herhalde günümüzün, haftamızın, ayımızın en önemli sorularının başında "dolar ne olacak?" geliyor.
bu işi bilene sorarsanız, size herkes farklı şeyler söyleyecektir. mesela UBS Varlık Yönetimi emtia ve Asya-Pasifik Döviz birimi yöneticisi Dominic Schnider denilen yavşak doların zayıflayacağını söylerken, UBS varlık yönetimi birimi emtia ve forex idari direktörü Wayne Gordon şerefisizi "dolar değer kazanacak diyebiliyor.
eğer bu yavşak ve şerefsizin dediklerine bakıp, dolar ne olacak sorusuna yanıt arıyorsanız bulamazsınız. çünkü kısa dönedeki gelişmelere bakarsak:
ABD'de ISM Hizmet Endeksi 12 yılın zirvesinde ve piyasaların Beklentisi 58.5'ti. Endeksin 50'nin üzerinde değer alması sektörde büyümeye işaret ediyor. Yeni siparişler endeksi 62.8 olurken istihdam endeksi 57.5'e yükseldi. Bu, Mayıs'tan beri en yüksek seviye oldu.
Bu bize amerikan ekonomisinin en büyük kısmını oluşturan hizmet sektörünün güçlenmeye devam ettiğini gösteriyor.
Şimdi bir de öteki gelişmeye bakarsak; ABD hisse senetleri, dolar önemli paralar karşısında güç kazanırken haftanın son işlem gününde dalgalı seyretti. Cuma günü açıklanan tarım dışı istihdam verisi ABD işgücü piyasasına ilişkin iyimserliği olumsuz etkiliyor.
Şimdi ne olacak peki derseniz bana kulak verin: dolar trump abimizin dediği gibi, kısmen Çin’in kendi para biriminin değerini düşük tutması sebebiyle zaten “fazla güçlü”
Bundan dolayı, Trump’ın ekonomik politakası mantıken reflasyonist yani vergilerin düşürülmesi ve para basma ile sağlanan büyüme gibi beklentileri karşılayamasa bile, ABD ücret baskılarında ve Çin’de üretici fiyatlarındaki artışta yansımasını bulduğu üzere, küresel ekonomide iyileşme bekliyorum. dolayısı ile ABD merkez bankası Fed'in son ekonomik verilerden sonra Aralık ayında faiz artırımına gitme olasılığı çok yüksek. Artışlar muhtemelen gelecek yıl kademeli de olsa sürecek. Gösterge ABD 10 yıl vadeli tahvillerin faizi yüzde 2.40 seviyesini aştı.
ABD'de Fed'in başına şahin bir adayın getirilme olasılığı, vergi indirimlerinin geçme ihtimalinin artması, Avrupa Merkez Bankası'nın varlık alımlarını azaltmasının piyasalarda güvercin bir hareket olarak değerlendirilmesinin Euro/Dolar paritesini düşürmesi doların yurtdışında güçlenmesine neden oldu.
Özetle beklentiler genel anlamda gelişen ülkeler ve özelde Türkiye için kötüleşiyor ve fon çıkışlarının artmasından endişe ediliyor.içeride ise enflasyondaki güçlü seyrin sürmesi ve TCMB'nin son toplantısında somut adım atmaması ve yaptığı sıkı duruş açıklamasının piyasaları tatmin etmemesi TL'nin dolar karşısında zayıflamasında etkisi oldu. Merkez Bankası son enflayson raporunda, çekirdek enflasyonda ana eğilimdeki yükselişin sürdüğünü kaydetti ve manşet oran çift haneli seyrini sürdürüyor.
Öte yandan, yaz döneminden bu yana dolara talebin artmakta olduğu görülüyor. Genel bir gösterge olan döviz tevdiat hesapları Temmuz ortasından bu yana yaklaşık yüzde 4.5 arttı. Cari işlemler açığı da söz konusu dönemde yukarı yönlü eğilim gösterdi ve 5 milyar dolarlı seviyeleri gördü.
Daha basit anlatacak olursak; Dünyanın ekonomik güç dengeleri Amerika ve Avrupa’dan Asya’ya kaydı. Batı artık dünyanın en büyük askeri ve ekonomik güç odağını oluşturmuyor. Çin ekonomik ve askeri açıdan dünyanın yeni öncü gücü haline geldi. Bu elbette dünyanın her yerinde ekonomik ve jeopolitik açıdan tansiyonu yükselten bir gelişme. Türkiye de bu noktada, Batı dünyası ve NATO’nun mu, yoksa Doğu’nun mu bir parçası olduğuna karar vermek durumunda. Diğer bir başlık ise, 2008’den beri Avrupa ve ABD piyasalarında gerçekleşen sıfır faiz oranları. Borsalar artık ucuz ve düşük kârla seyrediyor. Ve yakın gelecekte yüksek geri dönüşler vaat etmiyor.
2010’dan beri Amerika, Avrupa ve Japonya parasal genişlemeye gitmişlerdi. Bu diğer para birimlerinin de güçlenmesine yol açmıştı. Ancak görüyoruz ki fed belli bir süredir faiz oranlarını yükseltmedi. Burada yakın bir zamanda doların yükselmesiyle sonuçlanacak bir artış beklenmeli. Bu olursa dolar daha da güçlenecek.
Yanisi romalılar, yurttaşlarım dolar, Euro karşısında ve diğer para birimleri karşısında giderek daha avantajlı ve güçlü bir konuma gelecek. Ancak uzun vadede herkes bilmelidir ki, altın, gümüş ve platin gibi değerli madenler en güçlü yatırım aracı olacak.
dolar ne olacak konusuna devam edecek olursak, Finans piyasalarında zamanlama olmazsa olmazlardandır. Çünkü hangi yatırım aracı yükselişte, hangi yatırım aracı düşüşte bunu izlemek ve bu doğrultuda doğru zamanda işlem yapmak bir hayli önemlidir.
Özellikle zamanlama konusunda dikkat edilecek husus ise teknik analizdir. Teknik analiz; geçmişteki fiyat değişimlerinden yola çıkarak gelecekteki fiyat hareketlerini tahmin etmek için kullanılan bir analiz yöntemi olarak tanımlanabilir. Teknik analiz aracılığı ile altın, dolar, petrol, gümüş, endeks, hisse senedi gibi herhangi bir yatırım enstrümanında fiyatların hangi yöne gittiğini çok pratik ve hızlı bir şekilde analiz etmek mümkündür.
işlem yapıyorsanız teknik ve temel analiz yönteminden faydalanarak işlem yaptığınız yatırım aracında fiyat hareketliliğine sebep olabilecek hiçbir unsuru göz ardı etmemelisiniz. Bir örnek vererek konuyu açıklamaya çalışırsam: fed'in yapacağı faiz artışı doların değerinin yükselmesine sebep olur. Dolayısıyla bu dönemde dolara yatırım yapmak doğru bir zamanlama olacaktır. Son örnekten yola çıkarak işlem yaparken; doğru zaman ve stratejiyle beraber piyasayla inatlaşmadan, güncel siyasi, ekonomik olayları yakından takip ederek hareket ederseniz siz de başarı yatırımcılar arasında yer alabilirsiniz.
faizi yükseltin ve para basmayın aq salakları zaten ne iş yapabilen var ne önünü görebilen var, en azından tl daha fazla erimesin sonra siktirin gidin de türkiye'nin gebeliklerini kesecek bir iktidar gelsin, her şey rayına oturur. suriyelilere adam başı yardım yap ve 30 milyar doları çöpe at, barzanistana iki milyar dolarcık aktar, kafana göre inşaat yap sonra dışsal maliyeti yarrak gibi girsin, yap işlet devret modeli projeler ile hazineyi emperyalistlerin üzerine yap sonra türk lirasının karşılığı kalmadı diye ağla, daha çok şey var da aynı şeyleri yazmaktan sıkıldık, sadece gülünçsünüz.
özet: oylar ak partiye, ehonomi çoh eyi.