parayı uzatırken abi iki kişi al, denilirse, üzerine sıva yapışmış o adamın gözlerinin içindeki mutluluk, kaç evin duvarını örüp içinde kaç çocuğu güldürdüyse onları yansıtır işte.
ilk stajımda benim mühendis olduğum ve işçilerden farklı yerde yemek yiyeceğim söylenmişti. evet iyiydi onlardan farklı yerde ve temiz yerde yiyecektim yemeğimi. ama sahada onlarla beraber omuz omuza çalışıyordum onları yönetiyordum. peki neden farklıydı. bir gün karar verdim ve işçilerin yanına yemeğe gittim. o günden beri hep onlarla yan yana yemek yedim onlarla güldüm onlarla ağladım. sonuçta bende bir işçiydim bende alın terimle kazanıyordum paramı ben okumuş onlar okumamış ne farkeder ki. biz bizi bildikten sonra. dolmuştada yan yana giderim otobüste de.
bu durum, eğer inşaat sektörü ile ilgileniyorsanız çok şanslı olduğunuzu gösterir. kendisinden inşaatçılığın püf noktalarını öğrenebilirsiniz. bu da, birlikte yaptığınız yolculuğun ne kadar yararlı geçebileceğini gösterir. ayrıca müteahhitseniz o işçiyi kafalayıp kendi inşaatınızda çalıştırabilirsiniz. dolmuşta inşaat işçisiyle yan yana oturmanın böylesine avantajlı yönleri vardır.
bunu ayrı bir başlık altında inceleme ihtiyacı duyan arkadaşın dolmuşta yanına oturabilmek için sivimi * mi bırakmam gerekiyor acaba diye düşünmeme sebep olan durumdur.
bir emekci ile yan yana oturmaktir. türkiyedeki durum dusunuldugunde yanimizdaki kisinin yasadigi zorluklari dusunup, eger rahat bir hayat yasiyorsak halimize sukretmemizdir. yurt disinda ise durum farklidir. yanimizdaki kisi usta degil el alti ise, 50 eurodan 80 euroya kadar gunluk kazanci, eger usta ise 120 euro ya cikan gunlugunu dusunup aylik kazancini 3120 euro olarak hesaplamaktir. iscinin turkiyedeki bir ogretmen maasinin kac kati maas aldigini fark etmektir. insaat iscisinin ev donusu ustundeki pantolunun armani ayakabilarinin nike, adidas , gömleginin tisortunun bilmem hangi marka kadar oldugunu görmektir.
bir şereftir.
bir emekçiyle birlikte oturmanın şerefidir.
ter kokusunu içine kadar hissetmenin güzelliğini yaşamaktır.
gururla evine götürdüğü ekmeğini taşıdığını görmenin güzelliğidir.
sevgidir, emeğin güzelliğidir.
insanları sınıflandırma çabasında olan zaatların farklı yorumlayacağı durum. bir insanın kendisini diğer bir insandan, o insanın yaptığı iş yüzünden büyük görmesi sadece o insanın küçüklüğüdür. oysa o zaat inşaat işçisi ile aynı havayı solumakta aynı suyu * içmektedir. sanki bu zaat hiç terlememiş hiç kirlenmemiştir. ama işçinin de suçu yoktu ki çalıştığı kaba inşaatta, yahut asfaltladığı yolda duş yoktur ki işi bitince bazılarının spor salonunda sporundan sonrası yaptığı gibi gidip duş alsın. temiz giyinip evine dönsün. rahatsız olan varsa ayağa kalkar yanında oturmaz olur biter. insan sınıflandırmaya gerek yoktur bu durumda*.
başlık dahilinde 3 entry dışında tüm entrylerin inşaat işçisini desteklediği olay.
şimdi 4 sayfa dolusu yazı var..görüyosun başlığı aha tartışma var ..mevzu varr..hemen anlıyosun başlıktan.kaka adamın biri emekçiye laf atmış şimdi ayran kavuttur burası diyosun..
yuppi hanım sen çekirdek getir ben de tang yapıyım diyosun..
akşamüstü akşamüstü bir heyecan,adrenalin..
yook arkadaş..
herkes iyinin tarafında.
öyle de ateşli bi tartışma havası var ki..
arto stüdyodan ayrıldıktan sonra "sen miydin ben miydim" tartışmasını devam ettiren ajdar olayı gibi.
tezin sahibi belki de sözlükten ayrılmış,aksine konuşan adam yok.ortada kurumuş bir sonbahar ağacının ince dalı herkes taşlıyor.
başlığı açan kişiye de söz verilse de hatta hatta onun yakınları,akrabaları ya da devlet tarafından atanmış bi avukat da ona gönderilse de..
biz de bu kadar hazırlık yaptık kum torbası dövenleri izlemesek.