ilkokulda tahtanın boy hizasından başlayıp engin göklerine doğru giden yazma işlemi için ögretmenimizin kullandıgı ifade ile - armut toplamaya- gidiyor.
bir kısmı türkiye'ye geliyor. çünkü güzel ülkemin pek çok yerinde insanlar geçim sıkıntısı nedeniyle ellerinde, avuçlarında kalanı yani altınlarını satıyor. Bu altınlar eritilerek külçeler haline getiriliyor. Ardından istanbul'a gelen külçeler buradan da yurtdışında ki alıcılara satılıyor. Karşılığında dolar geliyormuş. Diğer taraftan 1.80 TL yi gördüğü ve ithalata bağımlı hale getirildiğimiz için sanırım ebemize geliyor/gidiyor.
dolar yazin 2,00 i bulur. negatif tepki gorur ve sene sonuna dogru 1 dolar + 1 euro / 2 yani 1,75 - 1,80 araligina oturur (bkz: bak bunu unutma yaz bir kenara)
vazelin üreticilerini el sıvazlayıp işte beklenen an yaklaşıyor stokları boşaltın dediğini duyacağımız, ilk önce acısı ile tanışacağımız sonra da zevk alacağımız bir noktaya ilerliyor.
adamlar 8 yıl önce doların 1.70 olmasından şikayet ediyorlarmış.
umarım bir 8 sene sonra da insanlar bizim için "oha adamlar doların 3.90 olmasından şikayet ediyorlarmış" demezler.
her şey pahalılaştı. benim işim bilgisayarla. yenilemem gerekiyor bilgisayarımı, ama günden güne gözüm korkuyor. elektronik fiyatları aldı başını gitti. külüstür pc ile grafik tasarım yapmaya çalışıyorum.
bir de bu dolar türk gezgininin kabusudur. uçak fiyatları artar, gittiğin ülkede alacağın suyu bile hesap etmeye başlarsın.
böyle bok bir yere gidiyor. aslında gitmiyor dolar. bizim tl sürünüyor.
ahmet mehmet amcaların ve ayşe fatma teyzelerin tekrardan taşın altına ellerini sokmalarına sebep olacak gidiştir. yastık altındaki dolarları bozdurun büyük oyunu bozun bir kez daha. varsa tabi yastık altında bir şeyler..
dolar 3.56 lara inince burada biz muhaliflere itler bilmem neler diye saydıran bir dayımız vardı nicki herkesin malumu. göremedim bu başlık altında niyeyse..