Abdülmecit tarafından Zamanında istanbul'a metro yaptırılmak için alınan borçlarla inşa edilmiş. Topkapı Nasıl sadelik ve zarifliği temsil ediyorsa bu yapı da batılı tarzda şaşaanın şatafatın adeta bir temsili. Her şey beklentimin inanılmaz üstündeydi, özellikle selamlık bölümünde bayramlaşmanın yapıldığı salon abartısız bir mabet havasındaydı gerek 36 metre kubbe derinliğinden gerekse altın varaklı incelikli işlemelerden dolayı. Kısacası ertelemeden gidin ve görün.
vatandaş olarak gezildiğinde yani dümdüz hiçbir sıfat olmadan; dokunma, bakma, açma, fotoğraf çekmeyin, flaş patlatmayın, nefesinizi nesneye doğru almayına kadar varabilecek uyarılarla karşılaşılır. peki ya başbakan veya cumhurbaşkanı için aynı kurallar geçerli midir?
elbette hayır. sarayda her şey yapılabilir. ofis olarak kullanılır, şatafatı göstermek için dış ilişkilerin temsilcilerine yönelik toplantı düzenlenebilir. tarihi halıya basılır, sandalyeye oturulur, bilmem kaç yıllık avize sizi aydınlatabilir. o zaman tarihin bir önemi yoktur. tarih bir araç olur. size hizmet eden, şahsınızın malı gibi. saray senin olur da padişah sen olmaz mısın? elbette olursun. vezirlerin (danışmanların) etrafında, dalkavukların(milletvekillerin, yazarların) hazır ve ağzının içine bakıyor.
osmanlı'nın ne güzel bir eseri diye övünürsün; nasıl yapıldığına ve dönemin şartlarına bakmaksızın. sen ofis olarak kullanırken tarihin bir gerçekliği mi kalır? aman boş versene... o taş yapıyı neden yapmışlar ki? müze olarak mı kalacaktı yani? bir arz-ı endam yapılmasın mı? bal gibi de kullanılır. davet de veririm, toplantı ve görüşme de yaparım. hem o dönem padişah da kullanmış. şimdi ben gelmişim, ben de kullanırım. saray ne ki? ülke benim ! içindeki kullar (vatandaşlar) dahil !
ben başbakanım, ben cumhurbaşkanıyım ben her şeyim. ben olmasam maazallah yani...
içeri girmeden beni bir huzurun kapladığı ortamdır. kaç defa orada bulunduğumu hatırlamıyorum ve o ilk girişimdeki o duyguyu başka hiç bi yerde yaşamadım desem doğru olur.
geçtiğimiz günlerde yeni bir rehberlik sistemine geçmiş olan saray.bu sistem oturur mu, kalıcı olur mu bilmem; ancak şayet kalıcı olursa bundan sonra dolmabahçe sarayını, aynı birçok modern müzede olduğu gibi, koyun gibi güdülmeden, metazori usulü ile 80 90 kişilik gruplara bağlı kalmak zorunda bırakılmadan bireysel gezecek; rehberlik hizmetinden belli başlı noktalarda ve salonlarda yararlanacaksınız.yani rehber sizi girişten alıp çıkışa kadar sürüklemeyecek her salonda nokta nöbeti tutacak arzu ettiğiniz takdirde sizlere bilgi verecekler.hem böylelikle tek bir rehberle gezmeden bir çok farklı rehberden bilgi alabilecek, istediğiniz salonda istediğiniz süre durup istediğiniz tablonun önünde istediğiniz kadar düşünme ve bakma süresine sahip olmuş olacaksınız.süre sınırınız olmayacak.rahatça eşiniz dostunuzla sohbet edip tarihi konuşmalar belki geyik yaparak keyifli bir gezi geçireceksiniz.ha yok ben illa detaylı anlatım istiyorum koyun gibi güdülmek istiyorum tepemde biri sürekli konuşsun istiyorum diyorsanız da bir zahmet o paspamuk ellerinizi cebinize atıp bir acentaya uğrayıp kokartlı bir rehber kiralayacaksınız pek sevgili sanatsever insanoğlu.
bugün itibariyle can-ı gönülden gönüllü rehber olarak başladığım saray.
ayrıca çekilen telefon hattından sonra saraya konan ilk telefonun markası da ericsson 'dur.
ilk katı çıktıktan sonra hicaz valisinin gönderdiği fil dişinden gümüş işlemeli buhurdanlıklar gerçekten görmeye değerdir.
baştan sona 4 defa gezdim ve hiç bıkmadım. bıkamam. gerçekten inanılmaz.
hele hele gezdiğim her rehberden aldığım her farklı bilgi o kadar çok enteresan o kadar güzel ki. bu duruma binlerce kez şükür.
mehmet reşad zamanında saraya kalorifer sistemi getirilmiştir. bu kalorifer sistemis sarayı ısıtamadığı için, beşiktaş'ta bulunan ısıtma kazanlarından sıcak hava gönderilir ve salon kirişlerinin altındaki mazgallardan sıcak hava salonlara verilirmiş.
yine yamulmuyorsam mehmet reşad zamanında elektrik ve telefon hattı saraya getirilmiştir.
osmanoğulları hanedanının son dönemlerindeki temsilcilerinden birisinin aktardığına göre: sultan reşad döneminde, koskoca sarayda beş vakit namaz kılan kişi sayısı mehmed'in dışında sadece dörttür(sayıyla 4) mehmet reşadla beş oluyor.
Dun yabanci bir grup icinde ingilizce rehberle gezdigim saray. Grup icinde araplarin yogunlugu ve no photo uyarilarina ragmen gizlice video cekmeleri ilgincti hatta japonlar dayanamayip uyardilar araplari. Rehber zaman zaman on the tabela moduna girse de basariliydi. Bahcedeki tavus kusu da eski gunleri hatirlatan ilginc bir detaydi. Muayide ve elci kabul bolumlerinin tavanlari ise muazzamdi.
Pazartesi ve persembe gunleri kapalidir ucreti de pahali sayilir. Yine de osmanlinin son donemlerini yansitmasi acisindan buyuk oneme sahiptir. Bugun veya yArin gezmeyi dusundugum saraydir.