Maalesef başkanlık sistemi olduğu müddetçe düzenli olarak artacaktır. Harari Homo Saphiens kitabında Kutsal Roma Cermen imparatorluğu ile Hollanda krallığını anlatan bir örnek vermişti. Avrupa'daki bir girişimci Hollandalı burjuvaziye rahatlıkla borç verip onunla beraber yatırım yapabilir çünkü Hollanda da güçler ayrılığı vardır, adalet sistemi daha geniştir. Oysaki Kutsal Roma Cermen imparatorluğunu yöneten Şarlken tek güçtür ve kimseye karşı sorumlu değildir. Kendisine karşı yatırım verildiğine bunu savaşla heba edebilir ve borcunu vermeyebilir çünkü üzerinde güç mekanizmaları yoktur.Türkiye'de ne yazık ki aynen böyle küçük bir çocuğun bile Alman vatandaşı olmayı hayal ettiği bir yerde hiçbir müteşebbise sakin, adil bir ülke olduğumuzu anlatamayız. Böylelikle dolar kuruda her sene birer birer artar.
aga saldım artık be yani zaten gelecek diye bi şey göremiyorum daha da kötümser olmayayım diye bakmıyorum da artık. biri geliyo vay amk 8.30 olmuş diyo ben de 10 olsun amk diyorum öyle saldım yani.
harbiden de 8.30 olmuş vay amk.
yine 2 sene önceki rahip brunson krizi gibi, arkasında pandemi (harcamaların kısılması, turizmin bitmesi), ülkelerin ithalata karşı aldıkları aşırı önlemler, şirketlerin vergi kaçırması vs. gibi etkenlerin olduğu bir tür kur krizidir.
trump veya biden'in seçilmesi günlük ve haftalık kur için etkili olabilir ancak son 4 aydır meydana gelen dövizdeki yükselişin tek sebebini buna indirgemek -tam tabiriyle- ahmaklıktır.
konum itibarıyla komşularımız hep kriz ve yokluk içerisinde. iran, ekonomik olarak kesinlikle bizden 4-5 kat kötü durumda. suriye'yi konuşmaya gerek yok. ırak ise tamamen amerika'nın boyunduruğu altında, kişi başı milli geliri 5900 dolar seviyesinde. (o kadar petrole rağmen)
yunanistan her daim ekonomik kriz içerisinde zaten. gidip de oralara iş kurulacak ne bir kafa, ne de cesaret var kimsede. ayrıca bizimle sürekli savaş çıkarmaya çalıştığı için, ekonomik olarak birlikte hareket etme noktasında değiller ve öyle bir niyetleri de yok.
tüm bunların yanında, hükümetin 2016 yılında almış olduğu karar neticesinde paypal'ın türkiye'den çekilmesinin akabinde ekonomi hep kötüye doğru gitti. buradaki türk satıcılar dropshipping (al-sat) bile yapsalar ekonomiye olumlu etkide bulunuyordu. ve şimdi... 2020 yılında, e-ticaretin giderek daha fazla arttığı bir dönemde, hükümetin de yavaş yavaş aklını başına aldığını görüyoruz bazı yeni yasalarla. umarım paypal'ı da bir an önce geri getirir ve paranın nereden ve kimden geldiğini kontrol edememe pahasına, ekonomiye olumlu etkisini düşünerek bir karar alırlar.
şahsi fikrim, e-ticarette türk şirketleri başarılı olursa, ekonomi yine stabil hale gelecektir. bunu desteklemek, başlangıçta küçük çaplı satıcılara bazı vergiler konusunda yardımcı olmak da hükümetin elinde. çin, bu tür vergisizliklere göz yumarak dünya'nın en büyük ekonomisi haline geldi. bizim en büyük ekonomi olmak gibi bir kapasitemiz yok ancak, kendi yağımızda kavrulup sağlam bir ekonomik yapıyla yaşayabilmemiz için bu konunun çok ciddiye alınması gerektiğini düşünüyorum.
Böyle bir yönetim anlayışı varken neden yatırım yapayım? Devlet bir bahane bulacak kurduğum fabrikayi sermayemi hiçe sayarak kayyum atayip sırf onun gibi düşünmedim diye elimden alabilecek yasalar cikarmisken? Neden Türkiye'ye yatırım yapayım önceden çin malı diyip güldüğünüz ürünlere bir bakın. Şimdi çin bakıp bu Türkiye malı diyip gülüyor. işçisi maaşından memnun olmayan bir ülkede kaliteli bir üretimden söz edebilir miyiz? Kalite nedir sahi? Bizim işini dört dörtlük yapan kalite kontrol mühendislerimiz var mı?
Kurun gerçek değeri 10+ ama biz yine de rasyonel argüman için 10 diyelim. Bir çok şirket bu fiyatlar üzerinden ithal mal girdi değeri hesaplamaktalar.
Hükümet ve bankacılık sisteminin kodamanları ters pozisyonda kaldıkları için kasten silah zoruyla dolar kurunu olması gerekenin altında tutuyorlar.
Anayasa ne banka sahiplerine ne hükümete ne de meclise silah zoruyla yalan söyleme ve bu yalanları yine silah zoruyla kabul ettirme hakkı vermemektedir.
Bu suça bulaşan herkese bu suçtan vazgeçmesini tavsiye ederim.