arka 4lü koltukta 3 tane şişman teyzenin oturması ve senin aralarına sığmaya çalışman. arkana da yaslanamadığın için yarım göt oturursun ya, ona çok tavım.
dolmuş ta varacağın durağa gelmeyi beklerken niye gelmedik hala diye düşünüp yanındaki kişiye sormak, ve ters istikamet de olduğunu anlayıp bari son durağa kadar gidiyim demek o aradaki zaman dilimi olabilir mesela.
not: arkadaş anlamam, adamla göz göze geldik baktım eli cebimde. hayırdır dedim. he pardon benim cebim sandım dedi kafayı çevirdi. gülermisin ağlarmısın bilemedim ki. tabi lisedeydik, karşımızdaki de yarmadan hallice olunca "hıı peki" diyerek uzaklaştık yanından. insan tırsıyor ister istemez.
kaçak su kullandıkları halde 4526 gündür yıkanmayan kürtler.
bir de yazın o leş gibi ter kokan türbanlılar. abi bırak ben vereyim paranı sen o kolu kaldırma yeter ki...
-kapı tarafına oturulmasından dolayıdır ki zaten minibüs tıklım tıklımdır; erkek kişisinin kolunuza değdirmesi. değdirmesini geçtim bildiğin 9 aylık hamile lan kolum.
-yanınıza bilmem kaç aydır duş almayan insanın oturması. hayattan soğutur.
-müzik dinlerken eski bir arkadaşın yanınıza oturması. müzik dinleyememek, arkadaşın konuşacak bir ton konu bulması.
-şöförün yanına oturmak, şöförün hemşeri çıkması...
-minibüse binildiğinde tek boş yerin yanında eski sevgilinin oturması! allahım bu nasıl bir paradokstur!
-birtakım liseli çehrelerin en arkaya geçip karı kız muhabbeti yapması.
eğer son durakta inmeyeceksem yol boyunca yaşadığım lan bu otobüsten nasıl inecem amk? adım atacak yer yok şuna bak gerginliğidir. hani otobüste boş yer olmaz da şoför bağırır ya, boş yerleri dolduralım diye, hah işte öyle bir kalabalık oluyor ki herif o lafı söylemeye bile cesaret edemiyor. ve ben yol boyunca nerde nasıl ineceğimi hayal ediyorum. son durakta inip tekrar binmeyi göze alıyorum falan. çok ilginç.