hayatın nekadar acımasız olduğunun farkedildiği anlardan birtanesidir. aynı zamanda ebeveynlerinizle aynı evde yaşıyor olduğunuzun da göstergesidir..
diyelim ki hafızanızı kaybettiniz; açın derin dondurucuyu, carte dor kutusunda bezelye varsa telaşa kapılmanıza gerek yok anneniz yakınlarda bi yerdedir zaten. onu bulamazsanız eğer aliminyum folyaya sarılıp kendine sucuk havası vermiş havuçta iş görür.
götünüzden şipir şipir ter aktığı ağustos sıcağında buzdolabı kapağında görüp tepenize dikmeye yeltendiğiniz 2,5 litrelik coca cola şişesinden pekmez çıkması kadar iğrenç değildir.
bir diğer versiyonu süt kokusundan dahi iğrenen, kokuyu duyunca midesi bulanan bünyenin ayran şişesinden doldurduğu sıvının süt olduğunu ağız dolusu püskürterek acı bir şekilde farketmesidir.*
kola şişesinin içindeki koyu renkli sıvının pekmez olması, ya da nutella kavanozunun içinden keten tohumu çıkması gibidir. büyük bir hayal kırıklığıdır. "aaa, nutella varmış, yuppi" diye sevindiğin şey keten tohumudur, daha ne olsun.
Bütün gün bekledim. Sonunda evde kimse kalmadı. Babam işte, annem pazara çıktı, kardeşim okulda. Evet difirizde bir carte dor kutusu (bir iki gün önce farketmiştim). Şimdi tam zamanı. Dolabı açtım , kutuya uzandım ve buzlanmış kapağı açtım. Hayatımın en büyük hayal kırıklığını yaşadım. Kutunun içinde ayıklanmış barbunya! Bu nasıl bi şey ya.
Bu gerçeğin ta kendisidir. Hem carte dor artık dondurmada sınır tanımıyor, dondurmanın bezelyelisini çıkarsa şaşırmam, hemen panik yaratmamak en iyisi, dondurması eksik bezelyeye yapılacak en iyi şey dondurma ilavesidir. Zararın neresinden dönsen kar durumudur.
bir de bunun şokella kutusundan kavurma çıkması durumu vardır ki, elinizde kaşıkla öylece kalırsınız.
neyse ki nutellam var. hem de içinde nutella olan. *
bağrım yanarken bir kaymaklı ekmek kadayıfı umudu ile açtım o kapağı. önceden çatal-kaşık neyse çıkarttım bile. aynaya bakıp saçlarımı bile düzelttim ey datlım. üstümü başımı toparladım, odamı sildim süpürdüm.
sonra seni çıkarttım kundaktaki bebek gibi. aldım bangoya koydum. kapağını açtığımda yaşadığım hayal kırıklığı seni bile eritir şimdi.
zamanında bulaşık eldivenlerini keserek lastik elde edip kullanan geri dönüşüm uzmanı annelerin 2000li yıllar buluşudur. bu annelerin renkli tv'ye geçiş döneminin bittiği ve her evde renkli tv olduğu dönemlerde radyoları saksı olarak kullanan modelleri bile vardır.
bu model annelere biraz fizik, kimya bilgisi yüklesen bitmiş pillerden jenaratör bile yaparlar.
buzlukta birkaç gündür gözünüze çarpmaktadır zaten ve istediğiniz zaman dondurma yiyebileceğinizi bilmenin hafifliği ile günlerinizi geçiriyorsunuzdur. derken işte o an gelir, canınızın dondurma yemek istediği o an.. elinizi uzatırsınız ve aynı anda içinizden de dersiniz ki: ooo, hem de çikolatalı! heh heh..
ne yazık ki o kısacık süren mutluluk anı yerini az sonra hüzne bırakacaktır.
yaz sıcağında serinlemek için arayış içerisindeyseniz ve en son dolapta dondurma olduğunu hatırlıyor, dondurma yemek için dolabı açıp bu durumu yaşıyorsanız; bu durum hayal kırıklığının doruk noktası olarak nitelendirilebilir.
fena koyar adama. Sen aç dolabı dondurma kutusunu gör bikaç saniye içinde o dondurmayı yediğinin hayali gözlerinin önünden geçsin sonra içinde o lanet olası bezelyenin olduğunu farket olacak şey değil dimi sözlük.