elimizdeki grammar sense3 kitabını görüpte bize sadece hangi durakta ineceklerini ingilizce olarak sormaları üzerine bizim öğrendigimiz yeni kelimeleri üzerlerinde deneme şansına sahip oldugumuz yol boyunca durdurak bilmeden onlarla ingilizce konuşabilmek için binbir takla attıgımız o günleri düşünücede çok acıdıgım büyük ihtimal emekli, sırtlarında koca koca çantaları olan yabancı insancıklardır.
dolmuşçunun her durduğu yerde dışarıya "taksim taksim!" diye bağırmasından her seferinde taksime geldik sanıp inmeye çalışan ancak tarafımdan daha gelmedikleri söylenip yerlerine oturulurken suratıma "ee taksim diyo adam" dercesine bir bakış atan şaşkoloz tiplerdir.
türkiye hakkında yeterli bilgisi olmayan turistlerdir. zira dolmuş denen mekan gerçekten dolduktan sonra "fordcu" deyu tabir ettiğimiz kıllı göbekli hanzolar peydah olmaktadırlar ve onlar asla bir turisti dolmuşta affetmezler.
türk turizmine ihanet eden bu hanzolar, yazları plajda yüz üstü, yılbaşında taksimde depar halinde ve dolmuşlarda hemen arkanızda olacaklardır.
objektif dusunmekten yoksun olmadiginiz zamanlarda, mantikli gelecek yegane davranistir. cunku dunyanin bir cok yerinde taksiye binmek bir lukstur. hele ki avrupali turistler icin birebir bir luks statutusundedir. turkiyeye gelen turistlerin de cok zengin olmadigini dusunursek gayet dogal bir davranistir.
bir baska gozle de bakmak gerekir. eger bizlerde o turistler gibi onlarin memleketine elimizi kolumuzu salliyarak canımız cektiginde gidebilseydik, taksi tutmak yerine dolmasa biner bunun kariyla baska bir sehiri yahut gelecek sene icin baska bir ulke gormeyi hedefliyebilirdik.bu tamamiyle musriflikten kacinmaktir. keske bizlerde dolmusa binsek de baska ulkeleri rahatca gorebilsek.
unutmamak lazim :bunun en buyuk suclusu bizler degiliz...
mal mı desem, salak mı desem, puşt mu desem ne desem bilemiyorum. ulan adamlar dünyanın bir ucundan kalkıp geliyorlar beş kuruş taksi parası vermemek için dolmuşa biniyorlar. ee sonra? rezilliğin daniskası. geçen önümde bi oğlan vardı bir milyon uzattım "bi öğrenci" dedim, dik dik suratıma bakıyor. ecnebi memlekettenmiş meğer. neyse ki öndeki teyze farkettide aldı parayı elinden oğlanın. şerefsiz utanmasa yardım diye atacak cebine.
