insanda gereksiz endişe yaratır, bir kaptana, bir yola bakarsınız. içinizden de ' Nereye gidiyor bu gavat? ' diye sorarsınız.
ineceğiniz durağa geldiğinizde, büyük bir sevinçle, kolay gelsin dileyerek, minibüsten kendinizi atarsınız.
zordur be abi.sen en son binmişindir bir kere.herkes seni dışlar.enteresan enteresan bakarlar.dolmuştaysan kapıya en yakın yerde oturursun.genellikle 2'li koltuğa yama yapılmış yarım kıçlık yere oturursun.acıdır.acıtır yani ondan acıdır.sende para verirsin ama dolmuş koltuğuna değil sanayide 15-20 tl'ye yapılan derme çatma yarım kıçlık yere oturursun.arkadakiler sana uzatır paralarını şöföre vermen için.kafanın karışmasını beklerler.karışırsa şöför aynadan imalı bir bakış atar.hele bir de yanlış talimat verdiysen parayı verirken şöföre yol geçmez olur sana.inenlerin hepsi diziyle seni rahatsız eder.yol vermek için inersin dolmuştan inen iner şöför seni unutur ve ya inat olsun diye fake atar kapıyı kapatıp açarken...
erkekseniz gayet zevklidir. arkadaki 5 li koltukta yayaılarak oturur etrafa bakarsınız. inecek var deme stresi falan da yaşamazsınız ayağa kalktığınız an şoför anlar zaten durumu.
kişinin kafasında çeşitli senaryolar oluşturabilecek durumdur. bu senaryoların içeriğinde daha önce izlenilmiş olan; korku, adrenalin, dram ve polisiye filmlerinin etkisi büyüktür.
balcalıya giden turuncu otobüslerde lojmanda kalan insan için kaçınılmaz durum. acil durumda atlanacak pencere var mı diye bakılması, soforun yanında muavin varsa daha da korkutucu..
özellikle akşam saatlerinde yani hava karardıktan sonraysa, inin cinin top oynadığı bir yolda gidiyorsanız, ürettiğiniz senaryoların yanında korku filmleri hiçtir. yaratıcılığınız bir anda tavan yapar. inseniz dışarıdan korkarsınız, arabada kalsanız şoförden. çok zor durumdur vesselam.