, şöförün hemşeri çıkması...
-minibüse binildiğinde tek boş yerin yanında eski sevgilinin oturması! allahım bu nasıl bir paradokstur!
-birtakım liseli çehrelerin en arkaya geçip karı kız muhabbeti yapması.
kaçak su kullandıkları halde 4526 gündür yıkanmayan kürtler.
bir de yazın o leş gibi ter kokan türbanlılar. abi bırak ben vereyim paranı sen o kolu kaldırma yeter ki...
not: arkadaş anlamam, adamla göz göze geldik baktım eli cebimde. hayırdır dedim. he pardon benim cebim sandım dedi kafayı çevirdi. gülermisin ağlarmısın bilemedim ki. tabi lisedeydik, karşımızdaki de yarmadan hallice olunca "hıı peki" diyerek uzaklaştık yanından. insan tırsıyor ister istemez.
dolmuş ta varacağın durağa gelmeyi beklerken niye gelmedik hala diye düşünüp yanındaki kişiye sormak, ve ters istikamet de olduğunu anlayıp bari son durağa kadar gidiyim demek o aradaki zaman dilimi olabilir mesela.
arka 4lü koltukta 3 tane şişman teyzenin oturması ve senin aralarına sığmaya çalışman. arkana da yaslanamadığın için yarım göt oturursun ya, ona çok tavım.
sıcak bir havada yapış yapış minibüste * sizin açtığınız camı arkadan gelen bir elin kapatması. sizin tekrar açmanız ve onun tekrar kapatması. ve bu kısır döngü.
kardeşinizle otururken, ebat olarak iki kişilik yer kaplayacak bir teyze, " kızlar parayı çıkaracağım kayın azıcık " diyerek yanınıza oturur, gideceğiniz yere kadar kalkmaz. o dolmuş yolculuğu çekilmez hale geldiği gibi teyzeyle cam arasında tost olursunuz.
havalandırması olmayan dar bir alanda, içinde kalabalık bir toplulukla giden bir dolmuşun içindeyken, dolmuşçunun ani duruş ve kalkışlarıyla birlikte denge kavramından yoksun olunduğu andır. ayakta da dursan, koltukta da otursan değişmiyor. dolmuş hep işkence.
ha dolmuş yolculuğunun çekildiği bir an varsa o da dolmuştan indiğin andır.
yanında çocuklu kadının oturması ve gece olduğunda çocuğunun sizin üstünüze doğru kayması. muavinin koridordan geçerken sürekli çarpması ve kendine özgü tavrıyla kimsenin ihtiyacını umursamaması. şoförün sigara içmesi ve kokunun bütün otobüse yayılması. Tam şükür kurtuldum derken valizinin koyduğun yerde olmaması.
Dizlerin sığmaması, zorla o dar alana sokmak neticesinde bir kaç gün sakat olunması. Sigara yakınca gelmesi, Arka sağda oturuyorsanız her frende uçup uçmama tedirginliği. Yazın camın önüne oturup sonra onu kapatan ve terlemekten mutlu olan teyzeler. Oturuyorsanız omuzunuza dayanılması.Tüm gereksizlerin oturakları doldurması sonrasında ilk binen yolcunun yaşlı, şişman olması ve elinde hışır hışır poşetleriyle binerken savaştan çıkmış gibi rol kesmesi.